TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, dövizdeki dalgalanma, yüksek enflasyon ve Türkiye’nin büyüme oranına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Biri kur ve faizin dengelendiği kalkan, bir diğeri enflasyon kalkanı" diyen Bilecik, 24 Haziran seçim kampanyasında kullanılacak dilin ekonomi üzerinde önemli etkisi olacağını söyledi.

Parti liderleri ve hükümete seslenen Bilecik, "Kutuplaşmayı keskinleştirmeden, adil, demokratik, eşit ortamın olduğu keyifli bir seçim dönemi olmasını diliyorum" dedi.

NTV'de konuşan Bilecik, döviz kurundaki hareketlilikle ilgili şunları söyledi:

"Bizdeki iki gözün biri ekonomide, biri dış ilişkilerde. Dış dünyadan gelen etkileri ortaya koyduğumuzda daha sağlıklı analiz yapma şansımız olur. Kurun yukarı doğru yükselmesi ve özellikle son dönemde inen ve çıkan dalga seyri izlemesine bakınca, enflasyon hedeflemesine uygun daha kararlı politikada acaba eksiklik var mı diye bakıyorum. Daha kararlı politika izlense, daha farklı yorum yapabilirdik. Para politikasındaki sıkılıkla uygulanmasında daha kuvvetli bir görüntü vermiyor olmamız, gerek yurtiçi gerek yurtdışı gelişmeleriyle, yurtdışındaki faiz oranlarındaki artışla dolar kurunun yükseldiğini görüyoruz. Büyümeyi daha sağlıklı yorumlayabilmek için seçimin bittiği günlerde daha iyi analiz yapmaya ihtiyaç var. 2018'de yüzde 4,5-5 gibi ılımlı bir büyüme bekliyoruz. 2018 sonu için enflasyon beklentimiz yüzde 12 civarı."

TÜSİAD'DAN HÜKÜMETİN DÖVİZLE BORÇLANMAYA SINIR PLANINA ELEŞTİRİ

Seçim sonrası oluşacak hükümetten beklentilere ilişkin açıklama yapan Bilecik, şöyle devam etti:

"Ekonomi belirsizliği sevmez. Böyle bakınca masanın üzerindeki riskleri konuşmakta fayda var. Önemli risklerden biri yüksek büyüme iştahı. Yüksek büyümeden hiç kimsenin şikayeti olmaz. Ama yüksek büyüme iştahı ekonomiyi ısıtıyor. Yüksek büyüme iştahı döviz borçlanmasındaki yüksekliğin ve kırılganlığın başlangıç olabilir. İkincisi yüksek enflasyon. Bir diğer konu daha güçlü kurumlara ihtiyaçlarımız var. Mali disiplinden taviz vermemek önemli. Son olarak da ekonomide kurallı ekonomi ve güçlü kurullar önemli. 25'inde bunlara daha fazla odaklanılmalı. Sürdürülebilir büyüme Türkiye'nin en büyük ihtiyacı. Piyasaya güven veren söylemler çok önemli. Enflasyon mutlaka yüzde 5-6'nın altına çekilmeli"

'25 HAZİRAN SONRASI DAHA DİKKATLİ BİR YÖNETİM GEREKLİ'

"Bunların temel kökeni enflasyon yatıyor. İşin çözümü enflasyonun kararlı bir politikayla çözülmesi. Ekonominin bir kalkana ihtiyacı var. Ekonomide iki kalkandan bahsedebilirsiniz; kur ve faizin dengelendiği kalkan bir diğeri enflasyon kalkanı. Piyasanın esas beklentisi büyümeyi teşvik edici politikalardan bir miktar uzaklaşmak. Bir diğeri de seçim paketlerine son verilmesi. Cari açık, yüksek enflasyon, borçluluk oranlarının yüksek olmasına seçim paketi de eklenince 25 Haziran sonrası daha dikkatli bir yönetim gerekli"

İNŞALLAH VERGİ AFFI SON OLUR'

Varlık Barışı hakkında ise Bilecik, şöyle konuştu:

"Olumlu baktığımız, olumlu katkıları olur. Bugün en büyük ekonomik güç topladığınız verginin tutarıyla ölçülüyor. Kurumlar vergisinin yüzde 80'ini ödeyen TÜSİAD'ın başındaki biri olarak konuşuyorum. Vergi affı iki yılda bir getiriliyor son yıllarda. Vergisini son derece düzgün ödeyen iş insanlarının da durumuna bakmak gerekir. Ödeyenlerle ödemeyenlerin arasındaki ayrımın ortaya konması gerek. Varlık barışı vs. devletin menfaatine olan şeyler, olumlu gelişmeler. Bunlar inşallah son olsun diyeceğimiz aflar olur."

'AB BULUNMAZ BİR ÇIPA'

TÜSİAD Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Reform için en büyük itici güç AB süreci. Ekonomideki ters akıntılara kendimizi koyabileceğimiz bir çıpa. Daha güçlü demokrasisi, hukuk devletini daha güçlü yaşayan bir ülke konumuna gelmemiz gerekir. Siyasi liderlerden bir ricamız var. Zor zamanlar gelip geçecek. Pozitif olmanın, sakinlikle, kutuplaşmayı keskinleştirmeden, adil, demokratik, eşit ortamın olduğu keyifli bir seçim dönemi olmasını diliyorum. Gençlerimizin bu konuda kendini kutuplaştırmayan bir yapıda olması gerektiğine inanıyorum"

Kaynak: Cumhuriyet