Mersin Akdeniz ilçesi Kazanlı Mahallesi’nde faaliyet gösteren Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. bünyesinde çalışan Kimyasallar Grubuna ait Soda Sanayi A.Ş, Kromsan Krom Bileşikleri Fabrikası ve Tuz İşletmelerinde üretim durdu.

Fabrikalarda çalışan toplam 550 işçi ile 2 yılda bir imzalanan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri tıkandı.

Ocak ayında başlayan TİS görüşmelerinin sonuçsuz kalması üzerine işçiler, 9 Ekim’de grev kararı aldı.

İşçilerin grev kararı almasıyla birlikte işveren fabrikalarda çalışan 550 işçiye önce zorla yıllık izin kullandırdı ardından da tamamını ücretsiz izne çıkardı.

İşveren tarafından yeniden görüşme talebinin gelmesi üzerine işçiler adına yetkili Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) yetkilileri ile işveren arasında 16 Eylül’de tekrar görüşme gerçekleşti.

Görüşmede işveren, TİS görüşmelerinin 3 yıla çıkarılması, birinci yıl için 850 TL, ikinci yıl için enflasyon artı 1,5, üçüncü yıl içinse enflasyon artı 2 oranında zam ve haftalık tatilin bir güne düşürülmesi teklifinde bulundu.

İşçiler adına Petrol-İş Sendikası ise, TİS görüşmelerinin 3 yıla çıkarılması halinde birinci yıl için 1125 TL, ikinci yıl için enflasyon art 4, üçüncü yıl içinse de enflasyon artı 5 zam ve haftalık tatilin eskiden olduğu gibi yine 2 gün olarak kalması teklifinde bulundu. 2 gün süren görüşmeler sonuçsuz kaldı.

11 KEZ GÖRÜŞME YAPILDI

TİS görüşmeleri hakkında konuşan Petrol-İş Mersin Şube Başkanı Erçin Çulcu, işverenle yapılan 11 görüşmenin olumsuz geçmesi üzerine grev kararı aldıklarını söyledi.

TİS’in 550 işçi ve işçilerin ailelerini etkilediğini vurgulayan Çulcu, alınan grev kararının AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından “milli güvenliği bozucu nitelikte” görüldüğü için 60 gün süreyle ertelendiğini hatırlattı.

Çulcu, “Grev kararını 60 gün ertelemek demek aslında bu grevi tamamıyla yasaklamak demektir” diye konuştu.

İşverenin talebi üzerine 16 Ekim’de Soda Sanayi A.Ş fabrikasında işveren ile tekrar görüştüklerini aktaran Çulcu, işverenin şartlarını hakem heyetinden gelecek sonuç üzerinden değerlendirerek kendilerine dayatma yaptığını söyledi.

Hakem heyetini değerlendiren Çulcu, “Şimdi hakem heyeti olan ama hakem olmayan sadece olayın hâkimi gibi davranan ama hâkimiyetini de işçi üzerine kullanan bir kuruldur.  İşveren bu kurulun alabileceği kararın arkasına sığınıp o güç sayesinde bizim üzerimize geliyor. Gördüğümüz kadarıyla hakem heyetlerine giden TİS görüşmeleri, Türkiye’deki ekonomik durumu belki baskılamak belki yönetebilmek ya da hükümet politikalarını devam ettirebilmek adına maddi olarak enflasyon değerlerinde veya altında bitiriyor. Ayrıca kazanılmış idari maddelerin maliyet üzerinden bakıldığı zaman işveren üzerine bir yükü varsa o yükü de ortadan kaldırıyor. Bazı maddeleri değiştirebiliyor bazı maddeleri de tamamen kaldırabiliyor. Sosyal olarak hak verilen birçok konuya müdahale edebiliyor. Hakem heyetlerinin almış olduğu bu karar üzerine bir şey yapılamıyor. Kanunlarla da sınırlandırılmış. Kısaca hakem heyetinin kararları işveren lehinedir” diye konuştu.

"90 İŞÇİ ÇIKARILMAK İSTENİYOR"

Son süreçlerde TİS görüşmelerinde talepçi taraf işverenmiş gibi artık işverenin talepleriyle karşılaştıklarını dile getiren Çulcu, “İşverenin talepleri de bu güne kadar daha önce imzalanmış olan ve sözleşmede kazanılmış olan hakların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. İşçiler tarafından gelen talepleri istemiyorlar. Bizim bu sözleşmemizin en ağır işveren teklifi, mesai saatleri kısmındaki değişim talebidir. Vardiyalarımız 6 gün çalışır ve iki gün hafta tatilini kullanır. İşveren ise bunu bir güne düşürmek istiyor. Eğer dinlenme süreci bir güne düşerse 4’lü vardiya sistemiyle çalışan işyerimizde bir vardiyadaki işçi sayısı kadar işveren işsiz bırakılacak. Bunu hesapladığımız zaman 90-95 kadar işçi arkadaşımızın işten çıkarılması anlamına geliyor. Hafta tatilindeki değişiklikle işten çıkarılacak olan arkadaşlara maliyet olarak bakan bir işverenle karşı karşıyayız. 40 yıldır bu fabrikada aynı sistemle çalışan işçiler maliyet olarak görülüyor. Bunun kabul edilmesi düşünülemez” dedi.

"MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"

İşverenin tüm dayatmalarına ve hakem heyeti tehditlerine rağmen ellerinde güçlü bir kozları olduğunu dile getiren Çulcu, “İşçinin bir gücü var o da üretimden gelen güçtür. Bu fabrikalar şuan duruyor. İşçi arkadaşlarımız haklarını alana kadar fabrikalarda üretim yaptırmayacak. Hukuksal çerçeve içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı