Anayasa Madde 9.

Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır!

Yargı, gerçek anlamda tarafsız olacak mı?

İktidar veya muhalefet yanlılarına karşı tarafsızlık nasıl sağlanacak?

Seçilecek Cumhurbaşkanının kimliği önemli olmadan, kim seçilirse seçilsin, yargının tarafsız olup olamayacağına bakmak istedim.

***

Anayasa Madde 146.

Anayasa değişiklik teklifine göre, Anayasa Mahkemesi 15 üyeden oluşur.

Anayasa Mahkemesinin 3 üyesi meclis tarafından seçilir.

Kalan 11 üye, Cumhurbaşkanı tarafından seçilir!

***

Anayasa mahkemesinin kuruluşu ve üyelerinin seçim şeklilerine baktığımızda, çoğunluğu Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş yüksek yargının nasıl bağımsız ve tarafsız kalacağı şüphe durumunu aşmıştır.

Seçilmiş Cumhurbaşkanının partisinin de doğal olarak mecliste çoğunluğu oluşturacağını da dikkate aldığımızda, tamamı iktidar/Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş bir yüksek yargıyla karşı karşıyayız!

Cumhurbaşkanının tarafsız olmayacağı, partili olacağı da dikkate alındığında, görevi bir anlamda yürütmenin yaptıklarının Anayasa’ya uygun olup olmadığını denetlemek olan bu yüksek yargının, kendisini seçen iktidara/Cumhurbaşkanına karşı tarafsız olmayacağı gün gibi aşikârdır.

***

Anayasa Madde 159.

Anayasa değişiklik teklifine göre, Hâkimler ve Savcılar Kurulu 13 üyeden oluşur. (Yüksek ibaresi, bilinmeyen bir nedenle kaldırılmıştır!)

Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanı Cumhurbaşkanınca atanacaktır. Bakanlık Müsteşarı, kurulun tabii üyesidir.

Kurulun 4 üyesi Cumhurbaşkanınca, 7 Üyesi ise Meclis tarafından seçilir.

***

Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme,

Atama ve nakletme,

Geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma,

Meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar.

Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar.

***

Cumhurbaşkanının partisinin de doğal olarak mecliste çoğunluğu oluşturacağını da dikkate alarak baktığımızda, tamamı iktidar/Cumhurbaşkanınca oluşturulan bu kurul aracılığı ile Cumhurbaşkanının Adaletin tamamına hükmedeceğini söylemek afaki olmayacaktır.

Bu şekilde oluşturulan ve artık “Yüksek” ibaresi kalmayan! Kurulun, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, Cumhurbaşkanı emir ve komutasında görev yapması olağandır.

***

Anayasa değişikli önerisinin bu iki maddesi ile konuyu incelediğimizde, bütün üyeleri iktidar partisi çoğunluğu ve Cumhurbaşkanınca belirlenmiş Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler Savcılar kurulu karşımızda duruyor.

Üyelerin tamamı iktidar partisi ve onun başkanı Cumhurbaşkanınca belirlenmiş yargı, ne bağımsız ne tarafsız olamaz.

Diğer taraftan, bağımsız ve tarafsız olması imkânsız yargı düzeni içerisinde, suç işleyen, hata yapan veya görevini kötüye kullanan iktidarın yargılanması da imkânsız hale gelmektedir!

Bir de, görevi devletin kurum ve kuruluşlarını, hata ve yanlışlara, görevi kötüye kullanmaya karşı denetlemek olan Devlet Denetleme Kurumunun da Cumhurbaşkanına bağlanması, üyelerinin tamamının Cumhurbaşkanınca seçilmesi ve ilgili kararnameyi çıkarmasıyla, Cumhurbaşkanı ve yürütme denetlenemez duruma getiriliyor.

***

Anayasa Madde 108.

Devlet denetleme kurumunun Başkan ve üyeleri Cumhurbaşkanınca seçilir. Devlet Denetleme kurumunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.

***

Bütüne baktığımızda; gerek yüksek yargı, gerekse diğer yargı organlarını denetleyen, oluşturan ve görevlendiren Hâkimler ve Savcılar kurumu, İktidar ve Cumhurbaşkanınca belirleniyor.

Devlet Denetleme Kurumu da aynı durumda.

Bu şartlar altında, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş, devlet kurumlarını yöneten yürütme de denetim dışı bırakılmış oluyor.

Anayasa değişikliği önerisi Meclisten geçtiği ve referandumda kabul oyu gördüğü takdirde, yargı ve yürütmenin denetlenmesi alanında yaşayacaklarımız bundan ibaret olacak.

Üzüleceğiz!