Gazeteci Ümit Kıvanç, Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan operasyonu değerlendirdi:

"Cumhuriyet’ten tutuklananlar arasında iki kişiyi şahsen iyi tanıyorum. Turhan Günay ve Kadri Gürsel. İkisinin de, iktidar ve hizmetkârlarının “terör” dediği şeyle uzaktan yakından alâkası olamaz. Herhangi bir “darbe” ile alâkaları olamaz. Kadri güncel siyasî yazılar yazan bir gazeteci, iktidarın sert eleştiricilerinden, haydi ona bu yüzden taktılar diyelim, (“ufaklık”) Turhan kitap eki yönetiyor, ona kim niye takar, anlamak imkânsız.

İktidar propaganda aygıtında mesai yapan muhterem zevattan ikisini de tanıyanlar çıkar muhtemelen. Kimse değilse Abdülkadir Selvi, uzun süre televizyonda tartıştığı, program aralarında muhtemelen çay içip sohbet ettiği Kadri’yi tanıyordur. Kadri’nin doğru dürüst bir çoğulcu demokrasi dışında derdi olmadığını çok iyi biliyordur. Turhan’ı da kitap âlemiyle ilgisi olan herkes tanır.

Yazar Sema Kaygusuz, Turhan için şöyle bir tweet attı: “Hayatımda tanıdığım en çelebi kişiliktir Turhan Günay. Kitaplara kuşa dokunur gibi dokunur, yazara şefkat duyar. Şimdi arkadaşlarıyla hapiste.”

Her kelimesine katılırım. Eğer bir insan Turhan’ı tanıyıp da ona kötülük etmeyi düşünmüşse, o insanı tereddütsüz hayatınızdan silebilirsiniz. Bu faslı bu yazının sonuna ekledim, çünkü yalanın hükümranlığı bir yandan da ciddî bir insanî sorun, bir ahlâk sorunudur.

Behey iktidar hizmetkârları, aranızda bu yalan, riya, fırsatçılık furyasından, gaddarlıktan, acımasızlıktan rahatsız olan kimse mi yoktur? Parçası, aleti, aktörü ve figüranı olduğunuz kirli oyun hiçbirinizin hiçbir yerini mi kirletmiyor? Siz hangi malzemeden yapılmasınız?"