'Menemen Olayı' sonrası idam edilenlerden biri de Hayim oğlu Jozef'ti. Kız kardeşi Raşel Biton, Muğlalı Paşa'ya mektup yazıp af dilemişti.

ANKARA- Van’ın Özalp ilçesindeki kışladan adı kazınan Orgeneral Mustafa Muğlalı, 33 köylüyü kurşuna dizdirmesinin yanı sıra, bir başka tartışmalı olayın da başrol oyuncusuydu. Resmi tarihin ‘irtica isyanı’ olarak gösterdiği ‘Menemen Olayı’nın ardından kurulan darağaçlarında can veren 28 kişiden biri olan Hayim oğlu Jozef’in hikâyesini Mustafa Muğlalı’yı biraz daha yakından tanımak için araştırdık.
23 Aralık 1930’ta gerçekleşen Menemen Olayı’nın ardından kurulan Örfi Harp Divanı’nın başkanlığını 1. Kolordu Komutanı Vekili Mirliva (Tümgeneral) Mustafa (Muğlalı) Paşa yapmıştı. 27 kişi 3 Şubat 1931’de idam edildi. Bunlardan biri de Jozef’ti.
TBMM zabıtlarına göre 17 Ocak 1931’de Mustafa Paşa, tutuklulardan Ramiz’e, olaylar sırasında Jozef’in ne yaptığını sordu. Ramiz de, “Jozef’i sabahleyin dükkân önünde bıraktım. Bir daha kendisini görmedim” dedi. Jozef ise şunları anlattı: 

Iskarta üzümün garezi
“Paşa Hazretleri, o sabah dükkânımı açmak üzere çıktım. Yolda tesadüf ettiğim birisi Menemen’in etrafını 70000 (bin) evliya sarmış dedi. Ben de ona Menemen’de evliyanın ne işi var, evliyalar buldu buldu da buraya mı gelecek, aldırmadım. Yalandır dedim, dükkâna gittim. Meğer hükümet meydanlığına bayrakla bu asiler gelmiş. Jandarma Ali Efendi bunların yanına sokulup bir şeyler sordu. Silâhlı bayraklı bu kimseleri görünce bunlar eyi bir hayıra delâlet etmiyor dedim ve hemen dükkânımı kapayıp evime gittim ve dışarı çıkmadım.”
Yargılamanın aynı gün öğleden sonra devam eden bölümünde Mustafa Paşa, Jozef’e, “Senin orada bulunduğunu ve asileri alkışladığını görenler vardır. Sen doğru söylemedin, yalan söylüyorsun” dedi. Jozef ise, “Yalan söylemedim Paşa Hazretleri. Orada bulunduğum ve el çırptığım taayyün ederse cezama razıyım” karşılığını verdi. Şahitlerden Hoca Mehmetoğlu İbrahim ise Jozef’i el çırparken gördüğünü söyledi. Bu sırada Jozef ayağa kalkarak, “Üzümlerini handa ıskarta çıkarttım. Ondan bana garez ediyor. Kabul etmem yalandır” karşılığını verdi. Ancak Jozef, Musafa Paşa’yı ikna edemedi. Hayim oğlu Jozef, İbrahimoğlu İsmail, Çıtaklı Süleyman, Çingene Ali, bakkal Ali Mazlumaki, gözlüklü Ali, tütüncü Haydar ve Hacı Kerimoğlu İbrahim gibi asiler ‘el çırpmak’ suçundan idama mahkûm edildi. 

Kardeşinin mektubu
25 Ocak 1931 tarihinde Jozef’in kız kardeşi Raşey Biton, Mustafa Paşa’ya kardeşinin affı için şu mektubu göndermişti:
“Biz Museviler; bu vatanın minnettar evlatlarıyız. Vatanımızın refah ve saadeti bizim refah ve saadetimizdir. Sırf vatanda huzur ve asayişin tamam ile vücudunu bütün kalbile istiyen bir unsur varsa o da biz Musevileriz. Her zaman da bu vatana faideli olmağa çalıştık, hiçbir vakit siyasî işlere karışmadık. Kardaşım da bu zümredendir. Ticaretinden başka hiç bir işe karışmaz. Bütün kasaba ahalisi bunu tasdik eder. Burada cinayet işliyen ve hükümeti cümhuriyeye isyan eden ahlâksız ve seciyesiz adamlarla kardaşım ne manen ve ne de maddeten ve hatta ne de dinen ve mezheben bir alâka ve rabıtası ve menfaati yok ki bunlara kalen veya maddeten müzahir olsun. Bunu hiçbir zaman ne akıl ve ne de Heyeti Âliyenizin yüksek vicdanı kabul edemez. Kardaşımın o sırada evde bulunduğunu bütün komşular bilir. Yalan ihbarda bulunanın ahlâki hüvviyeti memleketten sorulur ve aynı zamanda kardaşımın gösterdiği şahitlerle muvacehe yapılırsa ve maruzatımla da mukayese yapılırsa hakikat meydana çıkacaktır. Adaletinizden emin olarak istirhamatımın nazara alınmasını ve dolayısile tahliyesini gözyaşlarımla istirham ederim...”
Jozef’in ‘önceki hayatı’ ile ilgili fazla bilgi yok. Ancak 1897 doğumlu olduğunu, Menemen’in Gaybi Mahallesi’nde oturduğunu, evli ve üç çocuklu olduğunu biliyoruz. Sabıkası yok. Ailesinin İsrail’e göç ettiği rivayet ediliyor. (RADİKAL)