Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek ve tecride karşı 88 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ile 281 tutuklunun sürdürdüğü eyleme destek amacıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yaptığı mitinge binlerce kişi katıldı.

HDP'li vekiller ve siyasi parti temsilcilerinin halkı selamlaması ile başlayan mitingde HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, alanı dolduranlara seslendi.

‘DEMOKRASİ İÇİN TECRİT YIKILMALI’

Temelli'nin konuşmasının satır başları şöyle:

"Ülkenin her yerinden adaletsizlik fışkırıyor. Ülkenin her yerini adaletsizlik zap etmiş. Bu zulme karşı direniş devam ediyor. Bu direnişin en önünde yürüyen açlık grevi ile tecridi yıkmak için direnen Leyla Güven’e buradan selam olsun.

Çok iyi biliyoruz ki bu ülkeye barış, adalet, demokrasi gelecek ise öncelik bu tecrit yıkılmalı, bu tecride son verilmeli. İşte Leyla Güven 88 gündür bu sesi yükseliyor. Buradan kendisine söz veriyoruz; bu tecridi kıracağız. Bu onurlu mücadeleyi 76 gündür sürdüren Nasır Yağız, bu onurlu mücadeleyi 50 gündür cezaevlerinde sürdüren zindandaki yoldaşlarımıza, 20 gündür direnen Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’a selamlarımızı gönderiyoruz.

‘TECRİT TÜRKİYE'YE UYGULANIYOR’

Bu yükselen direniş sesine ses katmalıyız. 88 gün oldu. Bu eylem büyük sorunlara yol açmadan yetkililere çağrı yapıyorum. Gasp edilen haktır, hukuktur. Bu sese bir an önce ses verin. Aile görüşleri ve avukat görüşleri bir an önce yapılsın. Bu tecrit devam edene kadar bu direnişi büyüteceğiz. Bu tecrit Türkiye’ye uygulanıyor. Kadınlara, işçilere tecrit uygulanıyor.

‘SEVDAMIZ DEMOKRATİK CUMHURİYETTİR’

Bizim bir sevdamız var, bir fikrimiz var. Bizi yan yana getiren bu sevdamız, bu fikrimizdir. Bizim sevdamız demokratik cumhuriyet, demokratik ulustur. Bu fikriyatı bu gün büyüttük ve Türkiye’nin her tarafına yaydık. Selam olsun bu fikrin sahibine, selam olsun İmralı’ya, selam olsun Sayın Öcalan’a. İşte o nedenle tecridi kıracağız.

‘TÜM SORUNLARIN KAVŞAĞINDA TECRİT VAR’

Bu ülkede yaşanan tüm sorunların kavşağında tecrit vardır. Tecrit kırılmadan Kürt meselesinde çözüm üretmek mümkün değildir. Kürt sorununda çözüm istiyorsanız tecridi kaldıracaksınız. Bu ülkenin tüm insanları 2013-2015 yılları arasında çok önemli bir şeye tanıklık etti. Barışın olabileceğine inandı. Umudunu yükseltti.

‘İKTİDARDA KALMANIN YOLUNU SAVAŞTA ARIYORLAR’

2013-2015 yılları arasında atılan o büyük adımlara rağmen bu iktidar karanlık köşelerde çökertme planları hazırlıyorlarmış. İktidarda kalabilmelerinin yolunu Kürt savaşında buluyorlardı. Onun için tecridi kırmamız. Leyla Güven'in sesine ses katmamız lazım. Eğer buna ses veremezsek bu ülkede insanlar daha derin acılar yaşayacak.

‘VERDİĞİNİZ KARARLARI TANIMIYORUZ’

Bu ülkede artık bir yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı yok. İnsan hakları ihlalinde dünya birincisiyiz. Devlet bizzat hukuku çiğniyor. Bununla da yetinmiyor uluslararası mahkemelerin kararlarını yok sayıyor. AİHM'in Demirtaş kararını tanımıyor.

Adalet o denli tükenmiş ki her önüne gelene ceza veriyorlar. Sayın Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'a 14 yıl ceza veriyorlar. Bu kararları tanımıyoruz. Siz yargıya talimat vererek suç işliyorsunuz. Mahkemelerde bu suça katılıyorlar. Bu ülkeye adalet geldiğinde bu suçu işleyenleri mutlaka ve mutlaka yargı önüne çıkaracağız.

‘BARIŞ İSTEYENLER YARGILANIYOR’

Barış isteyenler bugün yargılanıyor. Dünyanın her yerinde saygınlıkla anılan hocalarımız, arkadaşlarımız yargılanıyor. Cizre'deki hukuksuzlukları dile getirdiği için Şebnem Korur Fincancı hocamıza ceza veriyorlar. Bunun gibi yüzlerce akademisyene ceza verdiler. Biz geri adım atacak mıyız! Onlar istedikleri kadar bu sesi kısmaya çalışsınlar. Biz inatla, kararlılıkla bu sesi yükseltmeye devam edeceğiz.

‘AFRİNDEN ELİNİ ÇEK’

Biz diyoruz ki Suriye’nin halkları karar verecek. Kürtler, Türkmenler, Araplar karar verecek. Suriye’den elini çek diyoruz, Afrin’den elini çek diyoruz. Rojava’da Afrin’de bir düzen var. Sen yolsuzluk, savaş politikalarını devam ettirebilmek için Afrin'e girdin. Sen ve senin gibiler, Afrinlerinin rızkına çökenler Afrin’den mutlaka çıkacak.

‘KADINLARIN KENTİNİ VAR ETMEK İÇİN GELİYORUZ’

Bizlerin mücadelesi Suriye için barış içindir. Bizlerin mücadelesi Türkiye’nin toplumsal demokratikleşmesi içindir. Adaletsizlik her yerde. Bu neoliberal düzen devam etsin diye her gün 6 işçi yaşamını yitiriyor. Şimdi çıkmış çevreye duyarlı kentler inşa edeceklermiş. 16 yıldır bu kentleri yönetmiyorlarmış gibi. Kim bunların arkasından gidecek. Şimdi kentleri bunlardan kurtarmanın zamanı geldi. Kadınların kentini var etmek için geliyoruz.

‘KAYYUMLARI SÜPÜRÜP ATACAĞIZ’

Kadına yönelik şiddet her geçen gün yükseliyor. Bu erkek egemen iktidar kadına yönelik nefret söyleminin önünü açıyor. Çünkü faşizm emeğe karşıdır, kadınlara karşıdır. Bunların kentlerimizden süpürüp atacağız. Bunlar kayyumculardır. Bunlar halkın iradesini gasp edenlerdir. Halkımızla yerellerde bunları kazıp atacağız. Sadece belediyeleri almakla değil, yerel demokrasiyi inşa edeceğiz. Yönetende biz, yönetilende biz olacağız.

‘ÜLKEYİ KURTARMAK İÇİN 31 MART ÇOK ÖNEMLİ’

Sadece belediyeleri almakla kalmayacağız. Batı da AKP-MHP iktidarını gerileteceğiz. Doğa talanına son vermek için mücadele edeceğiz. Yerellerde iktidara gelmek, tecride son vermek demek. Bir başka Türkiye'yi hep birlikte var etmek demek. Bu ülkeyi kurtarmak için 31 Mart çok önemlidir. Her şeyi tekleştiren bu zihniyete karşı tüm farklılıklarımızla buradayız demektir.

Biz bu mücadeleye herkesi çağırıyoruz. Gelin hep birlikte demokrasiye ulaşalım. Nasıl ki 16 Nisan'da başardık, 24 Haziran'da da yarım bıraktığımız işi bu defa tamamlayacağız.

‘ONLAR SALDIRDIKÇA GÜÇLENİYORUZ’

Güç birliği için HDP olarak elimizden geleni yapalım dedik. Cumhur İttifakı kendi seçmeninin hakkını bile savunmuyor. Halkımızla güç birliğini kurduk. Gerekli tüm adımları attık. Halkımızla birlikte sandığa gideceğiz. Aday göstermediğimiz yerde mücadelemizi sürdüreceğiz. Şimdi bu mücadeleyi gördüğü için bize saldırıyor. O saldırdıkça biz güçleniyoruz. HDP halktır halk burada. Bunu yok etmeye kimsenin gücü yetmedi, bundan sonrada kimsenin gücü yetmeyecek.

Kürdü ile Türkü ile, Ermeni, Alevi ve Sünni’siyle yanayız. Güçlüyüz. Bu ülkede emeğin hakkı için, kadınların eşit temsili için, bu ülkede güzel günler görmek için buradayız.

‘OYLARI ÇALMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ’

Kendisi yetmiyormuş gibi bir de bakanları var. İçişleri bakanı var ya. Varı yoku bize saldırmak, bizi suçlamak. Sen önce Suruç devlet hastanesine bak. HDP'nin adını ağzına alıyorsun. Birde tutturmuşlar güvenlik politikaları. Bunların ağzından güvenlik kelimesi çıktığı zaman bilin ki orada suç vardır. Ne sizi ne de güvenliği istiyoruz. Seçim güvenliği diyorlar. Bunlar oyları çalmak istiyor. Buna izin vermeyeceğiz.

‘YOLSUZLUKLARINI DEŞİFRE ETTİK’

Yolsuzluklarını deşifre ettik. Önce 56 bin dediler, sonra 91 bin oy dediler. Şimdi 91 bin oyu iptal edecekler. Bu halk sizi kırıp atacak ve bu tecridi de kıracak.

‘SANDIĞA HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKACAĞIZ’

Hep birlikte sandığımıza da oyumuza da sahip çıkacağız. 1 Nisan'da Selahattin'e, Sebahat’e kavuşacağız. 1 Nisan'da bu ülkede özgürlük türkülerini hep birlikte söyleyeceğiz."

Temelli konuşmasını Nazım Hikmet Ran'ın "Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: İşçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…" dizeleri ile sonlandırdı.

Miting konuşmalar ile devam ediyor.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı