The Guardian, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump görüşmesini değerlendiren bir makale yayınladı.

The Guardian gazetesinin dış politika yazarlarından Simon Tisdall imzası ile yayınlanan makalede, “Erdoğan’ın birleşik bir Amerkan-Rus cephesi karşısında yenilgiye uğradığı” ifadeleri kullanılırken, “Erdoğan eli boş döndü. Sebebi büyük ölçüde, Türkiye liderinin Suriyeli Kürtler meselesinde ABD'nin karar değiştirebileceğine dair umudunun Putin tarafından ortadan kaldırılmasıydı” denildi.

Tisdall’un, ABD’yle Rusya’nın Suriye’den Kuzey Kore’ye benzer noktalarda durduğunu savunduğu makalesinin Türkiye’yle ilgili bölümleri şöyle:

‘ERDOĞAN PUTİN’İ SUÇLAYABİLİR’

“Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’la Beyaz Saray’da yaptığı görüşmenin ardından işler yolundaymış gibi davrandı fakat eli boş döndüğünü saklamanın yolu yoktu. Erdoğan bu hayal kırıklığı yaratan sonuç nedeniyle en başta Vladimir Putin’i suçlayabilir.

Türk yetkililer salı günkü buluşmayı iki ülkenin sorunlu ilişkisi açısından kritik bir an olarak görüyordu ve Trump da, elindeki metne bağlı kalarak, kamuoyu önünde beklenen sözleri dile getirdi. Erdoğan’a terörle savaşta önemli bir müttefik olarak övgü düzdü ve iki ülkenin de terör örgütü olarak gördüğü PKK’den adını anarak özellikle bir tehdit olarak söz etti.

Trump, kendi dışişleri bakanlığını da göz ardı ederek, Türkiye’nin geçen yılki darbe girişiminden sonra ciddi biçimde kötüye giden zayıf insan hakları sicili konusunda sessiz kaldı. Bir NATO üyesi olan Türkiye’ye Amerikan silahlarının satışında ilerleme vaat etti.

YPG ISRARI GERİ ÇEVRİLDİ’

Fakat Erdoğan’ın, ABD’nin YPG’ye desteğini ve silah tedarikini kesmesi yönündeki ısrarı kesin biçimde geri çevrildi. Pentagon Suriyeli Kürtleri IŞİD’e karşı etkili ve güvenilir bir müttefik olarak görürken, Türkiye’nin İncirlik Üssü’nü Amerikan uçaklarına kapatma ve Suriye’de daha fazla hava saldırısı düzenleme tehditleri fayda etmedi.

Erdoğan’ın, darbeden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen’in iade edilmesi talebi de yanıt bulmadı. Gülen konusunda alabildiği en iyi karşılık, ‘olası adımların’ gözden geçirileceği vaadi oldu.

‘UMUTLARI PUTİN SÖNDÜRDÜ’

Kısacası, Erdoğan alt edildi. Bunun sebebi büyük ölçüde, Türkiye liderinin Suriyeli Kürtler meselesinde ABD’nin karar değiştirebileceğine dair herhangi bir umudunun bir gün önce Putin tarafından ortadan kaldırılmasıydı.

Pekin’de konuşan Rusya Devlet Başkanı’nın poziyonu, Trump’ınkinin birebir aynısı gibi görünüyordu. Türkiye’ye verdiği mesaj aynıydı: Suriye’de bizimle uğraşmayın. Putin, “Kürtlerin Suriye’deki durumda gerçek bir faktör olması, silahlı Kürt oluşumlarının IŞİD’e karşı saldırılara katılması ve en etkili birliklerin arasında yer alması nedeniyle, onlarla işbirliğinin sürmesini bir hak olarak görüyoruz” diye ilan ediyordu.

‘TRUMP TÜRKİYE’YE GİTMİYOR’

Böylece Erdoğan karşısında, birleşik bir ABD ve Rus cephesi buldu. YPG konusundaki bu işbirliği tesadüf değil. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un geçen haftaki Beyaz Saray ziyaretinde konuşulduğu neredeyse kesin. Trump-Lavrov görüşmesinin diğer olası sonuçlarıysa şöyle: IŞİD karşıtı nihai savaşın yönetilmesinde daha fazla ABD-Rusya işbirliği, ABD’nin BM’yi bir kenara atan Rusya liderliğindeki Suriye barış sürecini kabul etmesi ve Trump’ın Rus destekli Suriye ordusuna nisanda düzenlediği füze saldırısının bir kenara bırakılması.

Trump önümüzdeki hafta ilk yurtdışı ziyareti Suudi Arabistan ve İsrail’e yapacak fakat sözümona kilit bölgesel oyuncuya, yani Türkiye’ye gitmeyecek. Erdoğan’ın sıralamada hangi noktada durduğu ortada.”

(Kaynak:Gazete Duvar)