Ahmet Şık'ın da yargılandığı Oda TV davası öncesi İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen gazeteciler, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını isteyerek, "Yansak da dokunacağız" dedi. 

Aralarında gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın ile Yalçın Küçük ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın aralarında bulunduğu 13 sanıklı Oda TV Davası'nın bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek karar duruşması öncesi adliye önünde açıklama yapıldı. 

Çok sayıda gazetecinin katıldığı açıklamaya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Genel Başkanı Erkan Baş, Kırmızı Kedi Yayınevi Sahibi Haluk Hepkon, Berkin Elvan’ın annesi ve babası Gülsüm ve Sami Elvan da destek verdi. Gazeteciler tutuklu gazetecilerin fotoğraflarının yer aldığı dövizleri de taşırken tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın fotoğrafının yer aldığı “Kumpas sürüyor susmadık susmayacağız” pankartı açıldı. Açıklamada sık sık “Özgür basın susturulamaz”, “Ahmet çıkacak yine yazacak” sloganları da atıldı.

Gazeteciler adına açıklamayı Cumhuriyet Gazetesi yazarı Özgür Mumcu yaptı. "Türkiye için sıradan bir gün bugün" diyerek sözlerine başlayan Mumcu, “Gazeteciler, İstanbul Adalet Sarayı’nda yargılanıyor. Dün olduğu gibi, önceki gün olduğu gibi, hatta önceki yıl ve daha önceki yıl olduğu gibi…” dedi. 

'TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK GAZETECİ HAPİSHANESİ'

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (RSF) Türkiye için "dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi" olduğunu söyleyen Mumcu, Türkiye'de 58 gazete, 28 televizyon, 34 radyo, 5 haber ajansının kapatıldığını da hatırlattı. Bine yakın gazetecinin sarı basın kartının da iptal edildiğini dile getiren Mumcu, 140’tan fazla gazetecinin tutuklu olduğunu söyledi. "FETÖ" ile mücadele ederken, devletin sinir uçlarına kadar sızdığını söyleyen ve "FETÖ" ile mücadele eden Ahmet Şık’ın tutuklanma gerekçesi olan “FETÖ/PDY, DHKP-C, PKK” propagandasının gerçek dışı olduğuna dikkat çeken Mumcu, “Biraz vicdan sahibi olan, az biraz adalet duygusu nasibini almış hiçbir kimse bu suçlamayı kabul edemez” dedi. 

'GAZETECİLİK HAKİKAT ARAYIŞIDIR' 

"Gazetecilik ciddi bir iştir. İlkeli, ahlaklı ve cesur olmayı gerektirir. Biz eğriye eğri, doğruya doğru diyen gazeteciliğin kıymetli olduğu kanısındayız. Gazetecilik, her nevi iktidarın sözcüsü ya da aparatı olmak değil o iktidarı sorgulamak demektir" diyerek sözlerine devam eden Mumcu, şunları söyledi: "Gazetecilik hakikat arayışıdır. O hakikatin peşinde koşmaktır. Biz de bugün burada hakikatin ve adaletin peşindeyiz. Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Güray Öz, Tunca Öğreten bugün cezaevindeyse, Özgür Gündem’le dayanışma içinde olan nöbetçi yayın yönetmenleri yargılanıp hapis cezasına çarptırılıyorsa Türkiye’de basın özgürlüğünden söz edilemez." 

Dün Oda TV üzerinden gazetecilere yapılan baskıların bugün farklı bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Mumcu, “Gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı ve tutuksuz yargılanmalıdır. Yansak da dokunacağız” diyerek sözlerine son verdi. 

Açıklama sloganlarla son bulurken, gazeteciler duruşmayı izlemek için adliye binasına girdi.