TBMM’de İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, nefret suçlarına ilişkin basın toplantısı için davet ettiği trans kadın Buse Kılıçkaya, erkek polislerin tacizine maruz kaldı.

Nüfus cüzdanında, henüz geçiş aşamasında olduğu için değişiklik olmayan Buse Kılıçkaya’yı CHP’li Tanal’ın danışmanlarının tüm itirazlarına rağmen erkek polisler aradı. İtirazlar üzerine ikinci aşamada üst araması yapılmadı.

Pembe Hayat Derneği üyesi Buse Kılıçkaya Eylül ayında da CHP’li Aykan Erdemir’in LGBTİ haklarıyla ilgili düzenlediği basın toplantısına katılmak için Meclis’e gelmiş ve mavi kimlik sahibi olduğu gerekçesiyle erkek bölümünden giriş yaptırılarak, erkek polislerce aranmak istenmişti. LGBTİ ve insan hakları aktivisti olduğunu ifade eden Kılıçkaya, yıllardır Meclis’e geldiğini ancak daha önce böyle bir sorunla karşılaşmadığını söylemişti.

CHP İstanbul Miletvekili Mahmut Tanal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında nefret suçlarının en çok LGBTİ bireylere yönelik yapıldığını, son dönemde bu suçun daha da artığını belirterek, “Bütün insanlar onur ve haklar açısından özgür ve eşit doğarlar. Trans vatandaşların nefret suçlarının kapsamı içine alınmalıdır” dedi.

Tanal, nefretin kökeninde korkunun yattığını ifade ederek, “Tüm dünya bu sorunu nasıl çözmüşse, ülkemizin de bu konuyla ilgili çözümü yapması lazım. Trans vatandaşlarımızın ayrımcılıktan korunması için Meclis’in, İçişleri Bakanlığı’nın, Adalet Bakanlığı’nın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun, Türkiye İnsan Hakları Kurumu’na düşen yükümlülükler var, ancak bu yükümlülükler bugüne kadar yerine getirilmedi” diye konuştu

Trans bireylere yapılan ayrımcılığı önlemek için yeterli yasal düzenleme olmadığını belirten Tanal, bu bireylere hastanelerde, okullarda, iş dünyasında ayrımcılık yapıldığını ve kötü muamelelere maruz kaldıklarını söyledi. Mahmut Tanal, bunun en somut örneğinin bugün Meclis’te yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Meclis’e gelen hanımefendi arkadaşımızın üstü erkek polis tarafından aranmaya çalışıldı. Bir hanımefendinin erkek polis tarafından aranması, insan onurunun, kişiliğinin ihlali anlamına gelir. Tüm kamu kurumlarının bu konuya eğilmesi lazım. Bu sorunu görmemezlikten gelemeyiz. E-5 yollarında, gecenin belli bir saatinde, caddelerde, şehirlerde seks ticareti gündeme getiriliyor. Eğer bu ülkede seks köleliğini, seks ticaretini iktidar bitirmek istiyorsa, bu insanların barınma, eğitim, çalışma hakkının halledilmesi lazım. Cinsel eğilimleri nedeniyle aile ve toplum bu kişileri reddediyor, kalacak yerleri yok. Okuldan, işyerinden atılmaktalar. Devletin bir an önce bu soruna eğilmesi lazım.”

Buse Kılıçkaya da yaptığı konuşmada 20 Kasım’ın, dünyada ve Türkiye’de nefret cinayetlerinde öldürülen trans bireyleri anma günü olarak lezbiyen, gay, biseksüel, travesti, transeksüel toplumu tarafından kabul edildiğini söyledi.

Trans ve eşcinsel cinayetlerinin politik olduğunu, bu vatandaşlara ayrımcılık yapıldığını belirten Kılıçkaya, son 12 ayda dünyada 226 trans bireyin nefret cinayetinde öldürüldüğünü söyledi. Kılıçkaya, Avrupa ülkeleri arasında trans cinayetlerinin en çok yaşandığı ülkelerin Türkiye ve İtalya olduğunu ifade etti.

Kılıçkaya, Türkiye’de Ocak 2008-Eylül 2014 tarihleri arasında 36 transın nefret cinayetlerinde katledildiklerini, ancak gerçek sayının daha fazla olduğunu çne sürdü. Kılıçkaya, ailesi tarafından trans ve eşcinsel olduğu için öldürülenlerin bu sayının içinde yer almadığını kaydetti.

Devletin, ayrımcılıktan dolayı translara seks işçiliği yapmaktan başka bir şans bırakmadığını dile getiren Kılıçkaya, seks işçisi transların birlikte oldukları insanlar tarafından öldürüldüğünü, ancak haksız indirimden yararlanarak serbest bırakıldığını savundu.

(ZETE)