Bursa Su Kolektifi, Marmara Denizi’nde görülen müsilaja dikkat çekmek için Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Su Kolektifi üyeleri açıklamanın ardından sorularını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yazılı dilekçe ile elden teslim etti.

Marmara Denizi’nin kirletilmesi ve bunun sebep olduğu müsilaj felaketinin karşımızda olanca gerçekliği ile durmakta olduğunu belirten Bursa Su Kolektifi Üyesi Esen Ocak, “Müsilaj Eylem Planı’nın 26. gününde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un ‘Marmara’mızın 26 gün öncesinden daha iyi olduğunu gözle görür hale geldik, 10 bin 500 metreküp müsilajı bertaraf ettik, derin sularda oksijen azalmasına ilişkin herhangi bir emare tespit edilmedi’ sözleri bizlere yine yöneticilerin problemlere ne kadar yüzeysel ve bilimsel gerçeklerden uzak yaklaştıklarını gösterdi” dedi.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI NEDEN SUSKUN?

Marmara Denizi üzerine araştırmalar yapıldığını söyleyen Ocak, “ODTÜ Bilim Gemisi Araştırma Ekibi, MAREM Araştırma Ekibi ve daha birçok bilim insanının yaptığı araştırma neticeleri Marmara Denizi’nin kirletilmesinin bütün hızıyla, artarak devam ettiğini bunun sonucu olarak bu bölgede ekosistemin çöküşünün dramatik boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, tüm yetkililer, ulusal ve uluslararası basında büyük yankılar uyandıran bu bilimsel açıklamalar karşısında neden halen suskundur?” diye sordu.

Su Kolektifi üyesi Habip Göbelez, MAREM Ekibinin 13 Eylül 2021 tarihli ‘Kütlesel Müsilaj Oluşumunun Durumu ve Marmara Denizi Ekosisteminde Bıraktığı Etkiler’ başlıklı raporuna dayanarak yetkililere şu soruları yöneltti:

*Marmara Denizi’ndeki kirlilik göstergelerinde çok ciddi artışlar tespit edildiği, sudaki oksijen seviyelerinin yaşama elverişli seviyelerin çok ciddi derecede altına düştüğü, bazı bölgelerde hiç oksijen kalmadığı, özellikle Ergene deşarjının etki alanı olan orta Marmara Denizi kesitinde anoksik bölgelerin oluştuğu tespitine ne diyorsunuz?

*Biyoçeşitliliğin ciddi derecede azaldığı önceki yıllara göre canlı türlerinde dramatik yok oluşlar tespit edildiği neticesine ne diyorsunuz?

*Marmara Denizi genelinde müsilaj kütlesinin mevcut halde bulunduğu, form değiştirerek tüm su kütlelerini, farklı derinliklerde etkilemeye devam ettiği, farklı bölgelerde farklı oranlarda bakteriyolojik olarak parçalanmaya başladığı gözlemine ne diyorsunuz?

*Marmara Denizi’nin tüm üst su kütlesinde müsilajı parçalayan baskın bakteri gurubu olarak vibrio gurubu tespit edilmiştir. Söz konusu vibrio grubu bakteri aynı zamanda bir insan patojenidir, bu tespite ne diyorsunuz? Bu bakteri insanlarda ne gibi hastalıklara sebep olabilir?

*Balıkların iç organlarında vibrio bakterisi tespit edilmiştir bakteri bulunan istavritlerin iç organlarında oluşan deformasyon bunların beslenmelerini ve üremelerini engelleyerek giderek balıkların küçük kalmasına ve her geçen yıl rekoltenin azalmasına sebep olacaktır. Bu balıklarla beslenen büyük balıklarda enfekte olacak göç yolları ile bu enfeksiyon Akdeniz ve Karadeniz’e de taşınabilecektir, bu tespite nasıl cevap verirsiniz?

*2020 senesi Kasım-Aralık aylarında faaliyete geçmiş olsa da, deşarj noktasından başlamak üzere tüm dağılım alanında Ergene deşarjının ölçüm cihazlarına bile gerek duyulmayacak ölçüde aşırı olumsuz etki yaptığı, Marmara Denizi alt ve üst su kütlelerini ciddi oranda etkilediği, söz konusu deşarj devam ettirildiği takdirde Karadeniz’in yok olma sürecine gireceği ve kuzeyinden başlamak üzere Ege Denizi’nin büyük bir risk altına sokulmuş olacağı, ölçülen parametreler ışığında açıkça söylenebilir ‘ şeklindeki tespite nasıl cevap verirsiniz?

*Suyun sesi olmaya devam edeceklerini belirten Göbelez, “Her ortamda gerçekleri duyurmaya, denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, özgür sularımızı yağmalayanlara, kirletenlere, meta gibi alıp satanlara da hesap sormaya, suyun sesi olmaya, her geçen gün daha da güçlü haykırarak ve mücadele ederek devam edecek” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Evrensel