HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İzlanda eski İçişleri ve Adalet Bakanı Ogmundur Jonasson, Akademisyen ve Antropolog Felix John Padel, İnsan Hakları Savunucusu Melinie Ann Gingell, Galler İşçi Sendikaları Kongresi Genel Sekreteri vekili Shavanah Taj ile Avrupa Panrlamentosu üyesi Julie Ward’dan oluşan Uluslararası Barış Heyeti ile HDP Genel Merkezi’nde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın aralarında bulunduğu HDP heyetiyle görüştü.

‘Tecrit devam ederken biz de etkinliklerimizi uluslararası boyutta ve Türkiye’de sürdüreceğiz’ ifadelerini kullanan Avrupa Panrlamentosu üyesi Julie Ward, “Tabii spesifik olarak İmralı’daki tecridin yanı sıra HDP üzerindeki baskılar konusunda da kaygılarımız söz konusu. HDP’nin tutuklu siyasetçileri Sayın Demirtaş -ki yakın zamanda hakkında AİHM Büyük Dairesi’nde bir karar çıkması bekleniyor- belediye başkanları cezaevinde. Seçilmişlerin özgürlüklerinden nasıl mahkum edildiklerini gördükçe kaygılarımız artıyor. Biz önümüzdeki 3-4 içerisinde Ankara, Diyarbakır ve İstanbul’da yoğun görüşmeler yapacağız. Bu görüşmeleri STK’lar ve çeşitli çevrelerle yapacağız. Kürtlerin büyük bir baskı politikasına maruz kaldığını biliyoruz” dedi.

Görüşme sonrası yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:

PERVİN BULDAN: ÖCALAN SIRADAN BİR TUTUKLU DEĞİL HÜKÜMETİN TECRİT YAKLAŞIMINI KABUL ETMİYORUZ

Bugün önemli bir heyeti ağırlıyoruz. Bu heyet Avrupa'dan gelen bir barış heyeti, içerisinde önemli şahsiyetlerin olduğu bir heyet. Öncelikle kendilerine teşekkür ediyoruz. Çok hassas bir konu üzerine Türkiye’de birkaç gün kalmak üzere, özellikle tecrit konusunu gündemleştirmek ve tecrit ile ilgili bilgi alışverişinde bulunmak için buradalar.

Bizimle de bu konuda ilgili bizimle görüşme gerçekleştirdiler. İmralı adasında Sayın Öcalan üzerinde mutlak tecridin devam ettiği bir dönemde böylesi bir heyeti ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz.

Kıymetli bir görüşme, buluşma oldu. Bu tür süreçlerde Avrupa ülkelerinden gelecek olan heyetlerin, bizlerle dayanışma içinde olmaları ve aynı zamanda bu heyetlerin kendi ülkelerinde tecrit meselesini gündemleştirmesi ve tecridin bir an önce sonlandırılması için yapacakları çalışmaların önemli olduğunu düşünüyoruz.

‘ÖCALAN İLE EN SON 7 AY ÖNCE GÖRÜŞÜLDÜ’

Bugün Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecritten bahsederken en son yapılan görüşmeler üzerinden de bilgi vermek isterim. Kendileriyle de bu görüşlerimizi paylaştık sizler aracılığı ile bu görüşlerimizi paylaşmak isterim. Biliyorsunuz açlık grevlerinden sonra Sayın Öcalan ile birkaç görüşme gerçekleşti. En son yapılan 7 Ağustos 2019 tarihinde avukatlarla olandı. Bu görüşme ile açlık grevleri de sonlandırıldı.

En son görüşmeyi bir aile görüşü üzerinden kardeşi Mehmet Öcalan yaptı ve bunun da 2019 Ağustos'unda gerçekleştiğini biliyoruz. Bu tarihlerden sonra Sayın Öcalan ile herhangi bir görüşme gerçekleşmedi ve 6 ay bitti, 7 ayına girecek. 7 aydır Sayın Öcalan ile herhangi bir görüşme yapılmadı ve Sayın Öcalan’dan herhangi bir açıklama alınmadı.

‘SAYIN ÖCALAN SIRADAN BİR TUTUKLU VE SIRADAN BİR İNSAN DEĞİL’

Sayın Öcalan sıradan bir tutuklu ve İmralı Cezaevinde tutuklu bulunan sıradan bir insan değil. Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecridin bir an önce kaldırılması konusunda hem biz parti olarak hem Kürt halkı olarak bu sorumluluğu taşıyarak bu tecridin kaldırılması gerektiğini özellikle dile getiriyoruz. Bunun altını önemli çizmek istiyorum şu an Türkiye cezaevlerinde bulunan bütün tutuklu ve hükümlüler aile ve avukat görüşmelerini nasıl gerçekleştiriyorsa Sayın Öcalan da aynı hukuki çerçevede hem ailesi ve avukatları ile görüşme yapma hakkına sahiptir. Bu meselede hükümetin keyfine bağlı olarak hükümetin istediği zaman bu görüşmelerin yapılıp yapılmaması anlayışından vazgeçilmesi gerekiyor.

Bu anlamda Sayın Öcalan'a uygulanan ağırlaştırılmış mutlak tecrit bir an önce sonlanmalıdır. Şimdi sözü sevgili Julie'ye bırakacağım. Julie İngiltere İşçi Partisinin aynı zamanda AP milletvekili olan bir şahsiyet ve grup adına kendisi de buraya geliş amaçlarını açıklayacak.

Avrupa Parlamentosu üyesi Julie Ward şöyle konuştu:

Bu sabah burada bulunmak mutluluk verici. HDP bize ev sahipliği yaptı. Sayın Buldan’a bizi bilgilendirdiği için çok teşekkür ediyoruz. Biz Birleşik Krallıktan İngiltere'den ve İzlanda'dan gelen yüksek seviyeli bir heyetiz. Aramızda siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, aktivistler var. İmralı meselesi hakkında da derinliğine bilgi sahibiyiz ve uzun süredir bu süreci takip ediyoruz. Biz küresel çapta örgütlenmiş bir dayanışma ağının parçasıyız. Bu dayanışma ağı geçen sene açlık grevinde daha görünür hale geldi.

‘TECRİT DEVAM EDERKEN BİZ DE ETKİNLİKLERİMİZİ ULUSLARARASI BOYUTTA VE TÜRKİYE’DE SÜRDÜRECEĞİZ’

Buradaki arkadaşlarımızdan bazıları daha önce İmralı Delegasyonu üyeleriydi, daha önce buraya gelmişlerdi. Sayın Öcalan üzerinde tecrit devam ederken bizim de hem Türkiye'de hem de hem uluslararası alanda bu etkinlikleri devam ettirmemiz, durumu takip etmemiz ve bu konuda söz söylemeyi devam ettirmemiz gerekiyor.

‘AÇLIK GREVLERİ BİTTİ AMA SIKINTI DEVAM EDİYOR’

Sabah Pervin Hanım bizi güncel durum hakkında bilgilendirdi, açlık grevinden sonra ne olduğu konusunda bilgi edindik. Daha önce açlık grevleri vardı, grevler bitti ama sıkıntı devam ediyor. İmralı üzerinde bu tecrit devam etmekte. Dolayısıyla biz de bu konuyu önce anlayıp sonra da uluslararası alanda, kendi ülkelerimizde bu mesele hakkında farkındalık yaratma çabalarımıza devam etmek istiyoruz.

Tabii bu açlık grevlerinin akabinde kısa bir dönem Sayın Öcalan ailesi ve avukatları ile görüşebilmişti. Daha sonra bu görüşmeler tekrar kesildi. Bu bizim açımızdan kaygı verici bir durum. Biz de hükümet üzerindeki baskılarımızı, uluslararası kamuoyundaki baskılarımızı devam ettireceğiz. Burada olmak, HDP ile görüşmek bizim için önemli, çünkü detaylara hakim oluyoruz.

‘SAYIN ÖCALAN KÜRTLER ÜZERİNDE BÜYÜK BİR ETKİYE SAHİPTİR’

O dönem görüşmelerde Sayın Öcalan'ın Türkiye’nin güvenlik hassasiyetleri, Suriye’ye yönelik değerlendirmeleri olmuştu. Sayın Öcalan'ın açlık grevindeki insanlar için nasıl kaygılı olduğunu görmüştük. Bizim bütün bu görüşmelerden görebildiğimiz Sayın Öcalan'ın Kürtler üzerinde çok büyük bir etkisi olduğudur.

‘SAYIN ÖCALAN İLE BİRLİKTE KÜRTLER VE HDP ÜZERİNDE DE BÜYÜK BİR BASKI VAR’

Tabii spesifik olarak İmralı’daki tecridin yanı sıra HDP üzerindeki baskılar konusunda da kaygılarımız söz konusu. HDP’nin tutuklu siyasetçileri Sayın Demirtaş -ki yakın zamanda hakkında AİHM Büyük Dairesi’nde bir karar çıkması bekleniyor- belediye başkanları cezaevinde. Seçilmişlerin özgürlüklerinden nasıl mahkum edildiklerini gördükçe kaygılarımız artıyor.

Biz önümüzdeki 3-4 içerisinde Ankara, Diyarbakır ve İstanbul’da yoğun görüşmeler yapacağız. Bu görüşmeleri STK’lar ve çeşitli çevrelerle yapacağız. Kürtlerin büyük bir baskı politikasına maruz kaldığını biliyoruz. Bütün bu temaslarımız tabii ki hem bizi bilgilendirecek hem de gelecekteki çalışmalarımızı şekillendirecek. Son olarak şunu söylemek istiyorum: mücadele devam ediyor, biz de sizinle dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.

Soru: Yargı reformu gelecek Meclis'e. Yargı reformu ile ilgili süreci delegasyon olarak takip ediyorlar mı? Bu konuda kendilerine bilgilendirme yapılıyor mu?

Bu sabah geldim ve programın detaylarına çok hakim değilim. Hukukçu değilim ama hukukçu arkadaşlarımız var burada.

Soru: Adalet Bakanlığı yetkilileri ile herhangi bir görüşme yapacaklar mı?

Bu defa da yazdık Adalet Bakanlığına. Ancak şu ana kadar herhangi bir cevap alamadık. Daha önce de geldiğimizde benzer bir durumla karşılaşmıştık.

Soru: Büyük bir soruna işaret ettiniz. İmralı’dan seçilmişlere kadar. Bir eylem planınız var mı? Yoksa oluşturacak mısınız?

Halkların Demokratik Partisi Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy, şöyle konuştu:

Bu delegasyonun kendisi düzenli bir karakter kazandı. Açlık grevleri döneminde de daha önce de gelmişti. Her zaman aynı kişilerden oluşmuyor, başkaları da ekleniyor. Londra'daki Barış İnisiyatifi organize ediyor. Burada bilgileri aldıktan sonra kendi kurumlarına rapor ediyor, toplantılarda dile getiriyor. Çalışmalarını bitirdikten sonra yan yana gelip bundan sonra ne yapacaklarını tartışacak ve belli bir düzen içinde eylem etkinliklerini organize edecekler.