Semih Öz

Vergiler her zaman beklendiği gibi karşılık vermeyebiliyor dünyada, mesela yıllardır vergiler için şu söylem hep kulağımıza takılmıştır: “Vergiler; yol, su, elektrik olarak döner.”  Şöyle bir tarihe baktığımızda böyle bir şey dönmediği göze çarpar.

Örnek vermek gerekirse: Fransa’da, Fransız Devrimi’nden önce “Tuz Vergisi” toplanması. Bu vergi, o dönem için Fransa’da bir dönüşüm sağlamadı. Türkiye’ye baktığımızda ise benzer bir vergi, 1942 yılında “Varlık Vergisi” adı ile ortaya çıktı ve çok farklı sonuçlara yol açtı.

Bu verginin borçlarını ödeyemeyenler borçları karşılığı “bedenen çalışma” adı ile kamplara gönderildi. Bundan tam 79 yıl önce bugün, bu kamplardaki insanlar hakkında af çıkarıldı ve vergi borçları affedildi. Böylece bu çalışma kampları terk edildi.

TEMEL İHTİYAÇ KITLIĞI

Türkiye, 2.Dünya Savaşı’nın başladığı 1939 yılına kadar birçok ekonomik kalkınma planı yaptı. 1934-1939 yıllarını kapsayan “Birinci Beş Yıllık” plan kalkınması çerçevesince sanayileşmede,  Etibank ve Sümerbank gibi Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) kuruldu.

Bu plan istenileni vermese de belirli bir ekonomik iyileşmeyi sağladı. 1940 yılına geldiğimizde ise Türkiye’de Milli Koruma Kanunu çıkartıldı.

Bu dönemde kısmı seferberlik ilan edildi ve bu durum temel ihtiyaçların kıtlığına sebep oldu. Bu kıtlığın üzerine ise artan dış ticaret bilançosu halkı sefalete sürükledi.

Bu sefalet elbette kendi zenginlerini doğurdu. Bu zenginler, karaborsadan çok kazanç elde ettiler. Durumun üzerine ise 11 Kasım 1942 yılında Varlık Vergisi çıkartıldı.

Ekonomik altyapısı bu şekil olsa da, bu vergi belli bir siyasi çizgide ilerledi. Varlık vergisi en başta, zenginlerden alınan vergi gibi görünse de, Türkiye’de sosyo-ekonomik değişimlere sebep oldu. Dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu’nun şu sözleri ile yasanın nasıl uygulanılacağını belli etti: "Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz."

Teoride yasanın ayrımcı olduğu gözükmese de, bu sözler üzerine pratikte ayrımcı olacağı anlaşılmış oldu. Ayrıca, çıkarılan kanun metninde vergi oranlarının ne olacağı yazmıyordu. Bu oranın tespiti ise yerel hükümet memurları, belediye meclisi ve ticaret odalarının temsilcilerinden oluşan bir komisyona bırakıldı.

WhatsApp Image 2022-12-02 at 12.58.26 (1)

Durumun böyle olması ile keyfiliğin de önü açılmış oldu. Vergiler daha toplanmamışken dönemin gazetelerinde “Karaborsacı Yahudi” tiplemelerini içeren karikatürler, hemen hemen her gün yayınlandı. Yasa yürürlüğe girdikten sonra, İstanbul’da kurulan komisyon, 18 Aralık 1942’de ilk vergi listelerini açıkladı. Bu duruma göre vergi yükünün %87’si gayrimüslimlere %7’si ise Müslümanlara yüklendi. Kalan %6’lık kısım ise azınlık ve göçmenlere yüklendi. Ayrıca gayrimüslimlere vergilerini taksitlendirme seçeneği de sunulmadı.

WhatsApp Image 2022-12-02 at 12.58.27

ÖDEYEMEYENELER ÇALIŞMA KAMPLARINA

Bu durumun üzerine vergilerini ödeyemeyenler de oldu. Borcunu ödeyemeyenler mallarına haciz koyuldu ve borcu yine kapanmayanlar çalışma kamplarına gönderildi.

İstanbul’da 32 kişilik gayrimüslimlerden oluşan ilk sürgün kafilesi, 27 Ocak 1943’de Erzurum Aşkale’de çalışma kampına gönderildi. Daha sonra ise Aşkale’de toplam 2057 gayrimüslim sığdırıldı. Kamp birçok açıdan zor bir yerdeydi ve şartlar zorluydu.

Kampta çalışanların ücretlerinin yarısı vergi borçlarına gidiyordu. Kampa gönderilen yaşlılar ise yörenin gençleri ile anlaşıp, kendi yerlerine onları çalıştırdı ve belirli bir ücret ödedi. Kampta bulunan 2057 kişinin 1869’u İstanbulluydu.

Kampa gidenlerden ise sadece 579 kişi vergi borcunu oradayken ödeyebildi ve geri dönüş yaptı. Son olarak ise kampta 21 kişi hayatını kaybetti. Sürgünlerden 900 kişi ise Eskişehir Sivrihisar’a gönderildi. Bu durum Türkiye’nin dış siyasetinde de etkilere sebep oldu.

İkinci Dünya Savaşı dışında kalmaya çalışan Türkiye’ye, Müttefik devletler tarafından Yahudi karşıtlığı suçlaması yapıldı. Bu durum Türkiye’nin o yıllarda, Miğfer devletlerini geriletmeye başlayan Müttefik devletler ile aynı tarafta olabilme çabasına sekte vurdu.

Dış siyasette bu kötü gidişatın üzerine, 17 Eylül 1943’de TBMM toplandı ve vergi borçlarını silme kararı aldı. Bu kararın ardından 2 Aralık günü,  kamplardan insanlar çıkmaya başladı. 15 Mart 1944 tarihinde ise yasa tamamen yürürlükten kaldırıldı.

WhatsApp Image 2022-12-02 at 12.58.27 (1)

GAYRİMÜSLİM NÜFUS AZALDI

Varlık vergisi ekonomik olarak gayrimüslim sermayenin güç kaybetmesine sebep oldu. Bu boşluktan ise Türk sermayesi karlı çıktı ve yeni zenginler oluştu. Oluşan bu yeni zenginler ise ekonomik müdahalenin olmadığı, ekonomik politikaları arzuladı.

Demokrat parti bu arzu sayesinde güç kazandı ve bir sonraki seçimi kazandı. Demografik olarak ise Türkiye’de varlık vergisi, gayrimüslim nüfusun azalmasına sebep oldu.

Gayrimüslim nüfus, 1935 yılındaki nüfus sayıma göre ülke nüfusunun %1,98 oranında iken 1945 yılında %1,56’ya geriledi. Daha sonraki yıllarda ise Türkiye’de yaşananlar bu oranın iyice gerilemesine sebep oldu.