Uluslararası Af Örgütü, devletlerin COVİD-19’a karşı önlem alırken göz önünde bulundurması gereken bölgesel ve uluslararası insan hakları yükümlülüklerini hatırlatan bir brifing yayımladı.

Avrupa Dönüm Noktasında başlıklı brifingde, sağlık, barınma, yeterli su ve hijyen imkanına ulaşım gibi hakların korunmasına dikkat çekilerek hükümetlerin mevcut pandemi karşısında alacağı önlemlerin evrensel kabul görmüş insan hakları standartlarıyla uyumlu olabilmesi için yapılması ve yapılmaması gerekenler sıralandı.

Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, brifing ile ilgili yaptığı açıklamada, "Salgın ile birlikte dünyanın birçok yerinde en temel insan hakları üzerindeki kısıtlamalar da yayılıyor. Bu kısıtlamalardan bazıları halk sağlığını korumak için gerekli görülebilecek olsa da COVID-19 salgınının ayrımcılık, baskı ve sansür için bahane olarak kullanılmasını kabul edilemez. Bu tarz kısıtlamalar geçici, hukuki denetime ve periyodik değerlendirmeye tabi olmalı ve sadece halk sağlığını korumaya yönelik meşru amaçlarla, sadece gerekliyken ve daima orantılı şekilde uygulanmalıdır” dedi.

İnsan hakları gözetilerek koronovirüs önlemlerinin alınması gerektiğini ifade eden Beyhan, “Devletler, salgını kontrol altına alma sorumluluklarını yerine getirirken, tüm önlemleri insan haklarını göz önünde bulundurarak almalıdır. Özellikle, bazı insanların bu salgından daha fazla etkilendiğini göz önünde bulundurmalıdır. Bu salgını atlattığımız zaman tarihte kara bir leke olarak kalacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Alınacak önlemler kimseyi arkada bırakmamalıdır. Bu kriz, tüm dünyaya uluslararası iş birliğinin önemini hatırlattığı gibi, herkesin temel insan haklarından yararlanabildiği bir dünyayı var etmek için de bir dönüm noktasıdır. Hazırladığımız bu brifing COVID-19 ile mücadele konusunda tüm dünya devletleri için olduğu gibi, Türkiye yetkilileri için de önemli bir kılavuz olacaktır" ifadelerini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü'nün yayınladığı brifingde, pandemiye karşı mücadelede kaynaklarını mümkün olan en geniş şekilde kullanılması ve herkesin sağlık hakkına eşit şekilde erişebilmesinin sağlaması çağrısında bulunuluyor.

Mülteci ve sığınmacı kampları, cezaevleri ve ruh sağlığı merkezleri gibi sosyal mesafeyi korumanın zor hatta imkansız olduğu yerlerde tutulan insanların daha yüksek enfeksiyon riski altında olduğuna vurgu yapılan brifingde, bu insanların korunması için özellikle önlem alınması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Brifingde acilen tedbir alınması gereken başlıklar arasında şunlar da sıralandı:

*Kayıt dışı yerleşim yerlerinde yaşayanların ve evsizlerin, yeterli su ve hijyen imkanlarına ulaşmasının zorluğu göz önünde bulundurulmalı, gereken önlemler alınmalıdır.

*Ev içi şiddet ve istismar uygulanan kadınların ve çocukların, izolasyon amacıyla eve kapanma, karantina veya sokağa çıkma yasağı gibi önlemler nedeniyle istismarcı partnerleri veya yakınları ile aynı duvarlar arasında kalabileceklerini hesaba katılmalıdır. Ev içi şiddet ve istismar riskini ortadan kaldırmak için gereken kaynaklar ayrılmalı ve önlemler alınmalıdır. Salgın sürecinde de gereken koruma hizmetlerinin ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.