Toros Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü son sınıf öğrencisi Feray Şahin’i öldürdüğü gerekçesiyle 5 yıl 3 ay hapse mahkum edilen özel harekât polisi Fatih Burak Aykul tutuklu geçirdiği bir buçuk yılın ardından tahliye edildi.

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, Aykul hakkındaki kararı onadı. Daire, Aykul’u, tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak, yurt dışına çıkış yasağı koyarakserbest bıraktı. Aile, Yargıtay’a itiraz edecek.

Açıklanan karar sonrası Feray Şahin’in babası gazeteci Bekir Şahin, Adana Bölge İdare Mahkemesi’nin dosyadaki eksikleri soruşturma gereği bile görmediğini ifade etti.

Evrensel'e konuşan baba Şahin mahkemenin yok edilen delilleri araştırmadığını vurguladı. Zanlının, varsayımlarla serbest bırakıldığını belirten Bekir Şahin, dosyadaki çelişkiler hakkında şu bilgileri verdi: 

“Sanığın yalan, yanlış, asılsız iddiaları doğrultusunda Mersin’deki 5. Ağır Ceza Mahkemesi savcısının verdiği mütalaa aynı mahkeme tarafından hiç düzeltme yapılmadan karar olarak verilmişti. Ancak büyük umutlar içinde olduğumuz, hatadan dönülür diye beklenti içinde olduğumuz Adana İstinaf Mahkemesi de maalesef vicdanlarımızı sızlatan o kararı onayladı. Adana İstinaf Mahkemesi kararında sanığın kasten öldürdüğüne dair somut delil olmadığını belirtiyor. Madem öyle katil delilleri neden yok etti.

Nerede bu deliller, niçin yoktur diye niye sorulmadı, sorgulanmadı, araştırılmadı. Bunu görmeyecek kadar acizler mi? Katil 3 yıldır maktul ile görüştüğünü iddia ediyor ve mahkemede bunu olduğu gibi kabul ediyor. Peki, geriye dönük üç yıla ait, herhangi bir delil veya tanık var mı, mahkemeye bunla ilgili bir şey sunuldu mu? Ne bizler ne okul arkadaşları ne binadaki hiç kimsenin tanımadığı bu katilin söylemi nasıl kabul ediliyor? İstanbul Adli Tıp Kurumu Feray’ın uzak atış ile öldürüldüğünü belirtiyor. Üstelik o raporda mesafe belirtilmemesine rağmen, mahkemenin ileri sürdüğü 40 cm mesafesinin bilimsel dayanağı nedir, bu yönde yapılan bir keşif, inceleme var mı, araştırma ölçüm var mı? Varsa somut belge neden gösterilmedi? Böyle afaki, gerçekten uzak, bilimsel dayanağı olmayan varsayımlarla gencecik bir kızın öldürülmesinin üzerini kapatmaya kimin ne hakkı var?” dedi.

DNA'LARI TIRNAKLARININ ARASINDA BULUNDU

Katilin DNA’sının kızının tırnaklarının arasından çıktığını söyleyen Baba Şahin, “Belli ki bir direnme var. Mahkeme kararında bundan neden söz etmiyor. Katilin vücut muayenesi niçin alınmadı, bu neden sorgulanmadı, araştırılmadı. Mesafe tespitiyle ilgili, mermi seyriyle ilgili, yara iziyle ilgili niçin uzman bilirkişilerden görüş alınmadı? Katil ifadesinde ‘silahın kabzası da, hakimiyeti de bendeydi’ demesine rağmen, niçin bu ifade dikkate alınarak mahkeme başkanı sanığa ‘O zaman neden ateş ettin’ diye tek bir soru bile sormadı? Tüm bunları üst üste koyduğumuzda bu cinayet, ta başından karartılmak, kapatılmak, katil aklanmak istenilmiştir. Tezgâh böyle hazırlanmıştır. Mahkemede bunları görmezden gelmiştir. Oysa mahkemenin görevi cinayeti aydınlatmaktı ama yapılmadı” diyerek karara tepki gösterdi.

"POLİS OLMANIN NE AYRICALIĞI VAR?"

Anne Aysel Şahin ise “Kızımızın suç neydi de öldürüldü. Katil açık açık yalan söylüyor ama mahkeme üyeleri bunların hiçbiri soruşturmuyor ortada deliler var ama mahkeme üyeleri bunları görmüyor. Polis olmanın ne ayrıcalığı var. Polisin suçsuz günahsız insanları öldürmek gibi bir hakkı mı var? Nerede bu bağımsız yargı? Biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Bağımsız bildiğimiz yargı niçin bu kadar yanlı karar veriyor? Neden soruşturulmuyor deliler?” diye sordu.