Diyarbakır’daki Kavuşan Höyük’te 21 kaplumbağa ile gömülmüş bir Asur mezarı bulundu. Kaplumbağalar, Asurlular için sonsuz yaşamı temsil etmiş ve sembolik bir koruyucu görevi görmüş olabilirler.

Eski Asurluların ölü gömme yöntemleri hakkında Kavuşan Höyük’te bir mezar çukurunda yapılan kazılar bazı önemli bilgiler açığa çıkarıyor.

Kavuşan Höyük Asur İmparatorluğu’nun taşra bölgesi yerleşimlerinden biri olarak bugün Diyarbakır Bismil yakınlarında bulunmakta.

Yerleşmede Asur Dönemi tabakalarında yürütülen çalışmalarda bir kadın ve bir çocuğun gömülü olduğu bir mezar çukurunda onlarla beraber gömülmüş olan 21 kaplumbağaya ait kemik parçaları ortaya çıkarıldı.

Kemiklerin incelemesi ise Fransız Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nden Remi Berthon ve ekipi tarafından yürütülmekte. Ekip “Antiquity” Şubat sayısında kemikler ile ilgili incelemelerinin bir raporunu yayınladılar.

Kaplumbağa kemiklerinin 17 tanesinin yumuşak kabuklu bir Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus), birinin Mahmuzlu Akdeniz kaplumbağası (Testudo graeca) ve diğer üç kaplumbağanın Ortadoğu Rays (Mauremys caspica) kaplumbağası olduğu raporda belirtildi.

Özellikle Fırat kaplumbağaları kemikleri üzerinde bulunan kesim işaretleri ise bu kaplumbağaların olasılıkla cenaze yemeğinde yenilmiş olabileceğini göstermekte.

Mezopotamya’nın çoğu kısmında kaplumbağanın günlük diyet içinde bulunduğu bilinmekte.Bunun yanında ise tinsel olarak kaplumbağa kemiklerinin bir kötülük simgesi olduğu düşünülmekte.

Ekip, özellikle Fırat kaplumbağası gibi vahşi bir türün çoğunlukta olmasını ise ölenlerin belki de yüksek sosyal statülere sahip bireyler olduğunun bir göstergesi olabileceğini düşünmekte.

Bu bağlamda araştırmacılar, bu vahşi hayvanların muhtemelen sonsuz yaşamı temsil ettiği ve ölüm sonrası yaşamda ruhlara rehberlik eden yaratıklar (psychopomps) olarak düşünülmüş olabileceklerini belirtmekte.

(Kaynak: Arkeofili)