Ortaçağ olarak yanlış etiketlenmiş bir kılıcın dünyanın en eski kılıçlarından biri olduğu ve Malatya – Arslantepe kökenli olduğu anlaşıldı.

Dünyanın en eski kılıçlarından biri, Saint Lazarus Adası’ndaki Mekhitarist Manastırı’nda bir vitrinde keşfedildi. Kılıç, Venedik Lagünü’ndeki küçük bir adada, Venedik Ermeni Manastırı’nda tutuluyordu.

Venedik Ca ’Foscari Üniversitesi’nden Vittoria Dall’Armellina, manastırı ziyaret ettiği sırada Ortaçağ eserlerinden oluşan bir vitrini incelerken kılıcın çok daha eski olabileceğini düşündü.
Antik Yakın Doğu’da kılıçların kökenleri ve evrimi üzerine yüksek lisans eğitimi alan Dall’Armellina, kılıcın Arslantepe Kraliyet Sarayı’nda (Malatya) bulunan kılıçlara benzediğine ve yanlışlıkla Ortaçağ olarak tanımlandığına inanıyordu.

Şimdi ise yapılan bilimsel bir çalışma, kılıcı MÖ 3000’lere tarihlendirerek dünyadaki en eski kılıçlardan biri haline getirdi.

Keşfin ardından, Sivas bölgesinden gelen aynı kılıç türü Tokat Müzesi’nde bulundu. Gerçekten de bu silah San Lazzaro’yla birkaç benzerlik gösteriyordu.

Son çalışmalara göre, bu tür bir kılıç, Fırat’ın yüksek kesimleri ile Karadeniz’in güney kıyısı arasında, Doğu Anadolu’daki nispeten küçük bir bölgede yaygındı. İz elementlerin analizi ayrıca metalin kesin kaynağını da saptayabilir.

Kılıç, bazı Arslantepe örneklerinin aksine dekore edilmemişti. Kılıç üzerinde görünür yazıtlar, süslemeler veya ayırt edici özellikler yoktu. Çok iyi derecede korunmadığı için herhangi bir kullanım izi tespit etmek de mümkün olmadı.

Kılıcın üzerinde hiçbir dekorasyon ya da yazıt olmaması, muhtemelen Arslantepe’nin ilk evrelerinde yapılmış olabileceğine işaret ediyor.

Sonuç olarak, kılıç aslında savaşta kullanılan bir saldırı silahı, tören kılıcı veya mezar eşyalarının bir parçası olabilirdi.

Muhtemel bir hipoteze göre kılıç, mezar eşyaları daha sonra karaborsaya yayılan yağmalanmış bir mezarın bir parçasıydı.

Aslında kılıç, Anadolu ve Kafkas mezarlarının zengin bir dizi mezar eşyası, silah ve mücevherlerle süslenmeye başladığı bir dönemde, yeni bir elit savaşçıların ortaya çıkışının bir işareti olarak yapılmış olmalıydı.

Kılıç, 19. yüzyılın ikinci yarısında Trebizond’dan Venedik’e, bir sanat satıcısı ve koleksiyoner olan Yervant Khorasandjian’dan bir hediye olarak gelmişti.

Kaynak: Arkeofili