Irak ve Suriye'ye asker gönderilmesine izin veren Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi'nin süresi dün TBMM'de yapılan oylamayla iki yıl daha uzatıldı.

Ancak tezkerenin ilk kez iki yıllığına uzatılmasının yanı sıra Türkiye'de yabancı askerler varlığına olanak tanıması Ankara'da soru işaretlerine neden oluyor.

Muhalefet cephesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran 2023'te yapılması planlanan seçimlere 20 ay kala seçimlerde üstünlük kazanmak için tezkereyi kullanmasından da endişe ediyor.

Tezkereye TBMM'deki oylamada "hayır" oyu veren CHP ile HDP'li vekiller, tezkerenin süresinin ilk kez iki yıllığına uzatılmasının "manidar" olduğu görüşünde.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'deki görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada iktidarın tezkerenin süresini neden iki yıl uzattığına dair açıklama yapamadığına dikkat çekmişti.

Özel konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Partisinde tek adam olabilir, yürütmede tek adam olabilir, bunun verdiği güçle gözü bir başka şekilde dönmüş bakıyor olabilir ama kimse Suriye'deki evlatlarımızı bir felakete sürükleyemez. Yaklaşmakta olan seçimde savaş ilanıyla belki seçimleri biraz daha öteye atmak için iç politikaya yönelik hedefle tasarlanmış bu oyunda iktidarın arkasında olacak değiliz" diye çıkışmıştı.

HDP ise iki yıllık tezkereyle meclisin 2023 sonuna kadar by-pass edildiğini iddia ediyor. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Meclisin asker gönderme ve savaş yetkisinin iki yıl boyunca sarayın ipoteği altında tutulması da başlı başına sorumsuzluktur. Meclisin 2023 sonuna kadar by-pass edilmesidir. Tezkerenin iki yıl uzatılması TBMM'den hükümete açık çektir" açıklamasını yaptı.

AKP Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz da tezkerenin iki yıl uzatılmasının arkasında "seçim gerekçesi" aranmasının yanlış olduğunu belirterek eleştirilere "Tezkere, Türkiye'nin milli güvenliği açısından güçlü bir milli irade beyanıdır" şeklinde yanıt verdi.

"ERDOĞAN SEÇMENİNİ DOMİNE ETMEK İÇİN KULLANABİLİR"

Peki tezkerenin süresinin iki yıllığına uzatılması muhalefetin endişe ettiği gibi gerçekten hükümetin seçim planlarının bir parçası olabilir mi? Gazeteci Sedat Bozkurt; muhalefetin endişelerini yerinde buluyor.

Bozkurt, "Erdoğan seçim odaklı ve bütün algoritması seçim kazanmaya dönük bir lider. Muhalefet de bunu biliyor. Bir sonraki seçime katkı sağlamayacak adım atmayacağını pratikte ve teoride gördük, yaşadık" değerlendirmesini yapıyor.

AKP'nin tek başına iktidar olamadığı ve meclis çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerine işaret eden Bozkurt, sonrasında meydana gelen bombalı saldırılar ve terör eylemleri yüzünden 1 Kasım 2015'te seçimlerin yenilendiğini hatırlatıyor.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre Bozkurt, "2015'te iki seçim arasında ülke terörize oldu. İnsanlar güvenlik diye bir sorunla karşı karşıya kaldılar. Ve iktidar partisi AKP ekonomi ve işsizlik sorunlarını çözememiş de olsa oylarını artırdı. Bu, test edildi. Bir güvenlik meselesi ortaya çıktığında insanlar iktidar partisine kitlesel olarak oy veriyorlar. Şimdi muhalefetin tezkereyi seçime dönük bir aparat olarak görmesi de bundan. Seçim öncesi bir sınır ötesi operasyon yapıldığında Erdoğan bunu kendi seçmenini domine etmek için kullanacak" görüşünü aktarıyor.

"UZUN YETKİLER SEÇİM GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKUYOR"

Koç Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Dr. Murat Somer de iki yıllık tezkerenin seçim dönemini de kapsadığına ve Cumhurbaşkanı'nın bu dönemde askeri operasyon kararı alabileceğine işaret ediyor.

Somer, "Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'na geniş ve uzun süreli yetkiler, seçim güvenliğini de doğrudan tehlikeye sokuyor. Çünkü seçimlerdeki olası adaylardan birine, yani bugünkü Cumhurbaşkanı'na seçimlerin iklimini doğrudan değiştirebilecek, potansiyel olarak seçimlerin yapılmasını zora sokabilecek ve kimseye sormadan kullanabileceği bir yetki veriliyor. 'Bu olacak' demiyorum ama yetkiyi verirseniz kullanılması da mümkün" diyor.

KİM BU YABANCI GÜÇLER?

Tezkerede Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerektiği taktirde sınır ötesi operasyon yapmasının önü açılırken yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasına da olanak tanıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü açıklamasında tezkeredeki bu hükmün ne anlama geldiğini sert eleştirirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye çıkışmıştı. Kılıçdaroğlu "Bahçeli'ye soruyorum. Bu yabancı askerler kim? Yabancı askerler Türkiye'ye konuşlanacak, sen de 'gelsinler mi' diyeceksin. Taliban mı gelecek, Yunanlılar mı, Amerikalılar mı?" ifadelerini kullanmıştı.

Dış politika uzmanı Aydın Sezer ise tezkeredeki yabancı asker meselesinin aslında yeni bir konu olmadığının, 2014'ten sonraki tüm tezkerelerde yer aldığını ifade ediyor.

Suriye'den yapılması muhtemel saldırılara karşı NATO bünyesinde Türkiye'ye patriotların ve patriotları kullanacak yabancı askerlerin konuşlandırılmasında tezkeredeki "yabancı asker" hükmünün hayata geçirildiğini hatırlatan Sezer, "O zaman makul bir gerekçe vardı. Çünkü patriotlar geldi. Ama sonraki süreçte bu ifadenin tezkerelerde korunması birçok soru işareti getirdi. Bunlardan bir tanesi Suriye Milli Ordusu olarak tanımladığımız eski ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) yapısının Türkiye'yle olan yakın ilişkisi. Acaba ÖSO da ya da Suriye Milli Ordusu da yabancı askerler kapsamında mı?" diye soruyor.

Son dönemde Afgan askerlerinin Türkiye’de eğitilmesinin de gündeme geldiğini hatırlatan Aydın Sezer, "yabancı asker" hükmünün nasıl sıkıntılar doğurabileceğini şöyle anlatıyor:

"Tezkere çok geniş bir kapsama alanına sahip olduğu için bu yabancı askerler konusunda da odaklanılmamış olması, hedefin küçültülmemiş olması beraberinde doğal olarak soru işaretleri yaratıyor. Hükümetin elinde son derece esnek, son derece geniş ve istenildiği şekilde kullanılacak, belki de yarın Libya'dan gelecek kişilerin de bu kapsamda Türkiye'de barındırılmalarının önünü açacak bir tezkere var. Yani hukuki bir zemin hazırlamış durumda hükümet. Tezkereye göre dilediği her şeyi yapabilecek."