Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın  ‘önlenebilir olduğu’ tespit edilirken, Soma Kömür İşletmeleri’nin yanısıra Türkiye Kömür İşletmeleri’nden kamu görevlileri de sorumlu bulundu.

İkinci bilirkişi raporunda ‘gerekli denetimleri yapmadıkları için’ asli kusurlu bulunan kurumlar şöyle: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), İşletme Müdürü, Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) yetkilileri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın inceleme izni vermediği müfettişler…

TAM ÜÇ YILLIK FAZLA ÜRETİM YAPILMIŞ

Rapordaki dikkat çekici bir başka detaysa, Soma Kömür İşletmeleri’nin 2017 yılına kadar üretmeyi devlete taahüt ettiği kömürü, facianın olduğu güne kadar süren üretimle üç yıl önceden çıkarttığının tespit edilmesi.

SOMA’DA ÜRETİM ARTIŞINI HÜKÜMET KÖRÜKLEMİŞ

Raporda, ocağın bundan önceki işletmecisi Ciner Grubu’nun ‘İleride telafisi olmayacak problemlerle karşılaşılabilir’ diyerek sözleşmeyi feshettiği süreye kadar güvenlik sorunlarından dolayı programlananın çok altında kömür çıkardığı da ifade edildi.

Bilirkişilere göre Soma Kömür İşletmeleri A.Ş ocağın işletmesini devraldıktan sonra programlananın iki buçuk katına varan oranlarda fazla üretim yaptı ve sözleşmeye göre 2017 yılının Mart ayına kadar çıkarması gereken kömür miktarını (15 milyon ton) üç yıl önceden çıkardı.

Bu verilerin, işçilerin fazla üretim yapmaları için fazla çalıştırıldıkları ve kendilerine baskı yapıldığı iddialarının doğrular nitelikte sonucuna varıldığı ifade edildi.

126 SAYFALIK RAPOR İHLALLERLE DOLU

Yaklaşık iki ay süren inceleme ve yazım süreci ardından bilirkişiler Prof.Dr. Ercüment Yalçın, Prof.Dr. Eyüp Akpınar, Prof.Dr. Ahmet Hakan Onur ile İş Güvenliği Uzmanı Alpaslan Ertürk tarafından tamamlanan 126 sayfalık rapor, iddianamenin yazılması için soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına teslim edildi.

Raporda yer alan ihmallerle dolu tespitler ise şöyle:

* İşletmenin verdiği gaz maskelerinin, kurallara uygun olarak belirli zaman aralıklarında kontrolleri yapılmadı. Adli Tıp Kurumu da otopsi raporlarına göre, 301 işçinin yüzde 85’e varan oranda karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklandığı tespit etmişti.

* Havalandırma sistemleri, yıllar içinde kazılarla büyüyen ocağın yapısına göre yeniden düzenlenmedi, ocak içi planlardaki havalandırma sistemleriyle, bilirkişilere teslim edilen krokilerdeki sistemler arasında büyük farklılıklar bulunuyor.

* Dört kilometrelik bir uzunluğa sahip olan temiz hava sağlayan sistem yeterli değildi.

* Karbonmonoksit gazı, oksijen, metan gazı gibi hava ölçümlerinin yazıldığı en önemli güvenlik kayıtlarından sayılan defterler, sağlıklı olarak doldurulmadı, rastgele ve daha önceki günlerden kopya olarak çekilip kayıtlara yazıldı.

* Ocakta bulunan, 48 gaz ve 19 karbonmonoksit gaz sensörünün büyük bölümü arızalıydı, cihazların kalibrasyon sorunları vardı ve düzgün veri okuması yapamıyordu.

* Geçen şubat ayından itibaren karbonmonoksit gazı ve ocak içi sıcaklığı, çalışmayı imkansız kılacak şekilde sürekli artış göstermesine rağmen, güvenlikten sorumlu şirket elemanlarınca herhangi bir iş durdurma işlemi yapılmadı.

* Maden Kanunu’nda yer alan ocaklardaki sensörlerin miktarı, güvenilirliği, bilgi aktarımını sağlayan çalışma esaslarına dair tedbirler, işveren ve denetleme görevindeki TKİ tarafından yapılmadı.

* Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MTA) ocaktaki elektrik ve projeleri, mühendislik hizmeti sınıfına almayarak Maden Kanunu’nu ihlal etti, çalışanlara, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili zorunlu mesleki eğitimleri tam olarak verilmedi.

* Ocak içerisindeki kömür yanmaya devam ediyordu. Ocak havasının denetimi için kurulan gaz izleme sensörleri, olayın başlangıcını haber verdi ancak bu durum şirket yetkilileri tarafından dikkate alınmadı.

* Havalandırma şekli ve yöntemi, yangın tehlikesi olan bir yeraltı ocağı için uygun değildi. Vantilatör ve aspiretörler, gerektiğinde hava akımını ters yöne çevirebilecek tipte düzenlenmiş olmalıdır koşulu, ocakta yerine getirilmedi. Bu da kurtarma faaliyetlerinde olumsuz etki yarattı.

* Maden ocağında kullanılan gaz sensörlerinin, akredite bir kurum ve kuruluş tarafından kalibrasyonları yapılmadı.

* Kaza esnasında, olay yerindeki haberleşme cihazlarının, çalışmadığı, cihazların yeraltı standartlarına uygun olmadığı belirlendi.

* İşyerinde tahliye amaçlı biri planlama söz konusu değildi.