Bugün Kurban Bayramı…

Öncelikle tüm Müslümanların bayramını kutlamak isterim…

Ama…

(Sanırım ama’lı yazılar yazmaktan kurtuluş yok bundan böyle…)

Ama insan, içinde yaşadığımız şu günlerde ‘Kurban’ üzerine düşünmekten alamıyor kendini…

Bir türlü caydırıcı ve koruyucu önlemler alamadığımız için ‘erkek şiddeti’nin ‘kurban’ı olan kadınlar…

Kürt Sorunu'nu çözmek yerine savaş baltalarını bilemekten vazgeçemeyişin ‘kurban’ı Türk ve Kürt gençleri…

Başımıza gelen onca felakete rağmen idari tedbirleri alıp uygulamayışın ‘kurban’ı depremzedeler…

“SON KURBAN DA YENİ ANAYASA”

Tam da, yaşadığımız ağır sorunlara köklü çözümler üretebilmek için yıllardır tüm demokratik güçlerin dile getirdiği “Yeni, sivil ve demokratik anayasa” talebi konusunda toplumda bir beklenti ve mecliste ortak bir irade oluşmuşken, yeni anayasa çalışmaları için mecliste kurulan Uzlaşma Komisyonu’nda tüm partiler yer almışken, bu komisyonun BDP’li üyesi Profesör Büşra Ersanlı KCK üyesi olma iddiasıyla tutuklanıverdi.

Böylece “Yeni, sivil ve demokratik anayasa” çalışması da daha başlama aşamasında kurbanlıklar arasına katıldı mı?

Alın size Kurban Bayramı...

KURBANLIK KOYUN GİBİ BEKLEYECEK MİYİZ?

Tüm varlığımızı yokluğumuza ‘kurban’ ettiğimiz bu ülkede, birbirimizi kurban ede ede yaşarken, hayatlarımız kurbanlarımızın acı hatıralarıyla kuşatılmışken, tam da bu anda bir Kurban Bayramı ile karşı karşıya kalmak sizi de şok etmedi mi?

Yoksa, bu bizim tarihsel yazgımız mıdır?

Her şeyine, her zaman Kurban olduğumuz  bu ülkede bize ancak Kurban olmak mı düşer hep?

Halbuki, kadın cinayetlerine, Kürt Sorunu'na, deprem tehlikesine karşı gerekli adımları atsak, yeni anayasa için hassas hareket etsek, yani kurbanlık koyun gibi beklemesek, bu tarihsel yazgılarımızdan kurtulabiliriz.

Kurban vermeden, kurban almadan, kurban olmadan da yaşayabiliriz belki de...

Bir de bunu denesek?

Bu prangalarımızdan kendimizi kurtarabilecek iradeyi ortaya çıkarabilsek, hepimize her gün bayram olmayacak mı?

Neyse, kimsenin zaten kurban olmuş bayramını bir de biz zehir etmeyelim şimdi…

Aslında en güzel bayram mesajını Aydan Çelik ‘Bu bayram ET'leriniz bizden olsun!’ diyerek verdi…

Ben de bu dilekten ilham alarak devam edeyim…

Umarım önümüzdeki günler, yaşadığımız günlerin en büyük 'kurbanlar'ı haline getirdiğimiz, kadınları, Türk ve Kürt gençlerini, depremzedeleri E.T. gibi birer bisikletle özgürlüğe uçurmayı başarırız…

Yani hep birlikte bu konularda yoğunlaşıp, kalıcı çözümler elde edene kadar ipin ucunu bırakmayız...

Yeni, sivil ve demokratik bir anayasayla yeni bir sayfa açarız.

Varlığımızı yokluğumuza kurban etmediğimiz, yoluna kurban olmadığımız bir gelecek dileğiyle, bayramınız kutlu olsun…