CHP’nin, AKP’li iktidar yılları ve son ekonomik krizin etkileriyle ilgili çalışmasında Türkiye’nin sosyal bir felakete sürüklendiği vurgulandı. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel’in başkanlığındaki Bilim Platformu tarafından hazırlanan “Sarayın Ekonomisi Toplumu Bunalıma ve İntihara Sürüklüyor” başlıklı politika notunda, ekonomik krizde sahipsiz ve çaresiz kalan yurttaşların hayatına son vermek zorunda kaldığına işaret edildi. Politika notunda özetle şunlar yer aldı:

2002-2018 yılları arasında geçim sıkıntısı ve ticari başarısızlık nedeniyle 5 bin 485 kişi intihar etti. Son 10 yılda TBMM’nin önünde intihar edenlerin sayısı 30’u aştı. 2018’de toplam 3 bin 161 intihar vakası yaşanırken geçim zorluğu nedeniyle intihar edenlerin sayısı 246 oldu. 

Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye, 2019 yılında mutluluk sıralamasında 156 ülke içerisinde 79. oldu. TÜİK Yaşam Memnuniyet Araştırması’na göre de Türkiye’de 2011 yılında mutlu insanların oranı yüzde 62 olurken, 2019 yılında bu oran yüzde 52’ye geriledi. 

ANTİDEPRESAN ALIYORUZ

Mahmet Lıcalı'nın Cumhuriyet Gazetesinde yer alan haberinde, Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre, Türkiye nüfusunun yüzde 4.5’i depresyonda. Başka bir deyişle Türkiye’de ortalama her 20 kişiden biri ruhsal olarak depresyon içerisinde. Resmi verilere göre, son üç yılda psikiyatri kliniklerine başvuranların sayısı 8 milyon olurken, antidepresan kullanımı da son 5 yılda yaklaşık yüzde 27 oranında arttı. 

2018 ve 2019’da gerçekleşen konkordato sayısı 2 bine yaklaşırken, aynı dönemde toplam 27 bin şirket kapandı. 2016’dan 2020’ye kadar ise 53 bin şirket iflas etti. Son üç yılda takibe düşen ticari kredi tutarı 3 kat artarak 128 milyar TL’ye ulaştı. Son 10 yılda takipteki KOBİ kredisi tutarı ise on katına çıkarak 62 milyar TL oldu.

TÜKENMİŞLİK DUYGUSU İLE BAŞ BAŞA

CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açık-el, Saray rejiminin keyfi, müsrif ve plansız ekonomi politikalarının Türkiye’yi derin bir toplumsal buhrana sürüklediğini belirtti. Açıkel, bu kapsamda şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Ekonomik kriz, vatandaşlarımızı en yaşamsal gereksinimlerini karşılayamayacak hale getirmiş ve onları tükenmişlik duygusuyla baş başa bırakmıştır. Saray rejiminin kibirli ve umursamaz anlayışı, yurttaşlarımızın sorunlarını görmezden gelmekte, bu sorunlara neden olan çarpık düzenin devamında ısrar etmektedir. İktidarın, bu derin buhranın görülmesini istememesi ve medya organlarındaki karartmadan medet umması ülkemizi büyük bir sosyal felakete sürüklemektedir.”