İlgilisine fotoğrafın çıktığı dönemden bir haber burada: Yüzde yüz penaltı


PEKİ SEDAT PEKER KİM?
(Wikipedia’dan)

Sedat Peker, (d. 26 Haziran 1971, Sakarya)

Rizeli bir aileden gelen Sakarya doğumlu olup uzun süre Almanya'da yaşayan Peker, Turancı olduğunu dile getirmektedir.

Peker Turancı bir site de kurmuş ve bu site ile Turan dünyasına ulaşılarak Türk Birliğine katkı sağlanacağını dile getirmiştir. 1990 yılında T. Bülent Kılıç ile kurduğu bir oto firmasının servisinin dolandırılmasından ve ortağından ayrıldıktan sonra yasadışı örgüt kurarak birçok suça karışmıştır.

1997'de Rize'de kaçakçı Abdullah Topçu'yu öldürmek suçundan savcı karşısına çıkan ve serbest bırakılan Peker'in iki adamı, aynı davadan müebbet hapse mahkûm olmuştur.

Tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek ve benzeri suçlardan yedi ay boyunca aranan Peker, teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildi.

Ekim 1998'de Peker ve adamları hakkında 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bu davadan yargılandığı sırada duruşmada "Eski bir milletvekili bana mesaj göndererek, "Mahkemede fazla artistlik yapmasın.", "Her şeyi size anlatmak istiyorum çünkü ben bunları anlatmazsam şüpheli bir şekilde intihar edebilirim" dedi. 12 sanıkla birlikte çete oluşturmak suçundan yargılandığı davada, 24 Mayıs 1999'da tahliye edildi. Sekiz ay 29 gün cezaevinde bulundu.

12 Mart 2005 tarihinde İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yapılan Kelebek Operasyonu ile tutuklanmış ve İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 31 Ocak 2007 tarihinde karara bağlanarak 14 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştır.

Peker ayrıca örgüt kurmak, tehdit, iş yeri kurşunlama, yaralama, hürriyeti tehdit, yağma ve sahte kimlik kullanma iddiasıyla İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmaktadır.

Ergenekon davasında silahlı terör örgütü kurma suçuyla yargılanmaktadır.

 

Radikal’den Kenan Başaran’ın bugünkü yazısı şöyle:

Aynı denizde yüzmüşüz biz


Daha geçen hafta küme düşen River Plate'e ağıt yakarken, bizim buralarda bir büyük kulübün düşebileceğini hayal bile edemeyeceğimizi söylemiştim.

7 gün sonraysa koskaca Fenerbahçe’nin küme düşeceği konuşulur oldu. Beşiktaş da plase...

Yargı, nihayet ‘sigara dumamınını’ tutmak için harekete geçti. Futbolda şike olduğu konusunda kimsenin şüphesi olmasa da iş ‘Hadi anlat kardeşim’e gelince cevap klişeydi: “Şike sigara dumanına benzer, görürsün ama elinle tutamazsın.”

Pazar günü başlatılan ve ezberleri bozan soruşturmanın iddianamesi çıkmadan, onu bunu küme düşürmenin; elinden kupasını almanın alemi yok ama geçmişte halının altına süpürülen pislikleri de bu vesileyle dillendirmekten geri durmayalım.

Örnekse, soruşturmanın sadece bir yıllık bir sürece hapsedilmesine karşı çıkalım.

Zira hiç kimse masum değil bu oyunda! 80’leri 90’ları geçtim, 2000’lerdeki şaibeler ortada duruyor. Ali Fevzi Bir’in hakem ve hocalarla yaptığı telefon konuşmaları delil sayılmamıştı. Tahminim bu operasyonla da geçmişin bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökmekten ziyade, bundan sonrasına ‘ayağınızı denk alın’ denilmek isteniyor. Şiddet Yasası’na bir destek yani.

Bu arada, vekilimiz Hakan Şükür’ün açıklaması beni şaşırttı. Şöyle diyor: “Benim çok değerli arkadaşlarım var, çocukluğumuzu beraber geçirdiğimiz. Ama ben sporculuk hayatımda hep yalnız kalmayı tercih ediyordum çünkü, çok içli dışlı olduğunuz zaman bazı şeylerden ister istemez belki tehditle belki başka şeylerle işin içinde olabilirsiniz.”

Şükür’ün sözünü ettiği arkadaş Bülent Uygun. İş ortaklığı da var.

Uygun, kendisiyle yaptığım bir röportajda daha önce futbolda şike iddialarına adı karışan Sedat Peker ile gurur duyduğunu açık açık söylemişti.

Hakan Şükür, futbol dünyasında yalnız olduğunu söylüyor ama arşivler de orada. Şükür ve Peker’in ‘aynı denizde’ ‘beraber yüzdük’leri görülüyor...