Bizim gazetede geçen günlerde şöyle bir haber yayınladı; Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, içinde yer aldığı siyasi platform Sosyalist Meclisler Federasyonu’nda (SMF) siyasi bir parti kurma tartışmalarının yapıldığını söyledi. Haberin ayrıntısı şurada; https://www.demokrathaber.org/siyaset/komunist-baskandan-yeni-parti-mesaji-h121031.html

Bu haber beni epey heyecanlandırdı. Bu mevzudan bir hayale daldım. İşin garibi bu hayal bir o kadar da gerçektir.

Şöyle bir verinin peşine düştüm; Türkiye’de solun oy oranı nedir? Türkiye’de sol politikanın kadrosu olacak kaç kişi var?

Bunu birçok insana sordum. Ortalama herkes soruya soru ile karşılık verdi. Hangi sol? Sol derken neyi kastediyorsun?

Buna cevap olarak İHD’nin 2018 yılı insan hakları ihlallerine bakmak gerekir. Rapor şurada; https://www.insanhaklaridernegi.info/wp-content/uploads/2019/04/2018IHDYillikRapor_Bilanco.pdf

Sözü şuraya getirmek istiyorum, Egemenler, soldaki A partisinden Z grubuna dek herkese eşit muamele yapmaktadır. Egemenler hangi sol ayrımı yapmıyor. Tüm solu bir görüyor.

Tercümesi şudur; Solun ayrımları olan, oportinist, popülist, reformist, sekter, Stalinist, Troçkist, Maoist, İşçici, Küçük burjuva gibi ayrımlar egemenler için ehemmiyetsizdir.

Halkevciler ayrı jop, ESP’liler ayrı yumruk, Devrimci Parti ayrı tekme, Halk Cephesi ayrı sürüklenme, İbocu Gruplar ayrı küfür,  EMEP ayrı muameleler, Troçkistler ayrı bilmem ne görmüyorlar.

Birçoklarının “bunlar da solcu mu canım,” dediği grupların insanlarına 5 yıl, 10 yıl cezalar kesilmekte.

Egemenler, solcuları mahkemelerde, hapishanelerde ve mezarlıklarda eşitlemekte.

Sistem hepsini bir görüyor.

İşte bu gerçeklikten yola çıkarak tüm sol gruplar aynı amaçta ayrı yürümek yerine aynı amaçta aynı yolda yürümeleri çok mu hayalperest bir önerme?

Solu bölen en önemli unsur teoridir. Teorik hiçbir sorunu önceliğe almadan sadece hayatın problemleri ve ihtiyaçları üzerinde bir araya gelmek imkânsız mı?

Solu bölen teorik konulara girmeden mesela temel on talep üstünden birlikte bir parti kurmak imkansız mı?

Eğer 10 madde için bir araya geldik ve hepimiz birleştik derlerse ne olur?

1-Güçlü bir sol parti ortaya çıkar birleştikleri gün tahmini oy oranı % 5’tir.

2-İkinci gün ise, demokrat ama solu seven ve onlarla yan yana durmanın kanallarını bulamayan onların ideolojik ayrıkları ile ilgilenmeyen ama niyetlerine güvenen yaklaşık % 5'lik kitle yüzünü bu partiye dönecektir. Bu oran oy ve kadro olarak birleşik partide buluşursa Türkiye'de devasa bir sol parti ve devasa bir sol blok oluşur.

3-HDP’nin normal şartlar altında (adil propaganda, oyların çalınmaması, seçime özgürce girme vb.) Türkiye solundan bağımsız öz gücü ile oy oranı % 12 civarındadır. HDP bileşenlerin hepsinin oy oranı 50 muhtarlık almaya yetmez, bu gerçek. Normal bir seçim atmosferinde HDP yüzde 12 alır. Eğer HDP Kürt partiler ittifakını gerçekleştirse bu oran 15'e çıkar. İşte bu zaman HDP ile Sol ittifak anlamlı olur.

Kürtlerin, demokratların, solcuların oy bloku 25’tir. Daha önemli bir sonuç ise ülkede organize olmuş yüzde 25’lik bir kesim çıkar ki ortaya bu her şeye ve herkese yeter.

Bunun yanında, CHP’liler,  Kemalistler, sosyal adaletçi İslamcılar ve bu toprakların çıkarlarını gözetenler eklendiğinde bu ülkede ne olur varın siz düşünün. Demokrasi, ekonomi, hukuk, insan hakları, adalet  nasıl olur bir düşünün…

Bu halk ne öfkeli ağlak Davutoğlu Ahmet’e, ne de uluslar arası sermaye dostu Babacan Gül Ali’ye muhtaç…

Bu blok, kaç milletvekili, kaç belediye eder varın siz düşünün. Bu ülke toprakları ve bu ülke evlatlarının hayatları yağmalanmasın artık.

Bu Türkiye solunun matematiğidir.

İşte öyle bir Türkiye’de örgütlenmiş, organize olmuş bir halk karşısında hiçbir diktatörlük duramaz…

Çok fantastik bir hayal değil mi?

Evet aslında!

Hayır aslında!

Her şeyin mümkün olduğu bir noktadayız… Tam Araftayız…

İşte SMF parti kurma tartışmasını bu zemine oturtabilirse sanki güzel şeyler olabilecektir.

Bilmelisiniz ki benim devrimci düşünce ile alakam yok. Solculuğum parlamenter bir solculuk, demokrasi, adalet, eşitlik, insan hakları ve kamu ekonomisi ötesinde bir şey değil.  Lakin şunu da biliyorum ki solculara muhtacız, solcuların içinde olmadığı her blok çürüyor, yeniliyor, direngenlik göstermiyor.  Hayat bize gösterdi ki, demokrasiyi ancak solcuların da içinde olduğu siyasal örgütlenmeler getirebilir. Evet demokrasi birleşmiş solcuların içinde olduğu irade ile gelecek. Bunu hayattan, deneyimlerimizden öğrendik, bu nedenle devrimcilerin civarında dolanıp duruyorum. Yoksa ne işimiz var birbirimizle… Normal koşullarda romantik bir ilişkinin ötesine gitmeyiz.

Demokrasi, adalet ve kamu ekonomisini tesis etmenin başka yolu yok.

Başka türlü ne olsun iyilik sağlık yaşıyoruz be abiler, ablalar…