Evrensel yazarı Yusuf Karataş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesini ve Suriye’de gelişmeleri köşesine taşıdı.

İktidarın ‘oyun kurucu’ pozisyonunda olma iddiasında bulunduğu yerlerin başında Suriye’nin geldiğini ifade Karataş, “Gelen bilgiler Erdoğan iktidarının Suriye’de Rusya ve ABD’nin baskıları karşısında daha fazla sıkıştığını ve Suriye politikasındaki açmazların giderek derinleştiğini gösteriyor.Erdoğan, Putin’le yaptığı görüşmede Rusya’nın İdlib’e yönelik operasyonlarını durdurmayı umuyordu. Ancak Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Putin ve Erdoğan arasında 29 Eylül’de gerçekleştirilen ve sonrasında bir açıklama yapılmayan bu görüşmenin ardından Rus uçaklarının hava operasyonlarının yeniden başladığı bilgisini veriyor. Asıl dikkat çekici nokta, bu operasyonların sadece İdlib ve Nusra’nın devamcısı HTŞ ile sınırlı olmaması. Başka bir ifadeyle Rusya’nın hem İdlib ve hem de işgal altındaki diğer bölgelerde aynı zamanda Erdoğan iktidarının iş birliği yaptığı cihatçı grupları da (ÖSO) hedef alması” dedi.

Erdoğan'ın Soçi’deki görüşmede olumlu yanıt alamadığını ifade eden Karataş, “Erdoğan, Soçi’deki görüşmede Putin’den PYD/YPG’nin Afrin, Halep ve Azez-Mare üçgeni arasındaki Tel Rıfat’tan çıkartılmasını istemişti. Fakat Türk ordusunun desteğindeki ÖSO’nun Tel Rıfat bölgesine yönelik saldırılarından sonra geçtiğimiz günlerde Rusya’nın Mare’deki ÖSO unsurlarına yönelik hava saldırısı düzenlemesi, Rusya’nın bu konudaki beklentiye de olumsuz yanıt verdiğini ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin de Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonundan rahatsızlık duyduğunu yazan Karataş, “ABD Başkanı Joe Biden’ın Suriye’deki acil durum halinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören kararında “Türkiye hükümetinin Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri taarruz düzenleme yönündeki eylemleri, IŞİD’i yenilgiye uğratma çabasına zarar veriyor, sivilleri tehlikeye atıyor; bölgede barış, güvenlik ve istikrarı zedeleme tehdidi barındırıyor ve ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor” ifadeleri de ABD’nin, Erdoğan iktidarının Suriye’deki pozisyonundan duyduğu rahatsızlığı çok açık biçimde gözler önüne seriyor. Biden New York’ta Erdoğan’a randevu vermezken ABD yönetiminin Rojava’daki Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Eş Başkanı İlham Ahmed’i Washington’da ağırlamasını ve Suriye’den çekilmeyeceklerine dair taahhütlerde bulunmasını da bu gelişmelerle birlikte okumak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı burada.