Almanlar, 1915 yılında Ermeniler'le Türkler arasında yaşanan olaylarda ne rol oynadı? Başkent Berlin'de düzenlenen bir panelde, Almanlar'ın 1915 olaylarındaki rolü ve bu konuda yapılan çalışmalar ele alındı.

Almanya, Türkler ve Ermeniler arasında 1915 yılında yaşanan olaylarda sorumluluk taşıdığını kabul ediyor.

Peki Almanlar, 1915 yılında Ermenilerle Türkler arasında yaşanan olaylarda hangi rolü oynadı? Alman Meclisi’nde 2005 yılında kabul edilen "Ermenilerin 1915 yılındaki tehciri ve katliamının hatırlanması ve anılması – Almanya, Türklerle Ermenilerin barışmasına katkı sağlamalı" başlıklı önergeden bu yana neler yapıldı?

Yeşiller Partisi'ne yakınlığı ile bilinen Heinrich Böll Vakfı’nın geçtiğimiz günlerde Berlin’de düzenlediği “Ermeni Soykırımı ve Alman Toplumu” başlığını taşıyan panelde, bu sorulara yanıt arandı.

ALMANLAR'IN 1915 OLAYLARINDAKİ ROLÜ

1915 yılında yaşanan olaylarda Almanlar'ın sorumluluğunun olduğu, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan Yahudi soykırımı ile ilgili çalışmalar sırasında dikkatleri çekti. Panele katılan İsviçre Zürih Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Hans-Lukas Kieser, 1915 öncesinde Almanlar'ın Ermeniler'e yardım etmek üzere Ruslar'la işbirliği yaptığını, ancak bu işbirliğini bozarak olayların gelişmesinde rol oynadığını belirtti.

1915 olaylarını “Genç Türkler'in bir projesi” olarak gören Kieser, Ermeniler'in Almanlar'ın onayı ile tehcir edildiğini belirterek şunları söyledi: “Harbiye Nazırı Enver Paşa, Osmanlı ordusunun komutanı olarak dönemin Alman Büyükelçisi’ne giderek, Ermeniler'in tehciri için Almanlar'ın onayını istedi. Bu sınırlı bir eylemmiş gibi görünebilir. Büyükelçi Wangenheim akıllı bir diplomat olmasına rağmen, bunun arkasında ne olduğunu görmek istemedi. Büyükelçi, bu belgenin ve Enver Paşa’nın istediği iznin arkasında daha kapsamlı bir eylemin kastedildiğini anlayabilirdi.”

Alman Meclisi 15 Haziran 2005 tarihli önerge ile Alman İmparatorluğu’nun 1915 olaylarında rol oynadığını kabul etmişti. Soykırım kavramının kullanılmadığı önergede, Ermeniler'in tehciri ve yok edilmesinde Alman İmparatorluğu’nun sorumluluğunun bulunmasından derin üzüntü duyulduğu ifade edildi.

Ayrıca, Türk halkının tarihiyle yüzleşmesine, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ve bir tarih komisyonu kurulmasında Alman hükümetinin katkıda bulunması talebi benimsendi.

“MECLİS’TE TARTIŞMAK YETMEZ”

Yoğun tartışmaların ardından bu önergenin kabul edilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Yeşiller Milletvekili Marie Luise Beck, 1915 olaylarının hatırlanması için farklı çalışmaların da yapılması gerektiğini ifade etti.

Beck, “Bu konudaki bilgilerin derinleştirilmesi, bir Alman öğrencinin de 20’inci yüzyılın bir soykırımla başladığını biliyor olması için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Bunun için olayların hatırlanmasını sağlayacak anıtların, kişilerin, hikâyelerin, tanıkların olması gerekiyor, dönemin tanıkları artık neredeyse hiç yok” dedi.

Ermeni-Alman Yazıları (ADK) adlı derginin yayın yönetmeni Raffi Kantian ise bu konuda Alman hükümetinin yapabileceği en etkin çalışmanın eğitim alanında olduğunu belirtti. Bu alandaki çalışmaların yetersizliğine dikkat çeken Kantian, “Alman tarafının gerçekten etkin olabileceği tek alan, eğitim yoluyla, yani okullarda geçmişle hesaplaşılması. Bu, ancak eyaletlerde bu yönde adımlar atılması için siyasi irade olduğu takdirde gerçekleşebilir” şeklinde konuştu.

Almanya’da eğitim eyaletlerin yetki alanında bulunuyor. Kantian, bu konuda eyaletlerde çalışma yapılmamasının, kendisini hayal kırıklığına uğrattığını dile getirdi.

Çözüm Türkiye’de

Konunun okul kitaplarında yer alması gerektiğine işaret eden Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir ise ayrıca Türkiye ve Almanya’nın bu konuda ortak tarih kitapları yazabileceğini ifade etti. Özdemir, farklı ülkelerin parlamentolarında Ermeni soykırımını tanıyan kararların alınmasının, “yaraların sarılması için yeterli olmayacağını” söyledi.

Özdemir, “Bunun sorunu çözeceği kanaatinde değilim. Kanımca, ‘çözüme’ şu şekilde ulaşılabilir: Türkiye Büyük Millet Meclisi konuyu ele aldığında ve bugüne kadar yazılmış resmî tarih, uzmanların ortaya çıkardığı ve artık herkesin bildiği gerçeklere uygun hale getirildiğinde” dedi.

© Deutsche Welle Türkçe/ Haber: Jülide Danışman / Berlin / Editör: Ercan Çoşkun