İdlip pazarlıkları olağan harareti ile devam ediyor. Ama Kürt fobisi bazılarının herhalde sonu olacak. Bu fobi meselesinde daha önce Gayri müslüm halklar başı çekiyordu, şimdilerde biz dikkate değecek kadar kalmadığımız için müslüman Kürt halkı hedef noktasında. Kartlar mazlum Kürt halkı üzerinden karılıyor.

Bu uğurda iki günde bir müttefikler ve düşmanlar yenilenip duruyor. Rusya önce düşman, sonra müttefik, şimdi bir turdan sonra yine düşmanlığa doğru yol alıyor. Tabi doğal olarak ABD de yeni müttefik adayı.

Bu arada Türkiye için her şey Kürtlere karşı belirleniyor dikkatinizi çekeyim. Nefrette yaşanan bu kara sevda yüzünden , bu savaş durumu yüzünden bir de darbe atlatan Türkiye bu iç ve dış politika ile bakalım daha nelere gebe olacak, daha neler atlatmak zorunda kalacağız.

Oysa geçmiş hatalardan ders alınsa ve buna göre hareket edilse, savaş değil de denenmeyen tek yol olan barış denense bak o zaman Türkiye'nin Bugün yaşadığı birçok kriz de ortadan kalkacaktır. Başından beri dediğimiz gibi yanlışta ısrar edilirse bunun faturası oldukça ağır olacaktır, Türkiye bunun altından kalkabilir mi? Tüm bunları doğru şekilde hesaplamak şart, Ne derler yanlış hesap Suriye'den döner, sonra demedi demeyin....

Şimdi aslında söz konusu sadece nefret değil, elbette ekonomi politiği de görmezden gelmeyelim. Buraya kadar bir şekilde her şey İdare edildi ama Türkiye kriz ile dahi yönetilemeyecek duruma geldi, hamasetle de bu kriz çözülemeyeceğine göre artık fabrika ayarlarına dönme zamanı gelmedi mi?

Kırk senelik savaş sürecinde neredeyse tüm hükümetler benzeri yoldan geçtiler, sizde aynı yolu denediğinize ve sonuç aynı olduğuna göre daha söze ne hacet, yoksa evdeki bulgurdan da olacaksınız. Sadece siz bulgurdan olsanız o zaman sizin bileceğiniz iş deriz de, ah be kardeşim tüm Türkiye'yi uçuruma sürüklüyorsunuz. Bu kadar mı gözünüz karardı, bu ne hesaptır bu ne nefrettir. Üç günlük dünya için tüm yaşamı cehenneme çevirmek de neyin nesi, üç ya da bilemedin beş gün sonra diğer tarafa göçtüğünüzde ne diyeceksiniz, cennete gelebilmek için dünyayı cehenneme mi çevirdik. Hadi burada gemini bir şekilde yüzdürüyorsun da, orada yerler mi bunu iyi düşünün bence.

Tüm bunları gözleri bağlı etrafında ne olup biteni görmeyen biri olarak değil, Abdülhamit döneminden başlayarak, ittihatcılarla devam eden ve nihayet Cumhuriyet ile varlığımız yok ile var arasına indirgenen kadim Rum halkının evladı olarak söylüyorum. Bakın tam 63 sene evvel İstanbul da başta halkımız olmak üzere Gayri müslüm halklara karşı bir pogrom yapılmıştır.Bu pogromun yıl dönümünün olduğu zamandayız , acımız dün gibi taze ve o dönemin sorumluları tek tek ortada iken, hatta hatta her biri ayrı ayrı ödüllendirilmişken ,  o dönemin pogromını mahkum edecek yargılamalar 63 senedir orta yerde yokken, hatta bugün tek tük kalmış olan bizleri de kaçırtmak için her gün yeni yeni kovuşturmalar açıldığı gerçeği orta yerde iken bu çağrıyı yapıyorum.

Beni dinleyin yüzyıllık ah iyi değildir, bu ahlara yenilerini ekleyip durmayın. Ah'a maruz kalanların belinin doğrulduğu görülmemiş. Hadi sizler bunu göze almış olabilirsiniz de kardeşim freni patlamış bir kamyon gibi tüm Türkiye'yi de arkanıza katmış uçuruma gitmenin manası var mi ? Demedi demeyin bunun vebali iki dünyada ödenmez, siz beni dinleyin de fabrika ayarlarınıza dönün, ama sizin fabrika ayarlarınız da böyleyse artık denecek söz de bitmiş demektir.