İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Habertürk'te canlı yayında açıklamalarda bulunuyor.

Küba Par'ın "Neler oluyor?" sorusuna yanıt veren Soylu şunları söyledi:

Şunu söyleyebilirim. Organize suç şüphelisinin, suçlusunun, yıllarca herkesin bildiği, tanıdığı birisinin bu iddialarının hepsi saçmalık. Bunlarla ilgili hiç muhattap değiliz. Dikkat ederseniz 1 ve 2. videoda şahsımla alakalı bir şey yok. Bir şey gördüm. Hepimiz eski Türkiye'yi biliyoruz. Bugün karşı karşıya kaldığımız süreçleri de biliyoruz. Bir siyasal kadastrasyon gördük. Bir tasarım, bir kötü plan, bir kirli plan. 

'BİR SESSİZLİK HAKİM'

Söylediklerini ipe sapa gelmez sözler olarak görmedik. Binlerce istihbarat elemanımız var. Bazen suç çetesi çökertiyoruz. Bütün devletlerin vardır. Resmi ve meşru bir şeyden bahsediyoruz. Baktık ki bir eleman bir speakerlık yapıyor. Biz sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları tamamen boş olsa da devleti hedef alıyor. Türkiye'ye güya kendi adına bir vesayet ortaya koymaya çalışıyor.

Neredeyse herkese ipiniz elimizde diyor ve bir sessizlik hakim.

Türkiye'nin sahayı temizlemesinden ya ürkerek ya da fırsat vermeden son kaleyi kaptırmamak için bir hamleye giriyorlar. Yıl 2015, Ahmet Davutoğlu genel başkan. 7 Haziran seçimleri gelmeden önce bir MYK toplantısında biz HDP ile bir anayasa yapabiliriz diye bir cümle çıktı ağzından. Hepimiz şaşırdık. Seçim geçtikten sonra AK Parti çoğunluğu elde edemedi. Bugünkü gibi hatırlıyorum ilk MKYK toplantısında bugün DEVA Partisinin başkanı Ali Babacan şunu söyledi: Hiç bu işlere bakmamalıyız, şu anda ekonomiyi ayakta tutmalıyız. Dedim ki "Bu seçim tamamlanmamıştır. Kampanyaya devam edelim."

'DİNLETİYORUM DEDİ'

Bu arada ne oldu. Sayın Davutoğlu ve ekibi CHP ile AK Parti'nin iktidarı için canhıraş bir mücadele yaptı. Bir kısım arkadaşlar bunun doğru olmayacağını, bunun Türk siyasetinin de doğasına aykırı olduğunu. Türkiye'yi başka bir tarafa getirebileceğini ortaya koyduk. Bir taraftan CHP ile iktidar kurabileceğini inanan birisi bir yandan HDP il anayasa yapabileceğine inanan birisi. Peki dert ne? Recep Tayyip Erdoğan. Bir ara Sayın Davutoğlu tam anlamıyla dengesi kayboldu. "Hepinizin odalarınızda ne konuştuğunuzu biliyorum ve dinletiyorum" dedi. "Hepinizin odalarında ne konuştuğunu tek tek biliyorum dedi ya... MYK üyelerine söyledi. "Neler söylediğinizi bilyorum" dedi. Ve biz donduk. Arkadaşlarla birbirimize baktık. Bunun ne anlama geldiği açık ortada. Daha sonra fiziki takipler de yapıldığına yönelik şeyler de çıktı." 

Soylu, koalisyonların doğru olmadığına dair Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü de anlattı.

'BU MESELELERİN SİYASAL SONUÇLARINI TÜM TÜRKİYE GÖRDÜ'

Süleyman Soylu sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine Davutoğlu'nun etkili olduğu think tank kuruluşlarının birine Mithat Sancar geldi. Sancar orada, bu kritik dönemde bir şey söyledi. Şu: 1- Apo içeriden çıkacak, 2 - Kuzey Suriye'de bir devlet kurulacak, başına geçecek. 3 -Türkiye'de özerk bir anayasa yapılacak. Yani bir anayasa ortaya konulacak. 4... (bunu aklıma gelince söyleyeceğim)

Sonra hakikaten bu meselelerin hangi siyasal sonuçlar doğurduğunu da bütün Türkiye gördü. Ben teşkilat başkanıydım. O dönem Davutoğlu ile çok iyi olmadığımız süreçler yaşadık. Biz dört beş arkadaş bir araya geldik, dedik ki bu mesele tehlikeli noktaya gidiyor... Burada ortaya çıkan süreç tam anlamıyla , biz arkadaşlarımızla mücadele başlattık. Üç, dört arkadaşım (isimlerini vermeyeyim).

'DAVUTOĞLU İÇİN MKYK ÖNCESİ İMZALAR TOPLANDI'

Ahmet Davutoğlu'nun parti içinde, partinin genel kodlarını, yürüyüşüne, vizyonuna uygun hareket etmediği kanaatini bir vesileyle gördük. Bir MKYK öncesi imzalar toplandı, benim de dahlim var. Arkadaşlarımızın da dahli var. Biz HDP, Kuzey Suriye veya Apo meselesini kendi siyasal anlayışımızdan uzaklaştırmış olduk...

'TÜRKİYE BİR OPERASYONA TABİ TUTULUYOR'

Türkiye bir operasyona tabi tutuluyor. Türkiye'nin üzerine getirilmeye çalışılan tam da budur. Bir operasyondur.

'BİRİLERİ DEVREYE GİRDİ'

(Neden kimse tepki göstermiyor? sorusu üzerine) Ben olayın tamamen fotoğrafını görüp, eski Türkiye'nin son kalıntılarını süpüreceği anda birileri devreye girdiler.

Bugün Suriye'de bir devlet kurulmaya çalışılıyor. ABD'nin üstlerinin sayısı 6'dan 14'e çıktı. Türkiye'ye karşı bir ekonomik saldırı var. Türkiye'nin kendine ait bir anayasası olsun, Türkiye Suriye konumuna düşsün istediler. Burada hedef Türkiye. Çok basit bir operasyon var. Türkiye bugün siyasal istikrarı nasıl sağlıyor? Milliyetçi Hareket Partisi'yle AK Parti'nin işbirliğiyle. Tartışılmayacak bir siyasi üstünlük var, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var ve Türkiye'de siyasal istikrarsızlık yok. Terörden bir şey yapılabiliyor mu? Unuttuk terör olaylarını. Her gün bir bombanın patladığı, her gün insanların... İstanbul'da kapanmayı göze alan alışveriş merkezleri vardı. Türkiye dönem dönem böyle saldırılar altında kalmıştır. Özne ben değilim. Ben olaya şahsi olarak soruyorsanız, olaya tamamen fotoğrafını görüp, eski Türkiye'nin sol kalıntılarını süpürmeye geldiği andan itibaren devreye girdiler.

'KİM SEDAT PEKER'E EMANET EDER'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Peker'in tecavüz suçuyla alındığını ve dosyanın emniyette kapatıldığını öne sürdü. Peker'in adamlarının silah ruhsatlarını Bilecik'ten aldığını söylediğini anlattı, "Bilecik'te kim var? Veli Küçük var?" dedi. Soylu şunları kaydetti: "Özel Harp Dairesi ne zaman kuruldu Türkiye'de? Parasını kim verdi? Bunu kim söyledi? Rahmetli Ecevit, böyleymiş sonra öğrendim dedi. Bugünün işi mi? Erhan Tuncel, Hrant Dink cinayetinin azmettircilerinden biri olarak görünmüyor mu? Kim Sedat Peker'e emanet eder. Bu kadar cürümün içerisinde olan bir kişi tecavüz etmiş bir kız, karakola gidip teşhis ediyor, o dosya kapanıyor. (Peker için) İddianın sahibi değilim, belge var. Tecavüzden dolayı karakola götürülüyor (Peker), orada her şey kapanıyor. Oradaki iki kişi, biz Bilecik'ten aldık diyor. Silah ruhsatlarını Bilecik'ten aldık diyor. Bilecik'te kim var? Veli Küçük var." '

AK PARTİ MAFYAYI BİTİRDİ'

"AK Parti, siyasi hayatı içerisinde siz de ben de çok iyi biliyoruz, 2002'ye kadar eğer varsa 2002'deki notları, çok açık bir şekilde gösterebilirse arkadaşlar, gazete manşetlerinde şöyle bir şey var, Türkiye'yi mafya teslim aldı. 22.10.2002. AK Parti'nin Türkiye'ye sağladığı en önemli meselelerden birisidir. Türkiye'deki herkes bilir. AK Parti Türkiye'de ilk kez ekonomiyi sıçratmadan, bir takım hamleleri yapmadan mafyayı bitirdi."

'NEDEN SES ÇIKARMADINIZ PEKER'E?'

İçişleri Bakanı Soylu, “Sedat Peker Rize'den Edirne'ye kadar AK Parti için mitingler düzenledi. AK Parti'nin aile fotoğrafına girdi. AK Partililer kendisini çok seviyordu. Siz 2012 yılında tecavüz dosyası var diyorsunuz. Bu zamana kadar neden ses çıkarmadınız Peker'e?” sorusuna "Genellemek çok yanlış olur" cevabını verdi.

'TÜRKİYE'NİN ÜZERİNE GELEN BİR OPERASYON'

"Özne seçilmemin sebebi şu: 1- Ben hükümetin bir üyesiyim. AK Parti'nin yöneticiliğini de yaptım. 3- Yalın kılıç mücadelemize devam ediyoruz, terörle mücadelemize devam ediyoruz yani. 15 Temmuz'da Türkiye'deki terörist sayısı 2800-3000 arasıydı, şu anda 260. Türkiye'de 15 Temmuz civarında 5500 kişi katılıyordu terör örgütüne, bugün itibariyle 12 kişi. Katılmıyor demektir. Türkiye'de organize suç örgütleri açısından, ben Ankara'dan geliyorum, 355 organize suç çetesini çökerttik. Eğer buna siz yalan derseniz, ben her şeyi kabul edeceğim. Okulların önünde uyuşturucu çeteleri çocuklarımıza uyuşturucu satıyorlardı. Bonzai içen çocuklar zombi gibi her tarafta duruyorlardı. Bana bunun 3 tane örneğini göstersinler. Bu başarı mı? Bana göre başarı. Bu topyekun bir başarı. Organize suç, çete, bir de terörle mücadele yapıyor muyuz? Eğer Türkiye'nin içinde istikrarsızlık sağlayamayacaklarsa, hükümetin politikaları ve İçişleri Bakanlığı'nın müktesebatı... Benim İçişleri Bakanlığı'nı teslim aldığımda 21 bin üst rütbeliden 6500-7000 arası kalmıştı. Kaymakamların 3'te 1'i gitmişti. Türkiye'de bu operasyonları yürüten, Doğu ve Güneydoğu'da insanları rahat rahat dışarı çıkaran bir anlayış olacak. Bu operasyonu Türkiye'nin üzerine gelen bir operasyon olarak gördüm."

NEDEN KORUMA VERİLDİ?

Sedat Peker'in korumaya mı ihtiyacı var? (Neden koruma verildi) Amacı ne? Tam da bu sizin bahsettiğiniz. Birisinin lehine midir, aleyhine midir? Birilerinin kanında yıkanacağız dedi, bu lehimize mi, aleyhimize mi? Bunların hepsi AK Parti'nin aleyhine. Bütün bunların tamamı organize suç mensuplarının bir takım yerel zaafiyetlerden yararlanılması sonucu. Rize'deki toplantısına suç duyurusunda bulunuldu. '

'NURETTİN DEMİR, PEKER'İN CİPİNİ KULLANIYOR'

16 Ocak 2015. HDKP-C'nin Sedat Peker'e tehdit kurgusu. 26 Ocak 2015, öyle bir kurgu var ama koruma istemiyorum diyor. 30 Ocak'ta komisyon reddediyor. 6 gün sonra koruma istiyor, 2 ay sonra komisyon toplanıyor ve kendisine koruma veriyorlar. Esas iş bundan sonra. İstanbul Emniyet Müdürü sanıyorum Selami Altınok. Şimdi şu adamı, Nurettin Demir, milletimizin bunları bilmesi lazım. Biz nelerle uğraşıyoruz. Demir Kadıköy eski İlçe Emniyet Müdürü, 94-98 arası irtibatta bulunduğu en önemli adam Sedat Peker. Kardeşi Nurten Demir DHKP-C'den öldürüldü, kardeşi Nuran Demir eylemlerde. Sanal bir tehditle, kurgu bir tehditle... İstanbul'da her verilen korumanın kime verildiğini bu dönemde de bilemeyebilirim. Yakın koruma, tehditlere yönelik korumalar, il emniyet müdürlükleri belirler. Bizim yaklaşık 15 bin korumamız vardı, benim dönemimde 5 binde düştü. Bunun yüzde 40'ı da hakimler ve savcılardır. Nurettin Demir 93-99 DHKP-C. 2015'te Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Nurettin Demir kardeşinden kalan mirasla bir kurgu üretir. Derler ki, şu şu sebeplerden dolayı DHKP-C'nin tehdidi var. Sonra bu kişi ne olmuş? FETÖ'den ceza yemiş. DHKP-C, mafya, Kadıköy'de herkes bilir ki bir kişi aleyhinde bir şey söylesin, Sedat Peker'in cipini kullanır. Ben Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü'nü görevden aldım, bir sonrakini, sorumluluk bana mı ait onun.

'KORUMASINI ALDIM, KAFTANCIOĞLU TEHDİT EDİLDİ'

27 yıldır aynı telefon numarasını kullanıyorum. Bataklık operasyonunun ilk ihbarı şahsıma geldi. İstihbarat, terör, bütün arkadaşlar bilirler ki benim ihbar ağım geniştir. Kadıköy Emniyet Müdürü masaj salonları gibi yerlere gittiği geldi, Sultanbeyli Emniyet Müdürü'nün para taşıma işi bana geldi. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun korumalarını aldık, tehdit yoktu. Tehdit olmayan birisine, bu konuda herhangi bir rapor yok, korumanız olması gerekir mi? Dedim, kaldırın kardeşim. Burada bunu takip eden, bu konuda hedef gösterildiği zaman konuya müdahale eden devletin kurumları var. Korumasını aldım, 15 gün sonra DHKP-C tehdit etti Kaftancıoğlu'nu.

'KORUMA VERİLDİĞİNİ 2018'İN ORTASINDA ÖĞRENDİM'

Niye tehdit etsin? Bir sektör oluşmuş diyorum. Bu sektör Sedat Peker'de de istenildiği yerde olan bir şey. 2017'de Özgür Taşdemir, bütün sistematiği, iki yerde kumarhanesi var, bunlara DHKP-C baskını sebebiyle bu tehdidi yenilediler. Netice itibariyle bu tehditle beraber bunu sağlayabilecek imkanı oluşturdular. Ben bunu 2018'in ortalarından sonra öğrendim. Sedat Peker'in bir polis koruması olduğunu. Mesela HDP'nin Eş Başkanı Pervin Buldan'a korumayı ben verdim. Bir provokasyonla karşı karşıya kalmamak için. Sezai Temelli'ye de korumayı ben verdim. Öğrendiğimde ne oldu? Başından ben bu korumayı verir miydim? Vermem. İstihbarat başkanı dedi ki, bir operasyondayız, biraz sabredin ne olursunuz. Yurt dışına çıktığında koruması yanında değildi. Kimin burada bir istismarı varsa, bir imtiyazı, bir kurgusu, bunun hesabı da sorulacak. '

KAÇMAM, BİLİYORSAM SÖYLERİM'

Süleyman Soylu, Peker'in eski AK Parti milletvekili Metin Külünk'e ve Hürriyet'in basılması olayına ilişkin iddialarına ve "İşlem yapılacak mı?" sorusuna şu cevabı verdi: "Bu konuyla ilgili herhangi bir bilgim yok. Kaçmam biliyorsam söylerim. Organize suç örgütü mensupları her yere sızıp veya hırsızlar, benim adımı kullanan en az 30 kişi hapse girdi. Hakikatten bazıları tanıyor, istismar etmek isteyen kimse yok mu sizin isimlerinizi? Organize suç örgütleri kendilerini devlete yanaşık göstermeye çalışır. Bu adam, Rize'de bir adam öldürülüyor, öldüren bunlar, ya bayramda mahkeme toplanıyor, olay ortadan kalkıyor. 1998, 99, 2000. Eğer ben bunları söylemezsem, ifade etmezsem sorumlu hissederim kendimi. İpe sapa gelmez iddiaları doğru kabul edersek İçişleri Bakanı'nı da yargılarız, bu ülkenin bütün yöneticilerini de yargılarız.

'KORKUT EKEN GİBİ TİPLERDEN HOŞLANMIYORUM'

(Peker'in Kutlu Adalı iddiası) Ben DYP'de siyaset yaptım. Binlerce insanla, yüzbinlerce insanla diyalogum oldu. 5 yıl Gaziosmanpaşa'da ilçe başkanlığı yaptım, 25 yaşındaydım. Beni bir tane finanse ettiğini söyleyen birisi olsun, kimsenin yüzüne çıkmayacağım. Erdal Araz partinin bir kişisi. Netice itibariyle partinin belediye başkanlığı adayı. Bir kişi birisiyle bir ilişki kurduğu için onu o günkü partiye ya da AK Parti'ye havale etmek mümkün mü? Zaten benim finansımı zaten herkes sağladı, referandumda FETÖ sağladı diyorlar. Benim bir cipim vardı, onla gezdim. Kim bizi almayacak kongreye, öyle bir şey yok. Bunların hepsi uydurulmuş hikayeler. Korkut Eken olayı, ben bu tiplerden hoşlanmıyorum. Arif Çetin jandarma tarihinde önemli işler yapıyor, bu raconu keserim mi demesi lazım? Devlet bize şeref veriyor. (Peker'in kardeşi) Ruhsatsız silah nedeniyle alındı, tam da Kutlu Adalı cinayeti nedeniyle alınmadı. Ben niye iddiaları ciddiye almayayım? Benim görevim önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an meseleye müdahale etmektir görevim.

'KİM YAPTIYSA BEDELİNİ ÖDEMEKLE MÜKELLEFTİR'

En ufak bir şey varsa, eğer açık duruyorsa bu bizim namus meselemizdir. Kıbrıs içinde kim yaptıysa bedelini ödemekle mükelleftir. Bizim dönemimizde bir Hablemitoğlu, onun dışında bir tane faili meçhul cinayet var mı? Biz terörle mücadele ediyoruz değil mi? 4,5 yıldır bakanlık yapıyorum ben, iç güvenlikle ilgili terörle mücadele meselesi kime ait? Ne olursunuz söyleyin, eğer böyle bir şey varsa, bakın ben boş kağıda imza atmaya hazırım, terörle mücadelede bu başarının altında gayri hukuki, beyaz Toros, faili meçhul cinayetler varsa, getirin boş kağıtlar getirin istifa edeyim.

'İŞKENCEYLE İLGİLİ ÖNÜMÜZE EN UFAK BİR ŞEY KOYAMADILAR'

"Uluslararası Af Örgütü'nün muhatabıyız. Biz acayip de mücadeleler yaptık. Özellikle FETÖ'nün, salonda şey yapılan fotoğrafları vardı ya, bu insanlığa aykırıdır falan. Burada biz bu Af Örgütü'yle ilgili her seferinde karşı karşıya geliriz, onlar Türkiye'ye gideceği yeri söylerler, göndeririz, her yeri ziyaret ederler. 4,5 yıldır işkenceyle ilgili en ufak bir şey önümüze koymadılar. İnsan hakları derneklerinin hepsi siyasal gözlükle bakarlar.

MEHMET AĞAR'A KARŞI HAREKET ETTİK

Sayın Ağar meselesine gelirsek, 1995'te DYP'den ilçe başkanıyım. Sayın Çiller'in desteklediği adaya karşı kazandım. O zaman Sayın Ağar milletvekiliydi. Biz Mehmet Ağar'a karşı o dönem karşı hareket ettik. 1999 geçti 2002'de Çiller'le genel başkan kim olabilir diye konuşuldu. 32 yaşındayım o zaman. Sayın Çiller beni severdi. Ufuk Söylemez olur dedi olmaz dedim. Kemal Çelik olur dedi, olmaz dedim. Böyle bir sürü isim konuşuldu. En sonunda kendimi istiyorum sandı. Sen olursun dedi, sayın başbakanım ben çocuğum dedim. İlhan Kesici olabilir dedim. Biz İlhan Kesici'yle birlikte Mehmet Ağar'a karşı pozisyon aldık.

'AĞAR'IN MARİNADA GÖREV ALMASI DOĞRU DEĞİL'

Peki Sayın Ağar'ın bir Marina'da görev alması doğru mu. Zinhar doğru değil. Ben olsam 48 saat içerisinde ayrılırım. Kardeşi olarak söylüyorum. Biz bu insanlara alan açarsak Allah muhafaza Türkiye'yi başka yerden toplarız.

'EKEN, ÖNEŞ GİBİ TİPLERE KARŞIYIM'

2002'den 2007'ye kadar Mehmet Ağar'a karşı muhalefet ettim DYP'de. Ben bir devlet bürokratının sivil siyasette yer almasına karşı oldum. Ahmet Davutoğlu'nun bir bürokratı istifa ettirip milletvekili yapmasına da karşı çıktım. Korkut Eken gibi, Cevat Öneş gibi tiplerin devlet kurumları adına konuşmasına karşı gelenlerden biriyim.

'AĞAR'IN MARİNADA GÖREV ALMASI DOĞRU DEĞİL'

Peki Sayın Ağar'ın bir marinada (Yalıkavak Marina) görev alması doğru mu. Zinhar doğru değil. Ben olsam 48 saat içerisinde o görevden ayrılırım. Bu tip adamlar bu gibi yerlerde bulunsa bunu bir yerlere yormak kolaydır. Biz bu insanlara alan açarsak Allah muhafaza Türkiye'yi başka yerden toplarız. '

İŞ TAKİBİ YAPMALARINI YANLIŞ BULUYORUM'

MİT Müsteşar Yardımcılığı yapan insanların konuşmalarının devlet adabına aykırı olduğunu söylüyorum. Devlette bir dönem hizmet eden insanların organize suç örgütlerinde iş takibi yapmalarının yanlış olduğunu söylüyorum, ben de müsaade etmiyorum zaten, bu kadar basit. Hukuk bana ne diyorsa hukukun gereğini yerine getirmekle mükellefim.

'10 BİN DOLAR ALAN AK PARTİLİ KİM?'

İçişleri Bakanı, "10 bin dolar alan AK Partili kim? Dönüş biletimdi diyor sizin için? bunlara ne diyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: "Balkanların en büyük suç örgütü liderini Antalya'da yakaladık. Kafasına çuval geçirip gönderdik. Sonra Azerbaycanlı bir örgüt lideri Türkiye'de iş yapmak istedi ve yakaladık. Mahkeme bu kişiyi geri gönderme merkezinden Azerbaycan'a gönderdik. Sonra döndü Türkiye'nin her tarafında hareket etti. Ve Antalya'da öldürüldü. Mindia var başımın belası Gürcü. Gürcistan bunu istemedi. Hapse koyuyoruz anlaşıyoruz, çıkıyor. En sonunda kimse istemedi Beyaz Rusya'ya gönderdik. Ben bir siyasetçi dedim partisini söylemedim. Ben işin bir parçasını söyledim. Biraz daha ötesi var. Ben yargıya başvurdum arkadaşlar, yargı beni çağıracak ve diyeceğim ki, bu suç örgütü lideri Bursa'daki şu olayda 18 kişi tutuklandı. Bu suç örgütü liderinin dosyası neden ayrıldı. Ben bunu soracağım. 2018'de başlayan bu soruşturma yurt dışına çıktıktan işlem yapıldı. Dosya İstanbul Emniyeti'nde duruyormuş bana sordular ne yapalım diye? Hemen işleme koymalarını söyledim.

'HADİ ÖZIŞIK'LA İLGİLİ SÖZ SÖYLEYİNCE KİMYAM ALT ÜST OLDU'

(Sedat Peker'in 'Benim dönüş biletimdi' sözlerine) Bir sapkının sözleri ciddiye alınamaz. Hadi Özışık'ı 30 yıldır tanıyorum. Hadi işsizdi babamın ricasıyla danışman olarak yanıma aldım. Sonra internet sitesine kurmasına da yardımcı oldum. Yardım ettiğim insanlardan hayatım boyunca yardım istemedim. Aldım, iyi de iş çıkardı. O zamanlar internet falan yoktu. İnternethaber'in kurulmasına da destek verdim. Yardım ettiğim ve destek olduğum insanlardan hiçbir şey istemiş değilim. 13'ünde ilk veya ikinci videosunda Hadi Özışık'la ilgili söz söylediği andan itibaren kimyam alt üst oldu. Böyle bir ilişki kurabildiğini. 6 ay önce beni aramış, bu adam benimle YouTube programı yapmak istiyor. Zinhar dedim, bu kesinlikle yanlış, işine bak dedim. Sebebi de şu; Sedat Peker, Berat Albayrak ve Serhat Albayrak'a yürüyor. Benim de etkim olduğunu söylüyor. Hadi Özışık'ı uzun yıllardır tanıyorum. Benim iki tane tanıdığım vardır. Bu sayıyı arttırmam. Bir tanesi Mahmut Abi, Mahmut Övür'dür. Allah rahmet eylesin bir tanesi de Şakir Süter'di. Akşam'da yazardı. Ailece hemhal olmuştuk.

'MEMLEKETİ DE BİZİ DE SATTIN'

Şunu buradan söyleyeceğim. Hadi Özışık'a telefon açtım, 'memleketi de sattın bizi de sattın' dedim. Mübariz Mansimov'la ilgili haber yapmış, aradım telefonla, 'yanlış işler yapıyorsun, yanlış adımlar atıyorsun, hükümeti suçluyorsun, bunlar sana yakışmaz.' Ben böyle söyleyince bana attığı mesaj şu, "Seni Sedat Peker'e sattım öyle mi?" Ben dostlarımı satmam. 'Seninle ilgili bin tane iftira atan adamın benimle ilgili bölümüne inandın ve beni sattın' dedim. Ben bu adamla ilgili seninle hiç konuşmadığım halde seni satmış oldum öyle mi? Bir genç kıza tecavüz eden adamın önünü nasıl açabilirim ya?

'PEKER İLE İLGİLİ MÜRACAAT ETTİK'

Hem İstanbul, Bursa ve İzmir'den araması var. Thodex'le ilgili bülteni 2 buçuk saatte çıkardık. Peker'le ilgili müracaat ettik. İnceleme bölümüne aldılar. FETÖ'cüleri de böyle yaparlar. '

SAYIN CUMHURBAŞKANI İLE GENEL BİR DEĞERLENDİRME YAPTIK'

Sayın Cumhurbaşkanı ile genel bir değerlendirme yaptık. Sayın Cumhurbaşkanı benim liderimdir. AK Parti'nin Türkiye'de nasıl bir yer oluşturduğunu bütün millet biliyor. Bunun nasıl bir plan olduğunu millet biliyor. Sayın Cumhurbaşkanı genel değerlendirmesini göreceksiniz Türkiye'nin yarına daha emin atmaları için açıklama yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı açıklama yaptı bu arada oldukça net.

'BYLOCK KONUŞMALARI ELİMİZDE'

Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Bunu böyle bir klişe cümle olarak söylüyor değilim. Bütün dünya üzerimize gelirken Doğu Akdeniz'de biz varız, Libya'da biz varız. Karabağ'da, Suriye'de, Kuzey Irak'ta biz varız. Bunların hepsi Türkiye'nin rüyasında görüp inanmayacağı adımlardır. 15 Temmuz'da Amerika'nın bize yaptıklarına rağmen attığımız adımlardır. Bu suç örgütü lideri Türkiye Cumhuriyeti devletinden özür dileyecek, adalete teslim olacak, kuzu kuzu cezaevine girecek, cezasını çekecek. Çıktığında etrafındaki şebeleklerle iletişim kurmayacak. Cezasını çekecek, bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan Fethullah Gülen'e methiyeler dizeceksin... Bu yakayı kurtaramayacak. ByLock konuşmalarında nelerin geçtiğini, onun için nelerin ifade edildiğini tek tek biliyoruz. Bir yalan makinesiyle karşı karşıyayız. Ben 24 FG 0202'yi kiraladım diyor. Bu araba kiralık değil, yalan söylüyor. Eşi Özge Peker'in üzerine. Özge Peker bütün mali suç hareketlerini gerçekleştiren unsur. Herkese bir çağrım var, bu suç örgütüyle ilişkide bulunan herkes bunun bedelini ödeyecektir. Kimse bunun aykırısında bir şey düşünmesin. Hukuk mu, demokrasi mi üstün, yoksa yıllardan beri Türkiye'yi derin bir yapıya teslim etmeyi odaklamış dış güçler, yani Amerika dahil olmak üzere, onlar mı üstün bunu göreceğiz.

'BBC TÜRKÇE DEZENFORMASYON KANALIDIR' (BBC Türkçe'deki Peker haberi için) BBC Türkçe bir dezenformasyon kanalıdır. Ben Çalışma Bakanlığı yaptım, oradan beri takip ediyorum. Hem ekonomik, hem siyasi. Geçmişten gelen bir müktesebat var. İngiltere'yi de uyardım bunun için. Kimin Türkiye'ye operasyon çektiğini hep beraber biliyoruz. 'O SİYASETÇİYİ SAVCIYA SÖYLEYECEĞİM' Soylu gazetecilerin, "Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçi" iddiasındaki ismin kim olduğunu tekrar sorması üzerine "10 bin dolar alan siyasetçiyi savcıya söyleyeceğim" dedi. Soylu, "Parlamenter mi, değil mi?” sorusu üzerine, “Siyasetçi” diye konuştu.

'BENDEN ÖNCEKİ BAKANIN OĞLUNUN EVİNDEN PARA SAYMA MAKİNESİ ÇIKTI'

(Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın intiharı) Ben sadece dışardakilere karşı mücadele etmiyorum. İçerde de sıkıntı var. Ali Tarakçı diye bir adam var. Yerel gazeteci ama derin bir gazeteci. 25.09.2017 yılında "Süleyman Soylu'nun oğlunun aracı nasıl durduruldu? Bakan Soylu devreye girmesine rağmen yarım saat araba aranır. İstanbul Emniyet Müdürü telefona çıkmaz" diye bir haber yaptı. Biri çıkıp demez mi böyle bir olay yok diye. Koskoca İçişleri Bakanı çıkıp oğlumun aracı aranmadı nasıl desin. Benden önceki İçişleri Bakanı'nın oğlunun evinden para sayma makinası çıktı. Çocuğuma defalarca tembih ettim, işinde gücünde ol dedim. Başınıza bir iftira gelirse ne yapacaksınız? Oğlumun arabası durdurulmadı. Burada çocuklarımızı hadım ettik, aman bir şeye karışmayın, bir şeyin içinde bulunmayın, dikkat edin, işinizi yapın. Bize bu şeref yeter, aç kalmayız, açıkta kalmayız. Bunun için kimse çıkıp da, böyle bir şey ayıptır, iftiradır demedi. Benim oğlumun arabasında eroin, para, bilmem ne yakalandı, ben de müdahale edememişim diye. Silivri Emniyet Müdürü'nün ölümünün bunula alakası yok tabii.

'EN ÇOK İSTİFASI İSTENEN ADAMLARDAN BİRİYİM'

Soylu, "İstifayı düşünüyor musunuz?" sorusuna "Hiç düşünmedim. Benim istifa edeceğim hiçbir hukuki dayanak yok" cevabını verdi. soylu sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben Türkiye'de en çok istifası istenen adamlardan biriyim. Bir deli kuyuya taş atmış, diyorsunuz ki İçişleri Bakanını çıkaralım. Ben Süleyman Soylu'ya 5 milyon dolar para verdim diyebilir. Hayatımın hangi noktasında var? CHP ben böyle bir adım atınca yetmez diyor. Ben savcılığa başvurdum mu? İddiaların araştırılmasını istiyorum. İddialardaki tek isim ben miyim? Birçok isim söyleniyor. Hepsini çağıracaklar, sorgulayacaklar. Ben de gideceğim, ben de anlatacağım. Kolluk adliyi geçtikten sonra bana gelmiyor."

'AĞAR'IN DAYISININ SİLAHLI ADAMLARI İL BAŞKANLIĞIMI BASTI'

İçişleri Bakanı Soylu, "Reşat Hacı Fazlıoğlu'nu tanır mısınız? Bu kişi Sedat Peker'in akrabası mı?" sorusuna "80 öncesinde onların Adalet Partisi'nin yanında ofisi vardı. Sedat Peker'in akrabası değil diye biliyorum. Eskiden küçük bir yerdi Gaziosmanpaşa orda herkes birbirini tanırdı. Benim illegal bir kişiyle bir tane ilişkimi bulamazlar. Ben kimin yerine il başkanı atandım. Ben Mehmet Ağar'ın dayısının yerine atandım. Tam beş buçuk ay silahlı adamlar benim il başkanlığımı bastı. Ben sosyeteden gelmiş bir adam değilim. Bunu yapanlar Mehmet Ağar'ın dayısı o ekibin işiydi."

ERKAM YILDIRIM İLE İLGİLİ İDDALAR: YAPMAYIN, RİCA EDİYORUM

Süleyman Soylu, Sedat Peker'in Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım ile ilgili iddialarıyla ilgili şunları söyledi: "Bu ateşi yakmayın ya. Yapmayın, rica ediyorum. Dünyanın en iğrenç yalanlarını meydana getirip siyasetin ana malzemesi yapmak bir operasyondur. Adamın birisinin yalanları üzerinden ülkede başbakanlık yapmış kişiye bu ithamların yapılmasına izin vermeyin."