TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit’in tahta kalması halinde, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmayacağını öne sürdü.

Kahraman, “O harbe girmeyecektik. Bazıları ‘Mecburduk’ derler. Hayır, hiç de mecbur değildik. Eğer Sultan Abdülhamid Han indirilmemiş olsaydı, hatta Birinci Cihan Harbi çıkmayacaktı, en azından harbe girmezdik” dedi.

Kahraman, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane Külliyesi 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı.

 ‘BİZİ HARPLER PERİŞAN ETTİ’

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün açılış konuşmasının ardından, İsmail Kahraman kürsüye çıktı. Yapılan konuşmalardan ve tanıtım filminden çok duygulandığını ifade eden Kahraman, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin dünya çapında bir üniversite olacağını söyledi.

Türkiye’nin eğitim alanında çok aksamalar yaşadığını dile getiren Kahraman, şöyle konuştu:

“Bizi harpler perişan etti. Evvela Trablusgarp, sonra 1912 Balkan, sonra 1914-1918 Birinci Dünya Harbi, yetişmiş bütün elemanlarımızı elimizden aldı. Birinci Cihan Harbi’nde 2 milyon 900 bin gencimizi askere verdik. Nüfusun yüzde 10’u harbe gitti. Bu oran Almanlarda yüzde 14’tür. 2 milyon 900 milyon askerimizin 1 milyon 50 bini yok oldu. 450 bin şehidimiz var, esir, kayıp var. Bu kadar genç ve diri bir nüfus gidince ne tarlayı sürecek insan, ne çalışacak eleman kaldı. Gelişmemiz durdu, perişan olduk. Almanlar bize bugünkü parayla 8 milyar dolar verdi. Hazıra dağ dayanmaz 9 ayrı cephede savaşıyoruz. Perişan ettiler bizi. O harbe girmeyecektik. Bazıları ‘Mecburduk’ derler. Hayır, hiç de mecbur değildik. Eğer Sultan Abdülhamid Han indirilmemiş olsaydı, hatta Birinci Cihan Harbi çıkmayacaktı, muhteşem bir insandı, en azından harbe girmezdik. 9 milyon 100 bin kilometrekaremiz vardı. 3 harbin sonunda 8 sene içinde 5 milyon 500 bin kilometrekare toprak kaybettik. 1918’de 3 milyon 600 bine indik, Lozan’da da 800’e indik, 2 milyon 800 bin kilometrekare daha verdik. Çok kötü yıkımlar yedik. Bunlardan birisi de eğitim öğretim sahasındaki bozgundur.”

‘HAKSIZLIKLARIN ÜZERİNE GİDELİM’

Haksızlıkların ve yanlışlıkların üzerine gidilmesi gerektiğini söyleyen Kahraman, “Tarih şuurundan mahrum olmayalım, asil ve necip bir milletin torunları olduğumuzu bilelim, böylece milli birlik ve bütünlüğümüzle bir yumruk olarak haksızlıkların, yanlışlıkların üzerine gidelim” diye konuştu.