Urfa Suruç'ta 20 Temmuz 2015'te IŞİD'in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybeden 33 kişinin yıl dönümünde patlamanın gerçekleştiği alanda anma gerçekleştirildi. Anmada patlama noktasına hayatını kaybedenlerin anısına karanfiller ve oyuncaklar bırakılarak konuşma yapıldı.

Urfa'nın Suruç ilçesinde yaşanan katliamın 4. yıl dönümü için yapılan anmaya yaşamını yitirenlerin aileleri, katliamda yaralı kurtulanlar, HDP Urfa Milletvekilleri, Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Nimetullah Erdoğmuş, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran SGDF Eşbaşkanı Deniz Bahçeci, KESK, Urfa Barosu, İHD Urfa Şubesi, HDP İl ve İlçe yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. 

Urfa çıkışı ile Suruç girişine kurulan kontrol noktalarında anma öncesi tüm araçlar ve içindekiler arandı. Katliamın gerçekleştiği Amara Kültür Merkezi ve Suruç Aile Mezarlı (Kobanê Şehitliği) abluka altına alındı.

HDP ilçe binasında bir araya gelen kitle, önce yaşamını yitiren Osman Çiçek ve Kasım Deprem’in mezarlarına gitti. Polis, mezarlık girişinde herkesin üstünü aradı. 

Mezarlıkta katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşınırken, anma programı mezarlıkta yapılan saygı duruşu ile başladı. Mezarlık başında kısa bir konuşma yapan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, “33 yoldasınız bu ilçede 4 yıl önce Ortadoğu’nun en barbar terör örgütü tarafından saldırıya uğradı. Yaşanan ihmaller tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Şimdi alınan önlemler 4 yıl önce alınsaydı 33 düş yolcusu aramızda olacaktı. Arkadaşlarımızın Suruç'u tercih etmesinin anlamı vardır. Halkların kardeşliğini inşa etmek için yaşamı savundular. Bir kilo metre ötede yaşanan DAİŞ vahşetinden mağdur olan çocuklara oyuncak götüreceklerdi. Onlara o kolaylık sağlanması gerekiyordu” dedi.

Urfa Valiliğinin aldığı yasak kararını eleştiren Öcalan, “Basından görüyoruz Urfa valisi tüm etkinlikleri yasaklamış. 33 düş yolcumuzun anmasına engel olunması insan haklarını savunanlar tarafından kabul edilebilir değil. Biz bu çatışmanın önümde durmalıyız ama bakıyoruz yaşamını yitiren yoldaşlarımız bu ülkenin vatandaşı, ülkenin öğrencileri değil gibi anlayış içerisindeler. Mahkemelerde adil yargılanma istiyoruz. Mahkemenin içinde bulunduğu tutum gözler önündedir. Bu terör örgütünü savunanlardan beklentimiz yoktur. Mahkemede adaletli karar çıkmayacak ama kamuoyunun vicdanında olaya sebebiyet verenler mahkum olmuştur” diye konuştu. 

Ardından söz alan katliamda yaşamını yitiren Murat Yurtgül’ün babası Nimet Yurtgül, katliam günü alınmayan önlemlerin bu gün alındığını söyledi. Mezarlık ve Kültür Merkezi çevresinde alınan güvenlik önlemlerine dikkat çeken baba Yurtgül, “Bu gün alınan önlemler o gün alınsaydı bu ölümler yaşanmayacaktı. Adalet arayışımız sonuna kadar sürecek” dedi.  

'MEZARLARA ZULÜM'

Remzi Budancir'in Artı Gerçek'te yer alan haberi,ne göre, katliamda yaralı kurtulanlarsan biri olan Erkan Keskin, Bu gün burada, 33 düş yolcularını anmak üzere bulunuyoruz. Onlar Karadeniz’in, Egenin İstanbul un Kürdistan’ın dört bir yanından halkların eşitliği için, barış ve özgürlük içerisinde yaşayabilmeleri için yola çıktılar. Coğrafyanın bir yanında kan dökülürken, çocuklarımız zulüm görürken, halklar travma haline gelmiş savaşa karşı mücadele yürüyen gençlerdi. Onlar yola çıkarken halkların acısını paylaşmak için yola çıktılar” şeklinde konuştu. Osman Çiçek ve Kasım Deprem’in mezarlarına verilen tahribata dikkat çeken Keskin, “33 düş yolcusunun 2 tanesi burada katledilmelerine rağmen mezarlarında nasıl bir zulümle karşı karşıyalar görüyorsunuz” dedi. 

Konuşmaların ardından kitle katliamın yaşandığı Amara Kültür Merkezi Bahçesine doğru yola çıktı. Suruç Merkezinde araçlarından inen kitle yürüyerek kültür merkezine geçmek istedi. Ancak kitlenin yürümesi polis tarafından engellendi. Kısa süren tartışmanın ardından kitle ara sokaklardan kültür merkezine yürüyerek geçti. Kültür Merkezini ablukaya alan polis herkesin üzerini burada tek tek ararken, yurttaşların tek tek kimlikleri toplanıp Genel Bilgi Taraması (GBT) yapıldı. 

Katliamın yapıldığı yere geçilirken burada bombanın patladığı noktaya karanfiller ve oyuncaklar bırakıldı. Üzerinde katliamda yaşamını yitiren 33 kişinin fotoğrafları “4. Yılında Suruç için adalet herkes için adalet” yazılı pankart açıldı. Anmada yaşamını yitiren Murat Yurtgül’in Besna Yurtgül yere eğilerek toprağı öpmesi duygusal anlara neden oldu.

'KATLİAMIN AYDINLATILMASI GEREKİYOR'

Burada ilk olarak Suruç Aileleri adına konuşan Çağla Seven, “4 yılın ardından time bu bahçedeyiz. Burada ki herkes katliamın tanığı. Acı tüm dünyaya düştü sadece buraya değil. Acımız 4 yıldır hep taze. Burada hepimiz yaralandıktan sonra böyle güvenlik önlemi yoktu. Bombacı emniyetin önünde elini kolunu sallayarak geçti. Bir soruşturma başlatıldı 18 ay tek bilgi sahibi olmadık. Bir şüphelinin içeride sakalının kesildi. Sonra Ankara katliamı oldu. 18 ay yapılmayan soruşturmanın sunucusunda bizi katleden kişinin kardeşi Ankara’da kendini patlattı. Bizler 4 yıldır boş sanık sandalyelerine derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. erkesin cebinde olan telsiz kayıtları 4 yıldır dosyada değil. Gerçeği saklayamazsınız biz yaşadıklarımızı biliyoruz bu halk burada sabit. Kaybolan 5 saat mobese kaydını neden gizliyorsunuz. Bizim can güvenliğimiz sizin umurunuzda değil. Mezarlarımızda paramparça taşlar görüyoruz. Aydınlık gelecekte yaşamak istiyorsak katliamların aydınlatılması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

'KOBANÊ'DE ÖZGÜRLÜK ÇIĞLIĞI OLMAK İÇİN YOLA ÇIKTILAR'

Ardından kısa bir konuşma yapan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, “Yoldaşlarımız Rojava devriminin ertesi günü geldiler. Yüreği genç olanlar neden yola çıktı? Rojava devriminin 7.yılında bunu söylemeye devam edeceğiz. 20. yüzyıl devrimleriyle insanlık özgürlük deryasıyla tanıştı.21. yüzyıl devrimi Rojava devrimidir. Düşmanlaştırılmış katliam siyasetiyle aldatılmış topraklar artık mezarlıklar değil çiçek bahçeleri içinde olmalı.  33 düş yolcusu Kobanê’de özgürlük çığlığı olmak için yola çıktılar. Sadece oyunca götürmediler her şeyden önce devrim düşünü büyütmek için yola çıktılar. 33 düş yolcusunun yoldaşları olarak katliamların hesabını soracağız” diye konuştu. 

Ardından konuşan SGDF Eş Başkanu Deniz Bahçeci, “Bizi bu bahçeye getiren hakikatin kendisiydi. Hakikat devrime dokunma farklı dillerden farklı renklerden Kobanê’ye  gitmek için bizi buluşturan hakikat.O hakikat Roboski halkının acılarını sarmaldı. Dünya bin bir çiçek bahçesiydi. Bu bahçede tüm halklar vardı. Biz Türkiye’den Kobanê’ye köprü olabilmek için yola çıktık. 4 yıl geçti ve biz buraya gelmekten asla geri durmayacağız Suruç için Adalet demekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuş.

Konuşmaların ardından kitle Suruç Belediyesine geçti. Anma Belediye Konferans salonunda “Gitmek” adlı belgesel gösterimin ardından son buldu.