Tam 70 yıl önce bugün Sovyet ordusu, önlerine çıkan Nazi birlikleri ile çarpışa çarpışa, Hitler'in ölüm kampı Auschwitz'e kadar geldi. Kampın kapılarını açarak içeride tutulanları özgürlüğüne kavuşturan ise Anatoly Shapiro isimli bir Kızıl Ordu komutanıydı.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna yaklaşılan o günlerde, günümüzde Polonya sınırları içinde kalan ölüm kampının kapısındaki Shapiro, 32 yaşındaydı.

Ukraynalı bir Yahudi olan tabur komutanı Binbaşı Shapiro, o gün neler yaşadıklarını 2005 yılında, ölümünden sadece aylar önce New York Daily News isimli gazeteye anlatmıştı.

GERİYE KALANLAR

Shapiro "Bu kampın varlığından haberdar değildik" diyor ve "Komutanımız bize hiçbir şey söylememişti. 27 Ocak 1945'te, şafak vaktinde kampa girdik. Çizgili giysiler içinde dikilen insanlar gördük. İnsan gibi görünmüyorlardı" diye ekliyor.

Shapiro o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Korkunç görünüyorlardı. Sadece kemik, sadece iskelet. Onlara Rus ordusunun onları özgürlüğüne kavuşturduğunu söylediğimizde, tepki dahi vermediler çünkü kafalarını çevirip konuşacak durumda dahi değillerdi. Ayakkabıları ya da botları yoktu. Ayakları eski kumaşlara sarılmıştı. Ocak ayıydı ve kar eriyordu. Nasıl hayatta kaldıklarını hayal dahi edemiyorum."


Yetişkinlere ait hapishane giysisi içinde Auschwitz'ten kurtulan çocuklar. Kimi adını bile hatırlamıyor.

ÇOCUKLARIN VE KADINLARIN BARAKALARI  

Shapiro, İsrail Ulusal Radyosu'na verdiği farklı bir mülakkatta ise başka detaylar da anlatıyordu:

"Yaklaştığım ilk barakaların üzerinde kadınlar için olduğu yazıyordu. İçeri girdik ve korkunç bir manzara ile karşılaştık. Çıplak ölü kadınlar girişte yerde yatıyordu. Giysileri hala hayatta olanlar tarafından çıkarılmıştı. Etrafta kan ve insan dışkısı vardı. Öyle bir koku vardı ki, orada beş dakika bile durmanız mümkün değildi. Askerlerim dayanamadı ve bana gitmemiz için yalvardılar. Ama tamamlamamız gereken bir görev vardı."


Kampta tutulan esirlerin kaldığı barakaların 2005 yılında havadan görünüşü.

Shapiro Daily News gazetesine, çocukların kaldığı barakalarda da durumun benzer olduğunu anlatıyor:

"Son barakada, sadece iki çocuk hayattaydı ve bağırmaya başladılar: 'Biz Yahudi değiliz, biz Yahudi değiliz.' Alınıp gaz odalarına götürüleceklerinden korkuyorlardı. Sağlık görevlilerimiz onları yıkamak ve beslemek için barakalardan çıkardı."

YEMEK YEDİĞİ İÇİN ÖLENLER

Shapiro İsrail Ulusal Radyosu'na kamptaki esirlere yardım etmenin her zaman o kadar da kolay olmadığını söylüyor:

"Hemen mutfakları açtık ve hafif yiyecekler pişirmeye başladık. Ama yemeği yiyen bazı insanlar öldü çünkü mideleri normal şekilde çalışamıyordu. Hepimiz çok öfkeliydik - Almanlara duyulan öfke muazzamdı ve askerler hepsini öldürmek istiyordu. Ama Almanların tamamının faşist olmadığını ve Nazilerin işlediği korkunç (suçlardan) hepsinin sorumlu olmadığını anlatmamız gerekiyordu."

KANITLAR SAKLANDI

Shapiro Almanların çoktan tıbbi deneylere dair her şeyi, hastanelerde yatan ve denek olarak kullanılan insanlar da dahil yok ettiklerini anlatıyor:

"18 Ocak'ta Almanlar bulabildikleri herkesi toplamış - istihbarat birimlerimiz 10 bin kişi olduğunu tahmin ediyor - ve aç, çıplak bir şekilde başka bir kampa yürütmüşler. Hiçbiri kurtulamamış, hepsi yolda ölmüş."

"O fırınları ve ölüm makinelerini gördüm. Rüzgarda savrulan külleri gördüm."

"Eğer bir sonraki nesil için bir mesaj vereceksem, benim neslime olanların tekrarlanmasına izin vermemeleri."

Yalnızca Auschwitz'te gaz odalarında ya da açlık, hastalık ve aşırı çalışma nedeniyle 1,5 milyon insanın öldüğü düşünülüyor.

Shapiro 1992'de ABD'ye göç etti ve burada 2005'te hayatını kaybetti. Long Island'da Beth Moses mezarlığında yatıyor.

Shapiro'ya eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko tarafından 2006 yılında kahraman ünvanı verildi. Poltova bölgesindeki doğum yerine de bir plaket asıldı. (BBC Türkçe)