Tutuklanan Siirt Belediyesi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan,tutuklanmadan önce Abori Dergisi’ne verdiği son röportajında iki yıllık belediye çalışmalarını ve kayyım tartışmalarını değerlendirmişti. Bakırhan, "Toplumumuz başkasına ait olanın haksız bir şekilde ele geçirilmesini gasp edilmesini tasvip etmiyor. En kısa sürede bu gaspçı, çalıp, çırpan mantıktan vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin ihtiyacı olan barıştır, kardeşliktir" dedi. 

Bakırhan'a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyleydi:

· Göreve geldiğinizden bu yana Siirt’te ne gibi değişimler yaşandı?

Göreve geldiğimizde Siirt’teki en büyük değişim nüfus artışı oldu. Siirt’in genç nüfus oranı%30.9'dur. Bu rakam Türkiye ortalamasının çok üstünde. Tabi bu genç nüfusun temel problemi istihdam problemidir. Bu nüfus oranına göre paralel bir şekilde çalışmalar yaptık.Genç kadınların uzmanlaşacağı kurslar gerçekleştirdik.Gençlerin eğitim, spor ve kültürel taleplerini gidermeye çalışıyoruz.

Siirt’i alıp yerine başka bir Siirt koyma durumu yok. Ama sokağa indiğinizde belediye çalışmaları açısından önemli bir memnuniyetin var olduğunu görüyoruz. Yeni yerleşim alanları yapılırken, yeşil alan ve insanların rahat nefes alabilecekleri alanların yaratılması, çarpık kentleşmeye son verilmesi konusunda önemli bir imar planı uyguluyoruz. Ekonomik alt yapının yaratılmasında gelen taleplere imkanlarımız dahilinde destek sunduk. Özellikle yerel ürünler olan bıttım ve fıstık gibi ürünlerin taşınması ve pazarlanması konusunda çalışmalar yapıyoruz.

Mali açıdan bakarsak Siirt Belediyesi'ni büyük bir borç yükü ile aldık.Bu konuda ciddi bir düzelme var. İş yapabiliyoruz artık, kapımızda bekleyen alacaklılar yok. Kısacası şunu diyebiliriz bu kadar yoğun gerginliklerin, çatışmaların, halklar arası kavgaların yaşandığı, setlerin çekildiği bir dönemde Siirt’te Türkler, Araplar ve Kürtler beraber yaşayabiliyor. Hizmet götürürken, ciddi bir gelenek yıkıldı.Arap, Kürt ve Türk, ayrımı yapmadan ihtiyaca göre hizmet götürülüyor artık.Sorunları giderme endeksli çalışıyoruz.Temizlik konusunda devrimsel bir değişim yaşandı.Daha önce çöp yığınlarının olduğu ve kokular yayılan bir kentten şimdi gelenlerin gıpta ile baktığı bir kent var. Kent merkezinde insanlarımız keçi besliyordu ve bu ciddi bir çöpün oluşmasına neden oluyordu.Şimdi artık oda yok ciddi bir değişim var.

Daha somutlaştırabilir miyiz? Hangi projeleri hayata geçirdiniz?

Kadınlara yönelik kadın merkezimizin yürüttüğü eğitsel çalışmalar örnektir.Kadın dayanışma evi kurduk.Her mahallede çok amaçlı yaşam evi kurduk. Hiç bir dönem olmadığıkadar altyapı çalışması yaptık. Siirt’in gelecek 50 yılını karşılayacak bir altyapı çalışması yürütüyoruz.Ulaşım için araçlarımız yeni, alternatif yollar bulduk.Türkiye’nin en ucuz ulaşımını biz sağlıyoruz. Kadınlara özgür Jinkart gibi bir uygulamamız var. İnsanlarımız 10 kilometreyi 80 kuruşa gidebiliyor, yine kadınlar 50 kuruşa ulaşım hakkını kullanıyor. Tıbbi atık tesisimiz faaliyete geçti.Şimdi çöp ayrıştırma tesisi yapıyoruz.Amacına uygun işlevli kent konseyi belediyemiz öncülüğünde kuruldu.Düzenli olarak bütçemizi kentin tamamıyla şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz.

Çatışmaların yeniden başlaması sosyal ve ekonomik olarak kenti nasıl etkiledi? 

Bu süreç Şengal ile başladı. 400 bin civarında yurttaş bize misafir oldu. Gelen insanları en iyi şekilde konakladık.Siirt halkı gerçekten dayanışmacı bir halktır.Dayanışmasını bir kez daha ortaya koydu.Ardından 6-7 Ekim olayları başladı. Kentte sadece devlet değil Kürtler ve Araplar arasında da milliyetçi şoven kesimlerin kışkırtmalarıyla neredeyse bir kırılmaya yol açabilecek bir süreç yaşandı. Peşinden öz yönetim ilanları oldu.İşte bugün çatışmalı süreçle beraber 10 bin aile Siirt’te yerleşti.

Düşünün ceketini ve çocuklarını almış gelmiş insanlarımız iş yok, güç yok. Ekonomisi olanlar metropole gidiyor, olmayanlar buralara geldi...Savaşın yarattığı sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlara ilişkin araştırmalar yaptık.Anket şirketleriyle çalıştık.Memnuniyet anketleri yapıyoruz.Sorunları tespit ederek çözüyoruz gücümüz oranında.Biliyorsunuz geçmişte Siirt özellikle kadına yönelik taciz ile gündemdeydi.Bu konularda belediyemiz direk müdahildir.Ve halk tarafından muhatap alınıyoruz.Artık insanlar devletin mahkemesinden çok belediyenin toplumsal meselelerde müdahiline şahit olduğunu gördüğü için insanlar belediye ilgilendirmeyen konularda da bizi muhatap alıyor.Kentte diğer kurumlar üzerinde oluşturduğumuz demokratik muhattabiyet insanları cezbediyor.

Kayyım tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cezaevindeki en kötü mahkumlar gasp, taciz suçu işleyen mahkumlardır. Bende cezaevinde kaldım, biliyorum.Gaspçılık yapan bir insanın oradaki mahkumlar içerisinde saygınlığı yoktur. Belediyelerimiz ilişkin de gaspçı bir tavır var. Yani içerdeki mahkumun gaspçı olmasından kaynaklı yaklaşım toplumda belediyelerimizi gasp eden anlayışa karşı tavır da aynıdır. Yok belediyenin bütçesi örgüte aktarılıyor.Ya öyle kolay mıdır? Aldığımız bir kalem dahi denetimden geçiriliyor. Öyle kolay mı örgüte aktarmak? Söyleyenler de böyle birşey olmayacağını biliyor. İki yıldır müfettişler burada kendileri de yetmiyor birde uzmanlarla geliyorlar. İnanın bizim elemanları benden daha çok tanıyorlar artık. Bu gasptır.

Toplumumuz başkasına ait olanın haksız bir şekilde ele geçirilmesini gasp edilmesini tasvip etmiyor. En kısa sürede bu gaspçı, çalıp, çırpan mantıktan vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin ihtiyacı olan barıştır, kardeşliktir. Sizin aracılığınızla söylüyorum.106 belediyemiz var bunların dışında başka partinin belediyelerine bir müfettiş gitmemiştir.Biz halkın olanı koruyoruz.