Somali uzak bir Afrika ülkesidir. Çevresinde çeşitli devletler olup en önemlisi Yemen’dir. Yemen olmasının nedeni ise hakkında az çok malumatım olmasındandır. Aynı zamanda Hint Okyanusuna da komşudur.

Tarihte birçok krallık, sultanlık felan kurulmuş olan bu coğrafyada, Punt Krallığını zikretmekte fayda var.

Punt Krallarından birinin mezarında şöyle yazar; Yüzümü tanyerine çevirerek sana bir harika yarattım. Bütün kokulu çiçekleriyle Punt topraklarını senden huzur istemek ve senin verdiğin havayı solumaları için sana getirdim.”

Bu kara kıtanın hükümdarlarının bir estetiği var gördüğünüz üzere.

Neyse, gel zaman git zaman 20. Yüzyıla ulaştığımızda. Britanya Somalisi ve İtalya Somalisi kurulup yıkılır, birleşir.

Hikaye sürer…

1969-1991 yılları arasında yılları arasında bildiğiniz sözde Marksist Leninist bir devlet kurulur.

Tabi bu devletin solla ilgisi yok. Etiketi bu. Dünyada başka örnekleri var. Solla ilgisi yok ama etiketi öyle olan gruplar, hükümetler. Kamboçyalı Pol Pot gibi.

Sonra…

1991 yılında büyük bir iç savaş patlak verdi. Bu savaşta komşu komşuyu öldürdü. Sonra ki yıllarda savaşın tarafları değişir. Puntland ve hükümet, solcu diktatör ile kabileler, Müslümanlar ve diğerleri ile en son ve en kanlısı ise radikal Müslümanlar ile diğer Müslümanlar arasında devam eder.

Şimdi orayı El Kaide bağlantılı Eş Şebab örgütü kasıp kavuruyor.

İnsanlık tarihinde, en kanlı savaşlardan biri bu coğrafyada yaşandı. Elleri ile insanlar birbirini parçaladı, taşla ezdi, zira mermi değerliydi.

Savaş dönem dönem komşu ülkelere de sıçradı.

Tüm süreçler boyunca gelişmiş ülkeler ve tabi ki Amerika sürecin tarafı ve organizatörü ve aynı zamanda barış masasının da garantörleriydi.

Milyonlarca insan öldü, sakat kaldı göçtü.

Somalili göçmenler her yere ve özellikle Avrupa’ya sığınmıştır.

Uzun yıllar Türkiye’de yaşamış iki Somali’nin anlattıklarını elbette yazmayacağım.

Okurlarda benim geçirdiğim tramvayı geçirmesinler.

Bu iki Somalili, ülkelerinde birbirlerini düşman kabilelerdendi. Hayatın mecburiyeti, onları başka bir ülkede, aynı eve sürüklemiş, uzun süren düşmanlık duygularından, konuşa konuşa, bilinçlenerek kurtulmuşlar.

Yaşlı olanın son sözü çok etkiliydi,

“Biz halk olarak gaza geliriz. Gaza geldik mi düşmanlarımızı çoğaltırız. Kendimize o kadar çok düşman edindik ki, en son sıra kapı komşularımıza geldi. Sonrası malum. Milyonlarca yitip, giden hayat.”

İşte Somali’nin durumu bu. Bilmem anlatabildim mi?