AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, CHP’ye laf yetiştireceğim diye, aynı konuşma içinde önce Mısır ve Tunus’taki halk hareketlerini övdü, sonra halkı sokak eylemlerine çağırmanın Marksistlerin işi olduğunu söyleyip, Marksizme sövdü. Marksimle CHP'nin ne alakası ise olduğu ayrı bir konu...

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, CHP Genel Başkanı ve yöneticilerine “BAAS rejimi özentisinden vazgeçme” çağrısında bulunduğunu ifade ederek, “Marksist ideolojilerin yaptığı gibi halkı sokak hareketine kışkırtan, eylem yapmaya çağıran, sokakları karıştırmayı ve anarşi yaratmayı hedefleyen söylemleri terk edin” dedi.

Kılıç, Samsun Organize Sanayi Bölgesindeki bir tesiste işadamlarıyla biraraya geldi. Ülke gündemindeki konulara değinen Kılıç, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ak Parti'li bazı milletvekilleri ile Hizbullah arasında ilişki bulunduğu yönündeki iddialarının sorulması üzerine Kılıç, CHP liderinin sürekli “suyu bulandırmak ve bulanık sudan kendi partisine siyasi çıkar devşirme arayışında” olduğunu savundu.

Türkiye'de derneklerin ne şekilde kurulacağının, nasıl denetleneceğinin herkes tarafından bilindiğini kaydeden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Polis, istihbarat, güvenlik birimleri tarafından uyarılmadıkça her siyasetçi, siyasi kimliği ile varolan dernekleri ziyaret edebilir. Konuyla ilgili eleştirilen tüm milletvekilli arkadaşlarımız gereken açıklamaları kamuoyuyla paylaşmışlardır. Bunun ötesinde bu konuda herhangi bir söz söyleminin gereği yoktur. Anamuhalefet partisi Tunus ve Mısır'da yaşanan halk hareketlerini gösterge olarak kabul etmek suretiyle, Türkiye'deki iktidara yönelik bir takım eleştirilerde bir takım suçlamalarda bulunmaya gayret etmektedir. Hatta Kılıçdaroğlu'nun parti sözcüleri tıpkı Tunus ve Mısır'da olduğu gibi halkı sokaklara inmeye, halkı caddelerde, meydanlarda eylemler yapmaya davet etmektedir. Halkı kışkırtmaktadır, halkı tahrik etmektedir. Halka isyan çağrısı yapmaktadır. Türk Halkı, huzur ortamında huzursuzluk çağrısı yapanların huzurunu bozar. CHP, sözcüleri içinde yaşadığımız istikrar ve huzur ortamında Türkiye'nin huzurunu bozacak bir takım çağrılar yapmaktadır. Emin olun, ilk seçim de halkımız, huzuru bozmak isteyen huzursuzların huzurunu kaçıracaktır.”

Tunus ve Mısır ile Türkiye arasında paralellik kurulabilmesinin mümkün olmadığını da sözlerine ekleyen Kılıç, şöyle devam etti:

“Tunus ve Mısır'da, halk 1940'lı yılların tek parti Milli Şef CHP idaresini tasfiye etmek üzere sokaklara inmiştir. Oysa Türkiye tek parti milli şef dönemi CHP anlayışını 1950 seçimi ile birlikte Anadolu'dan tasfiye etmiştir. Türk Milleti o tasfiye sürecini tamamlamıştır. O nedenle CHP Genel Başkanı'na ve yöneticilerine Baas rejimi özentisinden vazgeçme çağrısında bulunuyorum. Baas rejimi özentisinden vazgeçin. Marksist ideolojilerin yaptığı gibi halkı sokak hareketine kışkırtan eylem yapmaya çağıran, sokakları karıştırmayı ve anarşi yaratmayı hedefleyen söylemleri terk edin. Türkiye'nin anamuhalefet partisinin sokak hareketlerini hukuk ve demokrasiyi çağrıştıracak söylemlerini geliştirmesi gerekir.”

“HALK POLEMİKLERİN DEĞİL PROJELERİN YARIŞMASINI İSTER”

Suat Kılıç, bir gazetecinin seçime gidilirken siyasilerin üslubunun tartışma konusu olduğunu ifade etmesi üzerine, şunları söyledi:

“Siyasi dile herkesin dikkat etmesi gerekir. Ama bu dile önce suçlamaları yapanların dikkat etmesi lazım. Biz, anamuhalefet liderinin ve parti sözcülerinin kullandığı siyaset dilinden elbette ki şikayetçiyiz. Bu dili onaylamıyoruz. Bu üsluba cevap verirken aynı dili kullanmıyoruz. Ama bakıldığı zaman, CHP'de parti genel sekreteri başka bir dil kullanıyor.Genel başkan yardımcıları bambaşka şeyler söylüyor. "

GENEL AF VE HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONUNA KARŞIYMIŞ

"Bir tanesi genel af çağrısında bulunuyor. Bir diğer genel başkan yardımcısı halkı sokağa çıkmaya, eylem yapmaya, anarşiye davet ediyor. Bir başka genel başkan yardımcısı, hakikatleri araştırma komisyonu kurulsun diyebiliyor. Dolayısıyla anamuhalefet partisinin kullandığı dile dikkat etmesi gerekir. Bunu yapmadıkları sürece Ak Parti siyasetinden cevaplarını bulacaklardır. Sürekli hakaretlerle siyaset yapmak, muhalefeti daha da aşağıya çekecektir, dibe indirecektir. Çünkü halk seçime giderken polemiklerin değil, projelerin yarışmasını ister. Projeleri değil, polemikleri yarıştıran bir siyaset anlayışı halk nezdinde itibar kaybeder. Ak Parti 8 yılı tamamladı. 9 yıldır projeleriyle çözümleriyle, icraatlarıyla yatırımlarıyla milletin huzurunda. Millet Ak Parti'ye icraatından dolayı, projelerinden dolayı oy verdi ve vermeye devam edecek. Ama muhalefet bizim karşımızda sadece polemikleri ile çıkacak olursa elbette ki bu polemiklerin karşılığı olan hezimeti almaları kaçınılmaz olacaktır.”

Kaynak: Hürriyet