Polis ve bekçi şiddeti her geçen gün artıyor. Salgın sürecinde Mardin, Ankara, İstanbul, Adana, Şırnak ve Antep gibi birçok ilde polis ile bekçilerin uyguladığı şiddet görüntüleri gündemdeki yerini korurken, iktidar, bekçilerin yetkilerini arttırmakta ısrar ediyor. Kolluğun yetki ve şiddet uygulamalarının tartışıldığı bir dönemde bekçilerin yetkilerinin genişletilmesini öngören yasa teklifi iktidar tarafından Meclis’e sunuldu. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, Meclis’te görüşülen yasa tasarısını ve yaratacağı sonuçları değerlendirdi. 
 
ŞİDDET DEVLET POLİTİKASI
 
Engin Çağlar'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, avukat Gazi İnci, kolluk kuvvetlerinin son yıllarda toplumdaki huzuru ve güvenliği en fazla tehlikeye atan bir kuruma dönüştüğünü belirtti. Polis ve bekçinin şiddet uygulamalarındaki artışın devlet politikası olduğunu ifade eden İnci, artışın iktidarın yönetememesinden kaynaklandığını dile getirdi. İnci, “Bir siyasi iktidar meşruiyetini kaybettiği zamanlarda halkı farklı yöntemlerle baskı altına alıp bir araya getirmeye çalışır. İktidar bugün kuvvet kullanarak halkı yönetmeye çalışıyor. Halkı meşru halde yönetirseniz zaten demokratik bir devlet olursunuz. Fakat bunu yapamayan devlet, toplumdaki kaosu engellemek için şiddete başvuracaktır.  Son günlerde sivil toplum örgütleri örgütlerine yaptığı baskılara baktığımızda asıl amacın sesini çıkarmaya çalışanların sesini kısmak olduğunu görürüz. Kolluk kuvvetlerine verilen yetkiler çok fazla zaten verilen yetkilerin üstüne de çıkıyorlar. Bu durum zaten iktidarın işine de geliyor. Kollukların şuan ki görevi misyonu toplumda korku, panik ve sindirmeye yöneliktir” diye konuştu. 
 
Bekçilere görev bilinci ve eğitim verilmediğine de işaret eden İnci, var olan şiddetin devletin istemiyle geliştiğini söyledi. Devletin kolluk kuvvetleriyle topluma mesaj verildiğinin altını çizen İnci, “Ekrandaki şiddet görüntüleri aslında bir mesaj ve gözdağıdır. Ekranlardaki görüntüler tüm bu söylediklerimizi haklı çıkarıyor” dedi.  
 
SOKAKLARA BASKI
 
Avukat Özgür Çağlar, kolluk ve yetki artırımlarının nedeninin rejimin toplumu baskı ve korku ile yürütmesinden oluştuğunu belirtti. Çağlar, “Kolluk kuvvetlerinin artışlarında çok farklı nedenler var ama genel bir durum ile değerlendirirsek bunun nedeninin siyasi iktidarın çökmüş olmasındandır. Şuursuzca muhalif olan en ufak sesi kesmeye yönelik yasal düzenlemeler çıkarıyorlar. İktidar bu yasalarla sokakları hakimiyet altına almaya çalışıyor. Bugün her sokakta bir bekçi ile karşılaşıyoruz bunlar normal şeyler değildir. Bekçiler sokaklarda korku rejiminin uygulayıcısı haline gelmiştir. Gördüğümüz bu. Siyasal iktidarın yapmak istediği açıktır, ‘Biz artık bu ülkeyi yönetemiyoruz. Muhalifleri baskı altında kontrol etmek istiyoruz’ denilmek isteniyor. Baskıyı sağlamak için ise hem kollukların sayılarını arttırmak hem de yetkilerini artırmayı amaçlıyor” diye belirtti. 
 
'BU KADAR GÜÇ İHLAL DEMEKTİR'
 
Bekçi ve polislerin şiddet görüntülerinin cezasızlık politikasından dolayı çoğaldığını aktaran Çağlar, "Bekçi ve polislere uygulanan cezasızlık uygulamaları son yıllarda ayyuka çıkmış durumda. Bu verilen yetkilerle işleri daha da kolaylaşacaktır. Bir polisi ya da bir bekçiyi yargılamak için bile onun amirinden izin alınması, idari soruşturma ya da adli soruşturma gerekiyor. Şimdi bu kadar zor şartlar altında yargılamaların yapıldığı bir yargısal düzende tabiî ki de kendilerinde bu gücü gören özneler rahatlıkla bu tür uygulamaları yapabilecektir. Yani bu cezasızlık politikası zaten var olan bir şey ama son dönemde bu kadar artmasının sebebi; bu kadar yetkilerle donatılmış olmasıdır. Kolluk kurumu etrafı yüksek duvarlarla örülmüş bir şekilde savunma mekanizmalarıyla korunuyor. İçişleri Bakanlığı ve yargı mekanizmaları tarafından kolluğa kalkan yaratılmış.  Bu kalkanlarla ne kadar güçlü olduklarının farkındalar. Bu güçle ve bu özgüvenle hareket eden polis ve bekçi her türlü ihlale başvurabilir” ifadelerini kullandı.