301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamın 12. duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Mahkeme heyeti, ek bilirkişi raporunun beklenmesine, tutuklulukların devamına karar vererek davayı 12 Aralık 2016 tarihine erteledi.

Duruşmanın gündemi Siirt Şirvan’da yaşanan madenci katliamı oldu.

Emine Uyar’ın Evrensel’deki haberine göre, Aile avukatları yaptıkları konuşmalarda, Soma ve Şirvan’da yaşananların birbirinin aynı olduğunu belirterek, madenci katliamlarının ve işçi cinayetlerinin son bulmasının katliamların kamu ayağı ve siyasi sorumlularının da yargılanmasından geçtiğini vurguladı.
 
Madenci aileleri de yapıkları açıklamalarda, Soma ve Şirvan’ın sorumlularının aynı olduğunu belirterek Şirvan’daki ailelerin yanında olduklarını ifade etti.
 
Duruşma öncesi Akhisar Garı önünde toplanan madenci aileleri, "Soma'yı unutma unutturma", "Soma'dan Şirvan'a katledenler aynı", "Kader değil katliam, kaza değil cinayet" sloganları ile duruşma salonuna yürüdü.
 
Burada konuşan ailelerin avukatlarından Can Atalay, Şirvan'da yaşananların da Soma'nın aynısı olduğunu belirterek, "Göz göre göre gelmiştir. 25 Temmuz'da ucuz atlatılan kazadan sonra 16 kardeşimiz toprağın altında kaldı. 2.5 yıldır hep beraber bu işin böyle olmayacağını anlattık. Bu davaya sahip çıkmasaydınız bu işten sıyrılacaklardı. Soma katliamında ve diğer iş cinayetlerinde kamu görevlileri ve siyasi sorumlular yargılanmalıdır. Bu sosyal cinayet düzenine son verene kadar mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
 
Duruşmaya, Soma, Savaştepe, Kırkağaç ve Kınık’tan gelen aileler, avukatları, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı.   
 
Duruşmayı CHP eski Milletvekili Melda Onur, Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan, Genel Sekreteri Levent Gökçek, sendikanın Manisa’daki temsilcileri, SES İzmir Şube Es Başkanı Rukiye Çakır, Manisa Eğitim Sen Şube Başkanı Metin Demirel, BES Manisa Şube Başkanı Ali Gök, Alevi Kültür Derneği Manisa Şubesi yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
 
‘DEVLET, SUÇUN ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR’
 
Duruşmada söz alan aile avukatlarından İbrahim Arzuk, her yeni maden kazasının trajik bir şekilde bir öncekini aydınlatan bir kaza olduğunu belirterek, "Son meydana gelen kazada da projeye aykırı üretim, kamu denetimin eksikliği baş etken olarak görülüyor. Kamu makamlarının yaptıkları açıklamalar suçun üzerinin örtülmesi için yapılıyor. Ermenek ve Soma'da olduğu gibi fıtrat, kader, doğa olayı olarak örtülmeye çalışılıyor. Kamu görevlileri, insanların acılarından kaynaklı tepkilerini bile engellemeye çalışıyor" dedi.
 
Avukat Berrin Demir de, 16 işçinin hayatını kaybettiği Siirt Şirvan maden ocağındaki katliamla ilgili haber yapılırken bile, ‘11 iş makinesi heyelanda toprağın altında kaldı onları kullanan işçilerle birlikte’ diye verildiğini belirterek, "Olayın öznesi iş makineleriydi. Bu bakış açısı nedeniyle iş cinayetleri sürüyor" dedi. Demir, bu nedenle, "Bu yargılamadan çıkan kararlar belirleyici olacaktır" dedi.
 
CAN GÜRKAN’IN AVUKATI: BİLİRKİŞİ YASASINI BEKLİYORUZ
 
Tutuklu sanıklardan bazıları tahliyelerini talep ederken bazıları ise diğer duruşmalardan farklı olarak, “Karar mahkemenindir” dedi.
Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çekin'in, son bilirkişi raporuna yönelik eleştirilerde bulunurken, bilirkişi kanununun değişeceğini, sayının sınırlanacağını, mahkemenin biraz daha sürmesi halinde bu kanunun bu davaya yetişeceğini söylemesi ise dikkat çekti.  

Verilen aranın ardından ara kararı açıklayan mahkeme heyeti, ek bilirkişi raporunun beklenmesine, tutuklulukların devamına karar vererek davayı 12 Aralık  2016 tarihine erteledi.  
 
Duruşma çıkışında açıklama yapan Avukat Can Atalay, Can Gürkan'ın avukatı Kadir Çekin'in bilirkişi kanununa yönelik sözleri ile ilgili “Maksadı açık. Yasama organının yapacağı işi anlatıyor. Yargılamanın geldiği noktaya, onlarca tanık ifadesine rağmen… 
Bu davada güneşin balçıkla sıvanması mümkün değildir. Soma’ya da Şirvan'a da sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
 
Yaşamını yitiren madencilerin yakınlarından İsmail Çolak, “Şirvan’daki ailelerin acısı acımızdır” diyerek daima onların yanında olacaklarını vurguladı. Çolak, “Bu davalarda gerçek sorumlular, kamu ayağı yargılanmadığı sürece adil olmayacağını söyledik, söylemeye devam edeceğiz” dedi.
 
Elmas Kaya, “Sadece bizim değil, herkesin hakkını korusunlar, kitapları tersinden değil, düzünden okusunlar. Bu kadar zulüm yakışmaz, Sonunda onlar da ölecek, insanlığı korusunlar” dedi.
 
Aileler, başından beri davalarına sahip çıkan ÇHD, ÖHD gibi kurumların ve derneklerin faaliyetlerinin durdurulmasına karşı olduklarını da belirttiler.