Ermeni, Süryani ve Rum halklarına yapılan soykırımın 99. Yıldönümü dolayısıyla İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılan bir gösteride konuşmalar yapan siyasi parti temsilcileri, yaraların sarılması ve halklar arasında uzlaşmanın sağlanması için Türkiye'ye soykırımını kabul etmesi çağrısında bulundular.

İsveç Ermeni Federasyonu ve İsveç Asuri Federasyonu tarafından örgütlenen soykırım kurbanlarını anma etkinliği Stockholm’un Sergel Meydanı’ndayapıldı. Ermeni, Asuri-Süryani bayraklarıyla donaltılan meydanda Ermenice ve Süryanice şarkı ve türküler söylenerek soykırım kurbanları anıldı.

Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Hans Linde, İsveç’te zamanın tüm yaraları iyileştireceğinin söylendiğini ancak bunun gerçek olmadığını belirterek, yaraların iyileşebilmesi için temize çıkılması, yapılan hataların kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Bu yapılmadıkça yaraların kanamaya devam edeceğini belirten Linde, “Ben soykırımın kelimesinin çok dikkatlice kullanılmasından yana olanlardanım. Bu tanımın yerli yersiz kullanılmasıyla gerçek anlamını kaybedeceğini düşünüyorum. Ama 1915 yılında olanların soykırım olduğunu rahatlıkla söylüyorum” dedi.

Halk Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, soykırımın üzerinden 99 yıl geçmesine rağmen Türkiye’nin soykırımı inkar ettiği gibi, soykırım gizlemek için seferber olduğunu, milyonlarca lira harcama yaparak yazarlara kitap, gazetecilere makale yazdırdığını, soykırımını protesto gösterileri örgütlettiğini söyledi.

Türkiye’de hala son derece ciddi insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlalleri yaşandığına dikkat çeken Malm, “1915 yılında neler olduğunu biz biliyoruz, tüm dünya biliyor. Bunu sürekli gündemde tutmamız ve herkese anlatmamız gerekiyor. İnsanları soykırım var dedikleri için cezaevlerine atamadığı, Hrant Dink’i katlettiği gibi katledemediği zaman Türkiye soykırımını kabul edecek. Sorun ne zaman kabul edeceği. İşte bu bizlere, dünyanın Türkiye’ye baskı yapmasına bağlı” dedi.

Soyıkırının kabul edilmesinin yaşamını yitirenlerin yakınlarının yaralarının sarılması için yeni soykırımların önüne geçmek için zorunlu olduğunu söyleyen Malm, son derece güzel bir doğaya sahip olan Mezopotomya’da nehirlerin kandan kırmızıya boyandığını, masum kadın ve çocukların katledildiğini, tecavüze uğradıklarını, sürüldüklerini ve tüm bunlardan dolayı Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesi ve soykırımını kabul etmesini istedi.

Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Mats Pertoft, 1915 yılında Ermeni ve Süryanilere yapılanların hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde soykırım olduğunu ve kendilerinin bunu İsveç Parlamento’sunun gündemine getirmelerinden ve soykırımı kararının çıkmasından onur duyduklarını söyledi.

Siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri Recep Tayyip Erdoğan’ın soykırımının 99. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamyı da değerlendirdi.

Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Hans Linde, ilk kez bir Türk yetkilinin böylesi bir açıklamayı yapmasını memnuniyetle karşıladığını, Türk Hükümeti’nden daha ileri adımlar atarak gerçekleri kabul etmelerini umut etmesine rağmen bu açıklamanın bir manevra olabileceği kaygısını taşıdığını söyledi.

Halk Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm ise, “Doğru yönde atılmış her adımı olumlu karşılarız. Ama Türkiye’nin çok daha radikal adımlar atması gerekir. On yıllar boyu kuşakların beyinlerini yıkadılar. Tarih kitaplarında Ermeni ve Kürtlere yapılan katliamlara yer vermedikleri gibi suçlayıcı ifadeler kullandılar. Başbakanın yaptığı veya yapacağı açıklamalarla bu sorunlar çözümlenemez. Dürüst ve samimi bir uzlaşma sürecinin başlatılması gerekir. Bu çok zaman alabilir ama Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesi için bunu yapması gerekir” dedi.

Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Mats Pertoft, ilk kez bir Türk başbakanın Ermenilere başsağlığı dilemesini önemsediğini, ama bunun önümüzdeki yıl yoğunlaşması beklenen soykırım tartışmalarının önüne geçmek amacıyla yapıldığı kaygısını taşıdığını belirttikten sonra, “Bizler için önemli olan bundan sonra Türkiye’nin hangi adımları atacağıdır. Bu iş tarihçilere havale edilmekle çözülmez. Bu konu yeterince araştırıldı ve belgelendi. Türkiye’nin yapması gereken tek şey soykırımı kabul etmektir” şeklinde konuştu.

Asuri Federasyonu Başkanı Yardımcısı Tony Meshko ise, Erdoğan’ın dış dünyada tecrit olduğu ve yanlızlaştığı için böylesi bir manevra yaptığı düşüncesinde. Erdoğan ve AKP Hükümeti’ne güvenleri olmadığını söyleyen Meshko, “Erdoğan’ın taziyesinde ne kadar samimi olduğunu ilerideki günlerde hep birlikte göreceğiz” dedi.

Ermeni Araştırmacı-Tarihçi Vahagn Avedian, Erdoğan’ın yaptığı açıklamasının incetilmiş bir soykırım inkarından başka bir şey olmadığını, Erdoğan’ın sorunu siyasileştirmemek gerekir derken siyasileştirdiğini belirtiyor.

“Eğer Erdoğan ve Türk Hükümeti samimiyse önümüzdeki günler adım atmaları gerekir. Ama bu boş bir jestse bunun devamı gelmeyecek. Samimi olduğunu atacağı adımlarla göstermesi gerekir. Ama geçmişte yaşanan deneyimler bizim Erdoğan’ın açıklamalarına kuşkuyla bakmamıza neden oluyor” diyen Avedian, Türkiye’nin başka ülkelerin Ermenilere yönelik soykırımı yapıldığı kararını engellemek ve frenlemek için böylesi bir tatkiği geliştirilmiş olabileceğini söylüyor. (ANF)