Sosyal paylaşım ağları sağ olsun, Miray’la ilk konuştuğumuzda, o dışarıdayken evinin kapısına polislerin dayanmasından bir-iki saat geçmişti. Ev arkadaşı arayıp da Ekşi Sözlük’te dinle ilgili yazdığı bir şey yüzünden ifadesinin alınması gerektiğini söylediğinde şaka zannetmişti. Arkadaşı telefonu polise verdiğinde dahi emin değildi. Çünkü neyi kastettiklerini anlamamıştı.
Psikoloji okuyan Miray, şu anda yüksek lisans yapıyor. Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar ekibinden… 10 yıldır da Sözlük yazarı.
Miray’la ikinci konuşmamız hayatında verdiği ilk ifade sonrasında oldu. Orada, bahsi geçenin 2008’de ‘Hz Muhammed’ başlığına yazdıkları olduğunu öğrendi. 

‘Ateistler zulüm görüyor’
Olaylar şöyle gelişiyor. Emniyet’te polis memurları dahi şikayetçi olarak ‘Adnan Hoca’ ismini zikretse de, dilekçede Ali Emre Bukağılı’nın adı var. Bukağılı, Nedim Gürsel’in ‘Allah’ın Kızları’ kitabı da dahil, ‘dine hakaret’ gerekçesiyle daha önce çok sayıda şikayette bulunmuş bir inşaat mühendisi. Önce 2008’de hiç yazar falan ayırmadan 50 başlık yüzünden, TCK 216 kapsamında Ekşi Sözlük hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bu başlıkların incelenmesi ve 113 Sözlük yazarının tespiti neredeyse iki yıl alıyor. Sonra da Ekşi Sözlük’ten bu yazarlara dair bilgiler isteniyor. Telekom’la yazışmaların tamamlanması ve IP’lerin toparlanması da bu ocak ayı demek.
Miray o gün ifadesinde dedi ki: “Bu site kendimizi güvenli hissettiğimiz, arada şaka yaptığımız, arada ciddi ciddi yazıştığımız bir yer. Bir denetim mekanizması var, suç unsuru taşıyan entry’ler zaten siliniyor. Amacım onları yazarken insanların dini duygularını rencide etmek değildi.”
Bu yazıyı yazmadan önceki son konuşmamızda ise Miray soğukkanlı ama sinirliydi. Doğrudan onun cümleleri olsun: “Normalde din, tartışmayı sevdiğim bir konu değildir. Ama son üç-dört senedir Sözlük’te sürekli dinle ilgili entryler giriliyor. Hz. Muhammed şunu yapmış, bunu yapmış… Bayağı bir dindarlaşma var yani. Tabii ki herkes olacak. Ama bunlar yazılınca, diğerleri de olacaktır. Ben ateistim, Türkiye’de ateistler de zulüm görüyor. Sorana söylerim ama hiçbir otoritenin de bunu yargılama hakkı yok.”
Ekşi Sözlük’e kızgın. IP adreslerini vermek zorunda kalsalar da, buna dair kimsenin uyarmamasını yanlış bulduğunu söylüyor. Avukatı Şerife Ceren Uysal da dosyada gizlilik kararı, yani yazarları uyarmanın önünde hiçbir hukuki engel bulunmadığını ekliyor zaten. 

Mesaj 113 kişiden fazlasına
Sözlük dünyasında da iki tür tepki gelişmiş bu olay sonrasında. Bir, panikle yazdıklarını temizlemeye girişenler. Bir de sivil itaatsizlik eylemiyle, suç unsuru taşıdığı iddia edilen metinleri tekrarlayarak suça müdahil olmak isteyenler. Sanırım bütün bu süreçle içi bulanıp bir protesto olarak yazarlıktan vazgeçenleri de saymak gerekli.
Uysal, bahsi geçen metinlerin hepsinin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söylüyor. “Gerek ateizm, gerek Evrim Teorisi, bilimsel yürüyen tartışmalardır. Ekşi Sözlük’teki her tartışma bilimseldir demeyeceğim elbette. Gülünç, komik ifadeler de kullanılmış. Ama inançlı birine, dine yönelik hakaret yok. İsmail Türüt’ün, Hrant Dink’in ölümünden sonra olay olan ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilen şarkısını hatırlarsınız. Çok ciddi bir çifte standart var. İnsanlar dinle ilgili istedikleri tartışmayı yapabilir. Hele ki bugün nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırıldığı bir atmosferdeyiz. Ama diğer yandan farklı tercihleri olanların cezalandırıldığı bir ortamdayız. Hukuk artık bir baskı mekanizmasına dönüşmüş durumda. Hukuk eliyle insanların düşüncelerini ifade etmelerini engellenmeye çalışılıyor.”
Miray, soruşturulan ve savcı suç unsuru bulursa yargılanacak 113 kişiden biri. Ama burada mesaj 113 kişiden çok fazlasına… Herhangi bir dine, inançlı insanlara karşı hakaret ve hatta nefret suçu onaylanabilecek bir şey değil. Burada onu yapmıyorum. Fakat inanmama, farklı düşünme, farklı yaşama ve hatta saçmalama hakkını yok saymak da insan beynine hakaret değil midir?