M. Serdar Korucu / Demokrat Haber

1925 yılının 16 Şubat’ında Mustafa Kemal’in emriyle kuruldu, Türk Tayyare Cemiyeti. 1935’te “Türk Hava Kurumu” olarak bugünkü adını aldı.

İlk kurulduğu günlerde, genç Türkiye Cumhuriyeti ilk büyük travmasını yaşıyordu. Doğudan yükselen Şeyh Said Olayları dengesini sarsmıştı.

Ulus devletinin daha yeni temellerini atan ülke ilk kez bu kadar derin bir darbe yemişti. Yanıtı da sert oldu. Elinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan az sayıda uçaklar da dahil filosunun önemli bir bölümünü bölgeye gönderdi.

O günlerde savaş uçaklarının cephede ne kadar “işe” yaradığı bir kez daha anlaşıldı. Hakim olunamayan tepeler havadan kolaylıkla vurulabiliyor, kara kuvvetleri ilerleyebiliyordu. Böylece “girilmez” görünen en korunaklı alanlar bile düzenli ordunun önüne açılmıştı.

Kollar sıvandı, İngiltere ile işbirliğine gidildi. İlk anlaşma 5 Haziran 1925 tarihinde imzalandı. Filo yavaş yavaş yenilendi.

Bir sonraki “operasyon” 1927’de başladı. 3 yıl sürdü. Hedef bu kez Ağrı Dağı’ydı. En kanlı harekat ise 1930’un Temmuz ayında dönemin gazetelerinde “isyan” bugünse “katliam” olarak anılan “Zilan”da olacaktı.


13 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesi uçakların savaştaki rolünü şu ifadelerle vurguluyordu: 

“Ağrı’daki eşkıyanın te’dibinde tayyalerimiz pek müessir olmuştur. 10-15 tayyareden mürekkep muhtelif filolar, ağır bombardıman bombaları ile hücum etmişler, büyük telefat veren şakileri şaşkın ve yılgın bir hale getirmişlerdir.”




Dönemin gazetelerine göre “Kürt isyancılar” tamamen ezilmişti. Zilan Deresi, ağzına kadar ceset dolmuştu. “İmha edilenlerin” sayısı 15 bin kadar olarak tahmin ediliyordu.



Bu dönemde değeri anlaşılan “tayyare”ler için her türlü gelirin bu alana yönlendirilmesine karar verildi. En hızlı nakit akışlarından biri için de “Kurban Bayramı” seçildi.

Kurban derilerinin Türk Hava Kurumu’na bağışlanması için gazetelere ilan verildi. “Tayyare”lerin ülke için önemine atıfta bulunuldu. Ve sonunda o bağışlarla büyüyen filonun en büyük hedefi “Dersim” oldu.





Yeni alınmış uçaklar 1937’de bölgede “test edildi”. Mustafa Kemal’in manevi kızı, ‘Türkiye’nin ilk kadın pilotu’, ‘ilk askerî kadın pilotu’, ‘savaşa katılan ilk kadın pilotu’ unvanlı Sabiha Gökçen’in de yer aldığı harekatta “Dersim” bombalandı. Bilanço o kadar ağırdı ki Türkiye Cumhuriyeti devletinden ilk özür 74 yıl sonra gelebildi.







Yeterli mi yetersiz mi hala tartışılan o “özür” bugün tartışıladursun, Ankara’nın harekatı ardında bugünün “anlam ve önemine” dair bir gerçek bıraktı arkasına. O da 1937 yılına kadar THK’ya verilen kurban paralarının “Dersim”in üzerine füze olarak düşmesi…