Kayyım atanan belediyelerde, çalışanlara yönelik baskı ve tehdit olduğunu söyleyen Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, “Üyelerimiz asılsız gerekçelerle ihraç ediliyor” dedi.

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Başkanı Erdal Bozkurt beraberindeki heyet, kayyım atanan belediyelere ziyaret gerçekleştirdi. Van, Batman, Hakkari, Ağrı başta olmak üzere 8 ile ziyaretlerde bulunan heyet, örgütlenme çalışmasının yanı sıra  çalışanların ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenlerin taleplerini dinledi.

Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, bölgede gerçekleştirilen ziyaretlere ilişkin bilgi verdi. 

KOOPERATİFLERE EL KONULDU

Berna Kişin’in Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre, belediyelere atanan kayyımlarla beraber halkın iradesinin gasp edildiğini söyleyen Yıldırımcı, kayyım politikalarının bölgede belediye emekçilerinin ve yönetimlerinin halka ve kente kazandırdığı tüm değerlere darbe olduğunu ifade etti.  Yıldırımcı, “Kayyımla beraber kadın kurumlarının tamamına ve ekonomik kooperatiflere el konuldu. Bölge halkının yoksul çocuklarına eğitim veren kurumların tamamı yok edildi” dedi. Yıldırımcı, bölgede yaşanan işsizliğin kayyım politikaları ile beraber derinleştiğini dile getirdi.

‘KADROLARA AİLELERİNİ YERLEŞTİRDİLER’

Özellikle Van, Mardin ve Diyarbakır başta olmak üzere kayyım atanan belediyelerde bin 400 çalışanın ihraç edildiğini aktaran Yıldırımcı, OHAL komisyonuna verilen dosyaların yüzde 80’inin reddedildiğini söyledi. Yerel yönetimlerde çalışan emekçilerin dosyalarının idari mahkemeler tarafından özellikle reddedildiğini söyleyen Yıldırımcı, “Bunun nedeni ihraç edilen arkadaşlarımızın yerine dışarıdan personeller getirilmiş. Mağdur olan, yoksullukla mücadele eden bölge halkından kadro yapsalar baş göz üstüne. Ama bunun yerine devlet kadrolarında çalışan kesimlerin aileleri, yakınları yerleştirilmiş” diye belirtti.

İHRAÇ GEREKÇELERİ ASILSIZ

İhraç gerekçelerinin asılsız olduğuna dikkati çeken Yıldırımcı, şöyle devam etti: “Van’da bir arkadaşımız ihraç edilmiş ve ihraç gerekçesi olarak ‘2 çocuğunun dağda olduğu’ gösterilmiş. Hukuksuzluğu bir yana bırakın, evet arkadaşımızın 2 çocuğu var ama biri 3 buçuk diğeri 6 yaşında. Bir diğer arkadaşımız ise çocuğu ‘FETÖ’nün dershanelerine gittiği’ gerekçesiyle ihraç edilmiş. Arkadaşımız bekar ve çocuğu yok. İnanabiliyor musunuz bu tutanaklar mahkeme kayıtlarına geçmiş.”

BASKIYLA ÖRGÜTLENME YAPILIYOR

Kayyım atanan belediyelerde özellikle üyelerine yönelik mobbing, sürgün, zorla emeklilik ve ihraçlar olduğunu aktaran Yıldırımcı, “Bizim etkin olduğumuz her bölgede MEMUR-SEN’E bağlı BEM-BİR-SEN örgütlendirildi. Hatta BEM-BİR-SEN bölgede yetkili hale gelmeden mevcut olan oradaki örgütlülükle beraber, haklarımız görmezden gelinerek, toplu sözleşmeler imzalandı. Bizim üyelerimizin orada azalması ve yetkinin bizden alınmasıyla halkın iradesine atanan kayyum gibi bize de kayyum atandı” şeklinde konuştu.

Yıldırımcı, baskı ve sindirme politikaları ile bölgede antidemokratik örgütlenmeler yapıldığını ifade ederek, “Yaptığımız bölge gezisinde öğrendik ki üyelerimize ‘istifa etmezseniz ihraç ederiz’ denilmiş.  Üyelerimiz kayyımın bürokratları tarafından ‘Ya onurunuz ya ekmeğiniz. Tercih yapın’ diyerek tehdit edilmişler. Özellikle kayyum atanan belediyelerde, ‘Ben senin aileni tanıyorum, açıp araştırmasını yaparım, geçmezsen ihraç olursun’ şeklinde ahlak dışı ve yasa dışı örgütleme yapıyorlar” diye konuştu.

'POLİS KAMERAYLA TAKİP EDİYOR'

Bölgedeki baskıyı gözleriyle gözlemlediklerini aktaran Yıldırımcı, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Özellikle kayyım atanan belediyelerde çalışan arkadaşlarımız kafasını kaldırıp bize ‘merhaba’ diyemedi. Biz tüzüğümüzü ve sendikamızı anlatırken, KESK’in ismini gördükleri zaman insanlar çekiniyor. Van Belediyesi ve Batman Belediyesinde binadan çıktıktan sonra insanlar yanımıza gelip, ‘Biz sizin yanınızdayız, gönlümüz sizinle ama ortamı görüyorsunuz onun için ilgilenemedim’ dedi. O insanların o şartlarda çalışması korkunç bir şey. İnsanlar özgür bir şekilde gazetesini alamıyor ve muhabbet edemiyor. Her yerde bir göz ve takip var. Van Belediyesi'nde ben legal bir faaliyet yürütürken polis arkadan kamera ile beni takip ediyordu.  Böylesine bir muamele ile karşılaştıklarında oradaki insanların nasıl bir psikoloji ile çalıştıklarını siz hesaplayın.”

Yıldırımcı, kayyım politikalarına karşı demokratik çerçevede mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerini ifade etti.