Bolu F Tipi Cezaevi'nde tutulan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Hayati Deniz Kaytan, cezaevinde yaşadığı hak ihlallerini anlattı. Hastalıkları olmasına rağmen tedavi olamadığını belirten Kaytan, Tutukluların tahliyesine engel olan iyileştirme programını 'hiç görmediğini' belirtti: “18 yıldır cezaevindeyim, karşıma hiçbir zaman iyileştirme programı çıkarılmadı. Ölünceye kadar zindansın...”

'İYİLEŞTİRME PROGRAMI İŞİMİZE NASIL YARAYACAK?'

Hacı Bişkin'in Gazete Duvar'da yer alan haberine göre, cezaevlerinde iyi hal uygulayıp mahkumu erken tahliye etme dönemi 1 Ocak’ta bitti. En geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulan hükümlülerin, toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadıkları, spor, sosyal faaliyetler ile kültür sanat programlarına katılımları ve aldıkları sertifikalara bakılıyor. Ancak uygulamanın üzerinden 8 ay geçmesine rağmen birçok mahpus mağdur olmaya başladı. Tahliyeleri yakın olan mahpuslara cezaevi izleme kurulları, 'spor faaliyetine katılmama', 'aile görüşü yapmama' gibi gerekçeleri sayarak bu tahliyeleri engelliyor.

Peki mahpuslar bu faaliyetlere neden katılmıyor ya da katılamıyor? Bolu F Tipi Cezaevi'nde tutulan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Hayati Deniz Kaytan 18 yıldır cezaevinde tutuluyor ve bu süreçte birçok cezaevine sevk edildi. Kaytan bugüne kadar hiçbir cezaevinde 'iyileştirme programı'yla karşılaşmadığını söylüyor: “Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olduğum için günde bir saat havalandırmaya çıkıyorum. Ayda en fazla bir saat spora çıkabiliyoruz. Revir, hastane sevkleri ve sosyal etkinlikler hep sorun oldu. 6 yıldır bu kurumda bir psikolog bile göremedik. Son dönemde tahliyesi gelen arkadaşlarımızı bırakmamak için iyileştirme programı adı altında arkadaşlarımızın cezaevinden tahliyesi engelleniyor. Ben 18 yıldır cezaevindeyim karşıma hiçbir zaman iyileştirme programı çıkarılmadı. Müddetnamede infaz tarihim 'ölünceye kadar' yazıyor. Yani ölünceye kadar zindandasın... Madem böyle, bu iyileştirme programı nasıl işimize yarayacak?”

Kaytan şöyle devam etti: “1 yıldan fazladır açık görüşlere izin verilmemekte. Yapacağımız görüşmeler de kayıt altına alınacakmış. Anne, baba, eş ve çocukla yapacağımız görüşmeler gardiyanlar tarafından dinlenecek. Hukukta özel yaşam denilen bir şey yok mu? Ailem, avukatım ya da eşimle yapacağım bir görüşmemi devlet dinleyecekse vasiliğin ne anlamı kalır? Bu durum özel yaşama saldırıdır.”

ADALET BAKANLIĞI'NA BAŞVURU

Öte yandan yaşadığı sağlık sorunlarını Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'ne aktaran Kaytan'la ilgili dernek, Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Yapılan başvuruda Kaytan'ın aktardığı diğer sorunlar şöyle:

-Pandemi süreci olmasına rağmen temizlik ve mesafeye dikkat edilmediği

-Koğuş aramalarının sık sık yapıldığı, mahpusların eşyalarının dağıtıldığı ve yazdıklarına el konulduğu

-Bir mahpusun koridorda karşılaştığı mahpusa selam vermesinin engellendiği

-Hastane ve revir sevklerinin yapılmadığı, mahpusların revire 2-3 ayda bir çıkabildiği

-Hasta mahpusların ilaçlarının düzenli olarak verilmediği

-Bir yıldır açık görüş yapamadıkları

-İki yıldır sosyal faaliyetlerden yararlanamadıkları

-Taahhütlü mektup göndermenin zorunlu olduğu; tek pullu mektupların gönderilmediği

-Kantin fiyatlarının pahalı olduğunu ve her ay kantin fiyatlarına zam yapıldığı

-Gazete, dergi, kitapta içerik kısıtlaması olduğu

-Kürtçe gazete “Xwebun”a erişilemediğini ifade etmiştir.

BOLU F TİPİ SORUNLARI NEDEN ÇÖZÜMSÜZ BIRAKILIYOR?

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin Hapiste Ağırlaştırılmış Müebbet Tematik Alan Temsilcisi Ezgi Yusufoğlu, özellikle ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin yaşadığı sorunların çözümsüz bırakıldığını söylüyor.

Yusufoğlu konuyla ilgili şöyle konuştu: “Derneğimizin hak ihlallerine ilişkin başvuru yaptığı mekanizmalardan biri olan Bolu İnsan Hakları Kurulları ve Bolu Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları hak ihlali iddialı başvurularımızı fiilen işleme almıyor ve bu da yukarıda bahsedilen sorunları çözümsüz bırakıyor. Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşanan hak ihlalleri için Bolu İnsan Hakları Kurulu’na yaptığımız başvurular Bolu Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kuruluna yönlendiriliyor. Ancak Bolu Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulu da başvurularımızı Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla alacağını ancak başvuruların sonuçlarından sivil toplum derneklerini bilgilendirmeyeceğini belirterek başvurularımızı işlemsiz olarak bize iade ediyor. Bu uygulama Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan bize başvuran mahpusların şikâyetlerinin ve sorunlarının çözümsüz kalmasına sebep oluyor.”

Dernek son olarak Kaytan’ın sağlığa erişim hakkının engellendiğine ilişkin bakanlığa, Kaytan’ın kurumdaki durumunun incelenmesini ve tedaviye erişim ve sağlık hakkı kapsamındaki şikayetlerinin hak ihlali oluşturup oluşturmadığının araştırılmasını, Kaytan’ın sağlığa erişiminin önündeki engellerin kaldırılması ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilerek geciken ameliyatının bir an önce gerçekleşmesinin sağlanması yönünde de başvuruda bulundu.