Turizm sektörü can çekişiyor. Türkiye’ye geçen yıl 51 milyon yabancı turist gelmiş, bu turistler toplamda 34,5 milyar dolar gelir bırakmışlar. Rusya ve Almanya’dan gelen turistler toplam turistlerin %27’sini oluşturuyor. Bu iki ülkede de sınırların açılması yönünde pek fazla olumlu işaret yok henüz. Haziran ayı başı itibariyle yavaş yavaş sınırlar açılsa bile, iş şartları ve koşullarının dışında, özellikle de turizm ve seyahat amacıyla artık yurtdışına çıkmak biraz cesaret ister. Petrol fiyatlarının düşmesi ise bazı ülkeler bakımından ilave bir olumsuz etmen. Özelikle Rusya için. Türkiye’ye gelen 7 milyon Rus turist tüm turistlerin %16’sını oluşturuyor ve corona salgını sürecinde yoksulluk Rusya’da önemli ölçüde artmış, satın alım gücü azalmış ve üstelik uçak biletlerinin fiyatları da artmış durumda. Rus vatandaşların ancak %30’unun pasaport sahibi olduğunu biliyoruz. Mesela en önemli turizm destinasyonlarımızdan Antalya’da bulunan turizm duayenleri ve turistik işletme sahipleri bu 7 milyon Rus turistin hiç olmazsa 4-4,5 milyonunun bu sene de Temmuz sonu ve Ağustos başından itibaren geleceğini öngörürken veya ummak isterken, Rusya’da bulunan turizmciler ise bu sene Türkiye’ye 1,5-2 milyon Rus turistin gelmesini bile iyimserlik olarak görüyorlar. Rusların en çok geldikleri uzun Mayıs tatili hâlihazırda heba edilmiş durumda. Keza Yunanistan’daki turizmciler de “sezonun yarısını kurtarırsak, mucize olur” şeklinde görüş beyan ediyorlar. Yunanistan’a geçen sene 34 milyon yabancı turist gelerek 20 milyar Euro gelir sağlanmış. Bu sene ise bu turist sayısının 3 milyona kadar gerileyebileceği tahmin ediliyor. Türkiye dünya üzerinde en çok seyahat ve ziyaret edilen altıncı ülke konumunda ve Rus turistlere umudunu bağlayan ülkelerin başında Türkiye, Yunanistan ve Kuzey Afrika ülkeleri geliyor. Turizmde bir başka kritik nokta ise bu işin “maliyeti” konusu. Zira oteller %30 doluluğa ulaşılmadıkça işletmelerini açmayacaklarını ve havayolu firmaları ise %70’in altındaki doluluk oranlarının maliyetlerini bile kurtarmayacağını belirtiyorlar.

Birleşmiş Milletler (BM), covid-19 salgınının küresel ekonomilere maliyetinin 2020 ve 2021’de 8,5 trilyon doları bulmasının beklendiğini açıklarken, öngörülen boyuttaki muhtemel daralmanın 2020’den önceki tam dört senenin ekonomik kazanımlarını silebileceği bekleniyor. BM’ye bağlı Ekonomik ve Sosyal İşler İdaresi’nin (DESA) yılda iki kez yayınladığı Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporunun ikincisine göre, küresel ekonominin covid-19 sebebiyle %3,2 küçülmesi beklenirken, bu oranını gelişmiş ülkelerde %5, gelişmekte olan ülkelerde ise %0,7 seviyesinde olması öngörülüyor. HSBC ise küresel ekonominin %4,8 daralmasını bekliyor. Euro bölgesi ekonomisi şimdiden %3,8 daralırken, Alman ekonomisi ise %2,2 küçüldü. Fitch Fransa’nın not görünümünü negatife indirdi.

Yurtdışından kredi bulmamız için kritik bir önem taşıyan CDS primimiz 620’nin üzerinde seyrederken, hükümetin İş Bankasına da çökmek suretiyle dış borçlar ve krediler için 30 milyar değerindeki ve 300 milyar mevduata sahip olan Türkiye’nin önde gelen bu bankasını teminat olarak gösterme planı tıkır tıkır işlemekle kalmıyor, Cumhurbaşkanının talimatı ile sürecin hızlandırılması talep ediliyor. (Bugünlerde Yavuz Bingöl’ün anlam ve içerik dolu şu sözlerini hatırlıyoruz; “200 yıllık ekonomik düzene çark sokmuş Müslüman bir liderden bahsediyoruz... Bu lideri yok etmeye çalıştılar. Dünyadaki adaletsizlikle, hukuksuzlukla bir tek Cumhurbaşkanımız savaşıyor... Orta Doğu'da oynanan oyunu görüyor. Bir lider kolay yetişmiyor...”) Bunun yanında, Türkiye genelinde konut fiyatları %5 düşüş kaydederken, konut satışları 2020 Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %55,5 oranında azalarak 42.783 olarak gerçekleşti. Öte yandan, Nisan ayı bütçe istatistikleri açıklandı. Merkezi yönetim bütçesi, Nisan'da 43,2 milyar TL, Ocak-Nisan döneminde 72,8 milyar TL açık verdi. Bütçe Nisan 2019'da 18,3 milyar TL açık vermişti. Nisan 2020'de geçen senenin aynı ayına göre bütçe açığındaki artış oranı %136 oldu. Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) Nisan ayında 33,4’e gerileyerek imalat sektöründe belirgin bir yavaşlamaya işaret etti. Eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ediyor.

Sahilde sosyal mesafeyi koruyarak yürüyüş yapmak, ata veya bisiklete binmek, hiç kimse yokken parkta oturmak ya da aynı şekilde doğaya çıkmak yasaklanmış durumdayken, tamamen kapalı bir alanda hıncahınç kalabalıkların aynı pis havayı kaçınılmaz olarak soluduğu alışveriş merkezlerinin bazı önlemler gözetilerek açılmasına karar verildi. Bazı vatandaşlarımız AVM’ler açılmadan önce sıraya girmek suretiyle avm özlemlerini dile getirdiler. Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği Başkanı Hüseyin Altaş, açıldığı gün AVM’leri 1,3 milyon kişinin ziyaret ettiğini bildirdi. Bir tedbir olarak AVM’ler içinde klima kullanımı yasaklandı, tümüyle doğal ve temiz hava ile havalandırma şart koşuldu. Böylece salt gezmek ve serinlemek için AVM’lere akın eden vatandaşların girişleri bir düzeyde engellenmiş oldu. Elbette bir süreliğine...