İzmir’de 12 yıldır uygulanan aktarmalı ulaşımda değişiklik içeren önerge tartışmalı şekilde İBB Meclis’inden geçti. Konu aktarma süresinin uzadığı ya da ulaşıma zam yapılacağı biçiminde gündeme geldi.

Ayrıntısına birazdan değineceğim ama gelin dilerseniz olayın biraz evveline bakalım…

İzmir’de yıllar önce, 2007’de kısmen aktarmalı ulaşım sistemine geçildi. 60 dakika içerisinde vapur, metro ve otobüslere yapılacak ikinci binişlerde yüzde 50 indirime gidildi. Ulaşımda yeni dönem olarak sunulan pilot uygulamanın gerekçesi ulaşım harcamalarında vatandaşların bütçesine katkı sağlamaktı.

2008’den itibaren uygulama genişledi. Yüzde 50 indirim metropol sınırları içinde tüm seferler için yaygınlaştırıldı. Aktarma süresi 90 dakikaya çıktı. Ama asıl hedef ikinci binişi ücretsiz yapmaktı. 

Aynı yılın temmuz ayında ise toplu ulaşımda “tek tarife” dönemi başladı. Buna göre şehir içi hatlarda ilk binişten sonra 90 dakika içindeki tüm binişler ücretsiz hâle geldi. Bugünkü mevcut sistem kademe kademe bu şekilde oluştu.

Muhtemelen Türkiye metropollerinde otobüsünden metro ve vapuruna değin çeşitliliğe sahip toplu taşımada sonraki binişlerin ücretsiz olduğu bir uygulama ilk kez İzmir’de gerçekleşti. Memnuniyet verici bir gelişme olarak da herkesten takdir gördü. Kentli aktarma ile gideceği noktaya nispeten daha kolay ulaşarak zamanla sistemi benimsedi. 

Belediye aktarmalı ulaşım kültürünün yerleşmesiyle birlikte bir yandan da uzun hatları kaldırmaya başladı. İzmirlide epeyi bir hâtırası olan şehrin ana arterlerindeki 270, 670, 600, 519, 606, 86, 11 numaralı hatlar tedavülden kalktı. Daha sonra uygulama genişleyerek Buca’dan, Balçova’dan, Narlıdere’den, Güzelbahçe’den, Gaziemir’den, Yeşilyurt’tan Halkapınar’a ulaşımı sağlayan; Beyazevler, Uzundere ile Otogar’ı bağlayan direkt hatlara uzandı.

2018’de ise şehrin merkez ulaşımını rahatlatmak üzere Fahrettin Altay – Halkapınar tramvayının açılmasıyla yeni ulaşım düzenine geçildi. Aktarmalı ulaşım daha da arttı.

Bir kentin ulaşım alışkanlığının değişmesi kolay bir durum değil! Hatlarda yapılan değişiklikler öyle hemen kabul görmüyor. Ücret tarifesi, indi-bindinin artması, hatların kaldırılması tepki uyandırabiliyor halkta. Ama şehir içi ulaşımda uzun hatların kaldırılmasıyla köklü bir değişikliğe gidilmesi tek tarife sisteminin öğrenci, işçi, genç farklı kesimlerin küçük bütçesine katkısı dolayısıyla da çok yadsınmadı. Hatta 90 dakika uygulaması Türkiye’nin başka şehirlerinde yaşayanlar insanlar tarafından da örnek bir uygulama olarak görüldü. 

Nitekim 2019 mahalli seçimleri öncesinde en çok gündeme gelen konulardan biri oldu. Belediye başkanı adayı Soyer, 90 dakikanın kaldırılmayacağı sözünü verdi. Hatta göreve başladığında, vaatlerinden “Halk Taşıt” uygulamasını hayata geçirdi. 06.00-07.00 ile 19.00-20.00 saatleri arasında toplu ulaşım yüzde 50 indirimli oldu.

Ne olduysa hafta başı Büyükşehir Meclis oturumunda ulaşımda tarife değişikliği önergesi gündeme geldi. Önergeye göre, toplu taşımada 90 dakika içinde yapılan ücretsiz aktarmanın iptal edilerek ilk iki aktarmadan 50’şer kuruş alınması ve ilk biniş ücretinin 3,56’dan 3,46’ya düşürülmesi planlandı...

Toplu taşımada aktarmanın ücretlendirileceğinin ortaya çıkması üzerine konu perşembe günü Twitter’da #90DakikamaDokunma etiketiyle gündeme geldi, hatta akşam saatlerinde ilk sıraya kadar çıktı, “Trend Topic” oldu.

Belediye başkanına 31 Mart yerel seçimleri öncesindeki aktarma sisteminde değişme olmayacağına dair beyanı hatırlatıldı.

Ardından Soyer sosyal medyadan gelen tepkilere karşılık “90 dakika kalkmıyor, 120 dakikaya çıkıyor” diye yanıt verdi.

Kahir ekseriyetle yerel ve bazı yaygın medyalar da konuya ancak Twitter’de gündem olup imza kampanyası başlatılınca yer verdi ki, o da Soyer’in açıklaması üzerinden…

İzmirlinin günlük yaşamını kolaylaştıran ve aylık bütçesine olumlu katkı sağlayan uygulamanın değişimi “90 dakika kalkmıyor, süre uzuyor” diye anlatıldı.  

Oysa süre uzadı belki ama işte bal gibi de ikinci ve üçüncü binişler ücretlendirildi. Ulaşım ücreti bir yandan 10 kuruş düşürülürken bir yandan da ulaşıma 50+50 kuruş aktarma bedeli eklendi.

Ulaşımı aktarmalı olarak sağlayan insanlar için tek seferde ödeyeceği ücretin ilk iki araçla olduğunda 3 lira 96, üç araçla olduğunda 4 lira 46 kuruşa yükselmesi demek bu.

Önceki yıllarda hatların aktarma sistemine göre düzenlendiği, uzun hatların kısaltıldığı, aktarma ulaşımın teşvik edildiği, aktarma merkezlerinin oluşturulduğu düşünülürse şimdi tek araçla ulaşım cidden zor!

Zammın gerekçesi “pandemi süresince azalan yolcu sayısı ve artan maliyetler” diye açıklanıyor. ESHOT’un hasılat kaybının 225 milyon lirayı bulduğundan bahsediliyor. Artan döviz kuru, mazot ve yedek parça fiyatı, enflasyon aktarmanın ücretlendirilmesinin sebebi olarak gösteriliyor.

ÖTV’si sıfıra çekilen yat teknelerinden alınan yüzde 1 oranındaki KDV’nin söz konusu mazot olunca yüzde 18’e çıkması yıllardır yerel yönetim ile merkezî idare arasında tartışmaların odağı...

Ama son tahlilde 90 dakika uygulaması önceki yıllarda mazot fiyatlarına, merkezden kaynağın sınırlı aktarılmasına rağmen hayata geçirildi ve 12 yıl boyunca da hiçbir şekilde dokunulmadı. Sosyal belediyeciliğin örneği olarak dillendirildi hep.

Hayat pahalılığı artarken sosyal belediyecilik iddiasında olan bir yerel yönetim en azından var olanı vatandaştan almamalıydı.