Avrupa Süryaniler Birliği Üyesi David Vergili’nin verdiği bilgiye göre, 1987-2000 yılları arasında 60’a yakın Süryanifaili meçhulcinayetlerle katledildi.

Süryaniler için faili meçhul cinayetler döneminin başladığı 1987 yılındaki ilk cinayetlerden biri olan Aho Gabriel (Erdinç) ve 1998 yılında katledilen Fehmi Yarar'ın aileleri ilk kez konuştu.

Henüz 37 yaşındayken katledilen Aho Erdinç'in kardeşi Diba Gabriel, abisinin Süryani köylerinin boşaltılmasına karşı mücadele ettiği için katledildiğini söyleyerek, ''Abimi Bagok dağında buluna Süryani köylerini boşaltmak isteyen devletin organize ettiği kontrgerilla katletti'' dedi.

Midyat 'taki evinin önünde katledilen Fehmi Yarar’ın babası 80 yaşındaki Maxsimenco Yarar ise “Artık ömrümün sonuna geldim, ölmeden oğlumu katledenlerin hesap vermesini istiyorum” diye konuştu.

Aileler bu toprakların asıl sahiplerinin kendileri olduğunu söyleyerek, topraklarını asla bırakmayacaklarını ve geçmişin hesabını sormak için sonuna kadar mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.

Abisi Aho Erdinç'in 1987 Haziran ayında Nusaybin’e bağlı Bağok dağı eteklerinde bulunan Arbo (Taşköy) köyünde sabah saatlerinde evinin damında uyuduğu sırada Kontrgerilla olduklarını düşündükleri kişilerce kaleşnikof silahlarla taranarak katledildiğini söyleyen kardeşi Diba Gabriel, olayın yaşandığı anları şöyle anlattı: ''Olay yaşandığı esnada evde annem babam ve Aho’nun sekiz çocuğu bulunuyordu. Abim, evlerin damlarına kurulan yazları uyuduğumuz 'taht' dediğimiz yerde uyuduğu sırada kaleşnikof silahla çocukları ve anne babamın gözleri önünde taranarak katledildi.''

‘AMAÇLARI KÖYLERİMİZİ BOŞALTMAKTI'

Abisinin katledilme nedenini Süryani köylerinin boşaltılmak istenmesi olarak gösteren Gabriel, ''Abim Aho, Süryani köylerinin boşaltılmasına karşı mücadele eden bir şahsiyetti. Köyünü terk etmiyordu ve diğer köylülerin de köyü terk etmemesi için mücadele ediyordu. Abimi katledenlerin amacı Süryani köylüleri sindirerek köylerini boşaltmaktı.'' diye devam etti.

Abisinin katledilmesine tanık olan anne-babası ile Aho Gabriel’in çocuklarının daha sonra devam eden baskılar nedeniyle İsveç'e göç ettiklerini anlatan Diba Gabriel, ''Ailemiz abim katledildikten sonra göç etmek zorunda kaldı. Baskılara daha fazla direnemediler. Muhtarımızın evi de abim katledildikten kısa bir süre sonra tarandı, o sırada muhtarın evinde bulunan bir genç kurşunların hedefi olarak yaşamını yitirdi. Bu olaydan sonra da annem, babam abimin çocukları ve tüm köylüler köyü boşalttılar'' ifadelerini kullandı.

Annesi Nursa Erdinç'in 87, babası Melke Erdinç'in ise 89 yaşında İsveç'te, memleketlerinden uzak olmanın acısıyla öldüklerini söyleyen Gabriel, Anne ve babasının vasiyetlerine uygun olarak köyleri Arbo'da toprağa verildiklerini kaydetti. Gabriel, Aho'nun eşi ve çocuklarının ise şu anda halen İsveç'te yaşamlarını sürdürdüklerini kaydetti.

Dokuz çocuk babası olan oğlu Fehmi Yarar ise, 1998 yılında Midyat merkezde bulunan evlerinin kapısında gece vakti katledildi.

Anne 80 yaşındaki Maxsimenco Yarar, olay gecesini şu sözlerle anlattı: ''Oğlum kahvehaneden gelirken kapımızın önünde arkasından gelen polisler tarafından kurşunlandı. Kapı açılmıyordu, oğlum kapıyı açmamız için seslendi, biz kapıyı açana kadar arkadan yetişen polisler oğlumu vurdu. O gece yaşadığım acıyı asla unutamam. Hastaneye götürürken yolda kaybettik. Oğlum kollarımın arasında can verdi. Korkudan kimseye dava açamadık.”

Ailesinin bu olaydan sonra dağıldığını anlatan Maxsimenco Yarar, gelini ve torunlarının İsveç, Almanya ve Amerika'ya yerleştiklerini ve halen orada yaşadıklarını, kendisinin ise yalnız da olsa topraklarında kalmayı tercih ettiğini ifade etti.

BDP Milletvekili Erol Dora'nın Meclise sunduğu araştırma önergesini memnuniyet ile karşıladığını belirten Maxsimenco Yarar, oğlunu katledenlerin bulunarak yargılanmasını istedi: “Artık ömrümün sonuna geldim, ölmeden oğlumu katledenlerin hesap vermesini istiyorum.”

BDP Mardin Milletvekili Erol Dora tarafından aralarında Fehmi Yarar ve Aho Gabriel cinayetlerinin de buluduğu 1980 yılından başlayarak günümüze kadar, Süryani vatandaşlara karşı işlenen ‘faili meçhul’ cinayetlerin aydınlatılması, cinayetlerin arkasında yatan sosyal ve siyasal nedenlerin ortaya çıkarılması, soruşturmaların etkili bir biçimde yürütülmesinin sağlanması için gerekli hukuki düzenlemelerin belirlenerek hakikatlerin açığa çıkarılması amacıyla, Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını isteyen bir araştırma önergesi verilmişti. (ANF)