İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Sendikacı Süleyman Yeter'in işkenceyle öldürülmesinin faillerinden Komiser Yardımcısı Ahmet Okuducu'nun bilinçli olarak yakalanmadığı iddiası ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre savcılık bu karara dayanak olarak, polis müfettişlerinin hazırladığı raporu gösterdi.

Fakat, “Biz görevimizi yaptık” denilen bu rapordan bile şu manzara ortaya çıktı: Okuducu aranmaya başladıktan 13 yıl sonra Ankara’nın Nallıhan ilçesinde babası ve kardeşinin ifadesi alındı. Beş yıldır elde adres kaydı varken ilk kez Okuducu’nun eşinin Adana’daki ailesine ait evin ziline basıldı, “Onlar nerede?” diye soruldu. Yapılan araştırmada, Huri Okuducu ve üç çocuğunun 2011 yılında Türkiye ’den ayrıldığı belirlendi. Dahası bu raporla, Okuducu’nun kırmızı bültenle arandığı 2007’de Londra Başkonsolosluğu’na adres bildirimi yaptığı, yani İngiltere’de yaşadığı anlaşıldı. Şimdi devlet zaman aşımının kum saati hızla boşalırken, hâlâ Okuducu’yu arıyor.

Yeter’in eşi Ayşe Yumlu Yeter’in, “Okuducu devlet görevlileri tarafından bilinçli olarak aranmıyor” şeklindeki başvurusu üzerine soruşturma açan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, geçen yıl Haziran ayında iddiaları incelemesi için polis müfettişlerini görevlendirdi. Başmüfettiş Mustafa Köse, 22 Ekim 2012’de tamamlayıp savcılığa sunduğu raporunda, “Olayda kusurlu birim ve personelin bulunmadığı” sonucuna vardı. Savcılık da 1 Şubat 2013’te kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Fakat bu rapor, 14 yıldır yapılmayan birçok işlemin son bir yılda yapıldığını gösterdi.

EN SON 2011'DE TÜRKİYE'DEN ÇIKMIŞLAR

Başmüfettiş Köse’nin talimatı üzerine 13 yıl sonra Okuducu’nun Ankara Nallıhan’da yaşayan babası, annesi ve kardeşinin ifadesi alındı. Baba Mahmut Okuducu, 28 Ağustos 2012’de alınan ifadesinde, “Oğlum en son 7-8 ay önce ev telefonundan aramıştı. Bir daha aramadı. Telefonda kendisine, ‘Polisler seni arıyor’ diyordum, ‘Arasınlar, ben yerimi söylemem’ diyordu” dedi. Annesi Fatma Okuducu da, “Oğlum işi bıraktığını, İstanbul’u terk ettiğini söyledi. O tarihten beri zaman zaman beni ve babasını ev telefonundan arayıp hal hatır sorar, telefonu kapatır. Nerede olduğunu, ne iş yaptığını söylemiyor” diye ifade verdi. Kardeşi Orbay da, “Abim o zamandan beri kayıptır ve görüşmüyorum. Ev adresini, nerede ikamet ettiğini, telefon numaralarını bilmiyorum” dedi. Bu arada, Okuducu’nun askerlik nedeniyle arandığı, bu çerçevede babası Mahmut’un 2003’teki ifadesinde, “Oğlum beni 15 gün önce İzmir’den aradı” dediği ortaya çıktı. Yani, arandığı tarihte, Türkiye’deydi.

"ENİŞTEMİZ AMERİKA'DA..."

Rapora bakıldığında en azından 18 Haziran 2009 tarihli Mernis kayıtlarına göre Okuducu’nun Zeytinburnu’ndaki adresini terk ederek eşi Hürü Okuducu’nun eşinin ailesinin oturduğu Adana Seyhan’a nakil yaptırdığı görülüyor. Fakat o tarihten sonraki dört yılda bu adrese hiçbir polis gitmedi. Hürü Okuducu’nun kardeşinin eşi olan Arzu Savaş, 4 Eylül 2009’da alınan ifadesinde, görümcesinin 2011 yılında gelip evde kaldığını, Ahmet Okuducu’nun ise hiç gelmediğini söyledi. Faruk ve Eyüp Savaş ise eniştelerinin ABD’de yaşadığını duyduklarını, on yıldır görüşmediklerini söyledi. Öte yandan, Hürü Okuducu’nun İstanbul Atatürk Havalimanı’nın 2003-2011 yılları arasında 13 kez giriş çıkış yaptığı, en son 3 Eylül 2011’de çıktığı görülüyor. Keza üç çocuğunun da son çıkış tarihi de bu görünüyor. Peki, nereye gittiler?

Radikal daha önce, Okuducu’nun kırmızı bültenle tüm dünyada arandığı tarihte, Birleşik Krallık’ta yaşadığını ve bu bilginin de 19 Eylül 2007’den itibaren Dışişleri Bakanlığı’nca bilindiğini yazmıştı. Müfettiş raporuyla beraber, Okuducu’nun 19 Eylül 2007’de Londra Başkonsolosluğu’na gidip adres beyan ettiği saptandı. Yeter Ailesi’nin avukatları tarafından yapılan itirazda, Okuducu’nun korunduğu iddia edilerek, şöyle deniyor: “Konsoloslukta işlem yaptırmayacağı düşünüldüğünde firari sanığın üst düzeyde koruma görmeden bu konumda olamayacağı açıktır. Öyleyse, Londra Konsolosluğu ve Dışişleri Bakanlığı’nca ayrıcalıklı muameleye tabi tutulmaktadır.”

ARANIRKEN EVLENDİ, BABA OLDU

Sendikacı Süleyman Yeter, yasadışı MLKP’ye yönelik operasyonda 4 Nisan 1999’da gözaltına alındı. İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde sorgulanırken 7 Nisan’da işkencede öldü. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 29 Kasım 1999’da Komiser Yardımcısı Ahmet Okuducu, polis Mehmet Yutar ve Erol Erşan hakkında gıyabi tutuklama kararı verdi. Erşan ve Yutar teslim oldu, Okuducu kaçtı. Mahkeme, Yeter’in öldürüldüğünü saptayıp Yutar’ı dört yıl iki ay hapse çarptırdı. Fakat Okuducu 1999’dan beri bulunamadığı gibi, 5 Aralık 2000’den beri ‘Kırmızı Bülten’le aranıyordu. Ne var ki Okuducu’nun gıyabında süren yargılamada, beş kez yakalama evrakı gönderildiği, 38 kez yakalama emrinin akıbeti sorulduğu ve yedi kez “Arıyoruz” diye yanıt verildiği halde ipucuna ulaşılamadı. Bu süreçte 14 Haziran 1999’da Huri Okuducu ile evlendi; 2003, 2004 ve 2009’da üç çocuğu oldu. Üç çocuk da Türkiye’de doğdu. Okuducu’nun nüfusta yaptırdığı son işlem, 18 Haziran 2009’da oğlunu nüfusa yazdırması oldu.