PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapılması talebiyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin 5'inci günü.

Açlık grevinde yer alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel parti toplantısının basına açık bölümünde değerlendirmelerde bulundu.

Parti yöneticilerine dönük saldırıları hatırlatan Tuncel, asıl saldırı odağının halkın kendi kendisini yönetme istemine karşı gerçekleştiğini söyledi.

KAMURAN YÜKSEK’E BİLİNÇLİ SALDIRI GERÇEKLEŞTİ’

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’e Kürkçüler Cezaevi’nde bir saldırı yapıldığını belirten Tuncel, “Bu bilinçli yapılan bir saldırıdır. Kamuran Yüksek’e yapılan şiddeti kabul etmediğimizi ve kınadığımızı söylüyoruz. Cezaevlerinde yaşanan sürgünler sonucu siyasi tutsakların işkenceye maruz kaldıklarını biliyoruz. İnsan hakları örgütleri ve hukukçuların yaptığı açıklamalara rağmen şiddetin daha fazla arttığı ortadır. Devletin ne demek olduğunu anlamak için bakılması gereken yerler zindanlardır. Adalet Bakanlığı yeni cezaevleri yaparak ve yerinde oturarak hukuku sağladığını düşünemez” dedi.

‘TÜRKİYE’DE TEK ADAM REJİMİNE GEÇİLMİŞTİR’

Sebahat Tuncel, İmralı Adası’nda diyalogların kesilmesinden itibaren Türkiye’de çok büyük acıların yaşandığına dikkat çekti. Tuncel, Türkiye’de demokratik siyasetten "Tek adam" rejimine geçildiğini savunarak, şöyle devam etti:

“Darbe girişimi bastırılmış ancak başka bir darbe girişimi hayata geçirilmiştir. Darbe bahane edilerek toplum zor altına alınmıştır. Özellikle Kürtlere karşı deşifre olmuş çöktürme politikası hayata geçirilmek istenmektedir. Onlar 'çözüm yok' dedikçe sorun derinleşmiştir.”

‘GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMAYLA TOPLUM PARÇALANIYOR’

Tüm toplumsal muhalefet kesimlerin ortadan kaldırılmak istendiğini ifade eden Tuncel, Eğitim Sen üyelerinin görevden uzaklaştırılarak toplumda parçalanma yaratıldığını savundu.

“Böyle bir hukuk, demokrasi sistemi olamaz” diyen Tuncel, suçu sabit olamayan bir kişi hakkında karar alma durumunun dünyanın hiçbir yerinde görülmediğini ifade etti. AKP iktidarının insanları açlıkla terbiye ederek kendisine biat ettirmek istediğine dikkat çeken Tuncel, Gülen cemaatini eleştirenlerin aynı pratiği hayata geçirdiğini aktardı.

‘KAYYUM AKP BELEDİYELERİNE ATANSIN’

Fütursuz ve amansız bir Kürt öfkesi olduğunu ve bu yüzden Cerablus’a saldırıldığını vurgulayan Tuncel, “Sırf Kürtler mutlu olmasın diye vahşice saldırıyorlar. Türkiye hükümeti Kürt halkına yönelik etnik bir yönelim içerisindedir. Yaşananları kabul etmemiz mümkün değildir. Kürdün bütün kazanımlarına göz diktiler. Tüm belediyelerimize kayyum atadılar. Belediyelerimizin yaptığı tek şey halka hizmet sunmuş olmasıdır. Eğer kayyum atanacaksa İstanbul, Ankara ve AKP belediyelerine atamalıdır. Bu belediyeler DAİŞ’e (IŞİD) ve El-Nusra’ya yardım ettikleri Rusya’nın elindeki kanıtlarla açığa çıkmıştır” diye konuştu.

‘BELEDİYELERE EL KONULMASINI İZLEMEYECEĞİZ'

21.Yüzyıl’da yeni dizayn yapılırken tek amacın Kürtlerin statü kazanmasını engellenmek olduğunu kaydeden Tuncel, tüm girişimlerin nafile olduğunu söyledi.

Belediyelere el konulurken izlemeyeceklerini dile getiren Tuncel, bulundukları her alanda direneceklerini aktardı. Kürt halkı ve siyasetçileri olarak sivil darbelere karşı direneceklerini kaydeden Tuncel, şu anda AKP hükümetinin sivil darbe gerçekleştirdiğini vurguladı.

KHK ile AKP’nin parlamentoyu ortadan kaldırdığını dile getiren Tuncel, kayyum yasasının parlamentodan geçmediği halde gece yarısı hukuksuz bir şekilde onaylandığını hatırlattı.

‘İMRALI KİLİDİNİ AÇMAK TÜRKİYE’DEKİ AYDINLIĞI SAĞLAMAK İÇİN ÖNEMLİDİR’

“Türkiye halkları şimdi yeter demiyorsa ne zaman diyecek?” diye soran Tuncel, Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olan herkesin hedef haline getirildiğini vurguladı. Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma içinde olanların tutuklandığına dikkat çeken Tuncel, Türkiye halklarının yaşanan hukuksuzluğu görmesi gerektiğini vurguladı.

Tuncel, şöyle devam etti:

“Bunun adı demokrasi değildir, bunun adı faşizmdir. Türkiye halkları buna 'hayır' demeyecekseniz eğer bu kadere mahkumsunuzdur. Biz Kürt halkı olarak bu duruma 'hayır' diyoruz. Türkiye’de yaşananlar Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’la görüşmelerin engellenmesinden kaynaklıdır. İmralı’daki kilidi açmak Türkiye’deki kaosu kaldırmak ve aydınlığı sağlamak için önemlidir.

“Türkiye’nin karanlıktan çıkması için Öcalan’la görüşmelerin önü açılması gerekiyor. Adalet Bakanı ve CPT işkencelerin ortağıdır. Ortada adalet yoksa özgürlük de barış da yoktur. Bugün sessiz kalanlar yarın hukuk, adalet diye bağıramazlar. Başlattığımız açlık grevi etrafında tüm Türkiye halklarını hukukun işletilmesi için, adalet için taraf olmaya çağırıyoruz.”

Kaynak: DİHA