Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kayseri İl Koordinasyon Kurulu, torba yasa kapsamında değişiklik yapılması öngörülen TMMOB Yasa taslağına tepki gösterdi.

TMMOB Kayseri Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısının sözcülüğünü,  Şube Sekreteri Hamdi Atay yaptı.

6235 sayılı TMMOB Yasa değişikliği tasarısı ile ülke topraklarının ranta açılmasının amaçlandığını belirten Atay, tasarıda yer alan ‘kamulaştırma’ ifadesinin aldatmaca olduğunu vurguladı.

Atay, “Torba yasa tasarısı özetle; rant eksenli kentsel, kırsal dönüşüm alanları olarak kurgulanan yerlerde halkın varlıkları ile bütün kamusal alanların tasarrufunun mülksüzleştirme yoluyla el değiştirmesini; bu varlık ve alanların ülke ve bölge ölçekli düzenlenecek bütüncül mekansal strateji planları, çevre düzeni planları, imar planları ile Yüksek Planlama Kurulu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden iktidara bağlanmasını ve iktidarın kontrolündeki yapı/inşaat sektörü üzerinden metalaştırarak sermaye-piyasa çıkarlarına tabi kılınması hedeflerine yöneliktir. Tasarıda geçen ‘kamulaştırma’ kılıfının ardındaki gerçek budur.” diye konuştu.

MESLEK ODALARI GÜÇSÜZLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Bunun yanı sıra taslak kapsamında meslek odalarının kamu kuruluşu statüsünden çıkarılmasını, 2007 yılından bu yana temelleri atılan kasıtlı bir yaklaşım olarak değerlendiren Atay, “TMMOB Yasası’nda değişiklik öngören hükümler, Anayasa’nın 135’,nc, maddesinde tanımlanmış kamu kuruluşu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kamusal yerinden yönetim kuruluşu konumlarına son verilmesini ve TMMOB’ye bağlı meslek odalarının özellikle yapı sektöründe yaşamsal önemi bulunan, bilimsel-teknik gerekliliklerle belirlenen kamusal denetim fonksiyonlarını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Anayasanın 135’inci maddesine açıkça aykırılık oluşturan bu girişimin, meslek odalarının devasa rantların önünde engel oluşturması, kısaca sömürü-rant-yağma içerikli ekonomik sosyal dönüşüme direnmesi ile yakın bağı bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı. Kayseri Şubesi olarak, her türlü siyasi kaygıdan uzak biçimde doğruları dile getirmeye devam edeceklerini kaydeden Atay, 14 Şubat’ta diğer meslek odaları ile birlikte Ankara’da gerçekleştirilecek olan TMMOB Olağanüstü Genel Kurulu’nda görüşlerini beyan edeceklerini sözlerine ekledi.

İKTİDAR, TMMOB’DEN GEZİ’NİN ÖCÜNÜ MÜ ALIYOR?

6235 sayılı TMMOB Yasa değişikliği ile geçtiğimiz hafta komisyondan geçen İş Güvenliği Yasa Tasarısı Kayseri’deki İnşaat Mühendisleri Odası tarafından da eleştirildi.

İnşaat Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanı İsmail Eser, TMMOB yasasındaki değişikliklerin temelinin, odanın Gezi Olayları’ndaki tavrına kadar dayandığını söyledi. TMMOB Yasası’ndaki düzenlemeleri, iktidarın örgütlenme karşıtı tavrının kanıtı olarak gösteren Başkan Eser, hükümetin söz konusu tavrının, odanın, Gezi Olayları’nda tepki göstermesine kadar dayandığını ifade etti. Yasanın asıl amacının, TMMOB’nin mahkeme kararı aracılığı ile durdurma yetkisini elinden almak olduğuna dikkat çeken Başkan Eser, şunları söyledi:

“TMMOB bir kamu kuruluşu ve dava açınca durdurma kararı alınıyordu. Siyasi iktidar oda ile uğraştı ama seçimlerle ve demokratik yollarla ele geçiremeyince bölme yoluna gittiler. Dava açamasınlar, istediğimiz gibi işimizi yürütelim istiyorlar. Özellikle İstanbul’da bu şekilde durdurma davası çok var. Mahkemenin kararından korkuyorsan mahkemeleri kaldır öyleyse. İstanbul’da katrilyonlar gidecekken, TMMOB’nin dava açarak önlediği girişimler var. Gezi Olayları’nda da bayrağı çeken de TMMOB oldu, Taksim’i perişan etmeyecekler miydi? Zaten ve maalesef, siyasi iktidar hiçbir kesimin örgütlenmesini istemiyor.”

KANUN ÇIKARMAK YETMEZ

Şubat ayının başında TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu tarafından kabul edilen, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da değerlendiren Başkan Eser, uygulamalar düzgün olmadıkça kanun çıkarmanın anlam ifade etmediğini vurguladı. İş güvenliği sorunun, başlı başına kültür meselesi olduğuna da dikkat çeken Başkan Eser, “İşverenin görevleri olduğu gibi çalışanın da görevleri var. İş güvenliği için aldığınız bir eşyayı bile kullanmaları sorun oluyor. Örneğin, bir baret alıyorsun ya da kemer takmıyorlar. Bu komple bir eğitim meselesi ama denetleme ile de bir ucundan başlamak lazım. Bunun için de kanun çıkarmak yetmez, devletin denetlemeyi düzgün yapması gerekir.” ifadelerini kullandı.

PROSEDÜRLER BİZİ OYUNCAK ETTİ

Başkan Eser, bunun yanı sıra, yasadaki prosedürlerin iş yavaşlattığına ve işveren üzerindeki yükü artırdığına da değindi. Prosedürlerle alakalı şikayetlerin dikkate alınması gerektiğini belirten Başkan Eser, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Prosedüre göre, uygunsuz yapılan bir alan iş güvenliği uzmanının raporu doğrultusunda mühürleniyor. Daha sonra işveren gidip eksikleri gidereceğine dair bir dilekçeyi İş-Kur’a veriyor. Bu yazı önce Valilik makamına sonra, Ankara’ya gidiyor. Daha sonra bu mühür Valilik makamının belediyeye yetki vermesi ile açılıyor, dolayısıyla aynı işleyiş tersine doğru hareket ediyor. Sonra uzman görevlendiriliyor ve tekrar kontrol ediliyor. Bunun için ayrı bir yazının da tekrar Ankara’ya gitmesi gerekiyor. Böyle bir keşmekeşlik var. Halbuki kontrolü ildeki yetkililer yapsa çalışma daha kısa sürede bitecek. Bu durumuyla birkaç günde bitecek eksiklikler bir buçuk ayda halloluyor.”

Selma Kara / Demokrat Haber Kayseri