Her yıl 24 Ocak’ta Türkiye üç ismi anar…

2007’de hayatını kaybeden eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem…

2001 yılında Diyarbakır Emniyet Müdürü’yken öldürülen Gaffar Okkan…

Ve 1993 yılında evinin önünde uğradığı bombalı suikast sonucu öldürülen Uğur Mumcu…

***

Her yıl 24 Ocak’ta en çok paylaşılan yazı ise Mumcu’nunki olur, “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” diye…

25 Ağustos 1975’te kaleme aldığı bu satırları günü bir çırpıda özetler.

Halkı için bedeller ödeyenlerin hikayesi ile…

***

Uğur Mumcu’nun unutulan yazıları da var elbet.

Ermenilerin “Büyük Felaket” olarak tanımladıkları “1915 Olayları”nın soykırım olarak tanınmasına yönelik tepkisini içerenler özellikle de…

İşte onlardan biri, 1 Nisan 1984’te Cumhuriyet’te yayınlanan yazısı:

***

“Şu olaylara bakın: ABD Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye'ye yapılacak askeri yardımı Kıbrıs konusunda verilecek bir ödüne bağlıyor. Bu yapılırken, ABD Kongresi'nde 24 Nisan tarihinin "Soykırım Günü" olarak ilanı için önergeler veriliyor. Fransa'da ise soykırım savlarının ders kitaplarına konması için hazırlıklar yapılıyor. Aynı günlerde, Ermeni terör örgütleri eylemlerini sürdürüyor. Bütün bunlardan sonra ABD yönetimi uluslararası terörden söz edebiliyor. 24 Nisan tarihi soykırım günü olarak ilan edilecekmiş.. Sanki ABD, Vietnam’daki, Fransa da Cezayir'deki insanlık suçlarını unutturdular.

...

24 Nisan tarihini soykırım günü ilan edip Ermeni terör örgütlerine destek olan Amerikan Kongre üyeleri 1920'lerde topraklarımız üzerinde Ermeni devleti kurmak isteyen Amerikalıların torunlarıdır. Bizler de bunlara karşı Kuvay-i Milliyecilerin torunları olduğumuzu kanıtlamak zorundayız.

"Milliyetçilik" budur, neredesiniz efendiler, baylar, beyzadeler, hanımefendiler? Budur, budur, budur işte...”

***

Belki bir gün bu topraklarda birileri çıkıp soyları kırılanların, katliama uğrayanların da unutulmaması gerektiğini, “Soyumuz Kırıldı Ey Halkım Unutma Bizi!” diye aynı güçle söyler, kim bilir?