HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevini bırakma sürecine ilişkin olarak, ” Bu darbenin hedefi sadece bizler değiliz. Bizler darbeler karşısında yıkılmamayı, ezilip düşmemeyi öğrendik. Hiçbir darbe bizi yıkamadı. Ama bu darbe sadece bize karşı değil, hepinize karşıdır.

“Ama sizler darbenin ucunu gördüğünüz de sarsılıp, düşersiniz. İşte bugün darbe ile devrilenler sürünür vasiyettedir. Davutoğlu, 'neyi eksik yaptım' diyor. Bu saray iktidarına yaranmanın yolu yoktur” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Grubu toplantısına bu hafta, Rojava'da yaşamını yitiren Aziz Güler'in annesi Elif Güler ve Cizre'de "vahşet bodrumunda" katledilen Azadiya Welat Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş'ın annesi Meliha Aktaş ile birlikte çok sayıda Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi anneler ve kadınlar katıldı.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, açıklamaları şöyle:

'AKP ANNELİĞİDE KADINLARA ZEHİR ETTİ'

"Annelerin kıymetini bilmenin değerinden söz ettiler ama bu şovların yapıldığı saatlerde anneler gözyaşı dökmeye devam ediyordu. AKP saray iktidarı anneliği de kadınlara zehir etti. Annelerin gözyaşı son bulacak üzerinden siyaset yaptılar. Ama en fazla onların zulmü altında anneler gözyaşı döktü. Kadınlar, katledildi ve mağdur edildi. Siyasi iktidar annelerin gözünün içine baka baka 'annelikten başka iş yapmayın' diyor. Adı konulmamış bir savaşta annelerin evladını savaş gönderiyor. O gün bütün kadınların acılarını dillendirdiği bir güne dönüştü.

'ANNELER DAVUTOĞLU’NA HAKKINI HELAL ETMİYOR'

"Davutoğlu herkesten helallik istedi. Ama bu salondaki kadınlardan annelerden helallik isteyemedi. Roboski ve Gezi annelerinden, Cizre'de Silopi'de, Sur'da katledilen onlarca çocuğun annelerinden helallik istemeye yüzü yoktu. Çünkü çok iyi biliyor ki evladını bu savaşta yitiren anneler Davutoğlu'na hakkını helal etmedi, etmiyor ve etmeyecek.

Taybet İnan'ın bir hafta boyunca cenazesini sokakta çürümeye terk edenlere kadınlar hakkını helal etmez. Karnında doğmamış çocuğuyla kadınları ölüme gönderen bir siyasi iktidara hakkımızı helal etmeyiz. Bu savaş zihniyetine helal edecek hakkımız yok. Çocuklarının cenazelerini defnedemeden bu coğrafyada Davutoğlu'na helal edecek hakkımız yok bizim. Davutoğlu'nun bırakın helallik istemeyi bu kadınların yüzüne bakmaya hakkı yoktur. AKP saray iktidarının parçası haline gelmiş olanlara sesleniyoruz; siz helal etseniz de biz etmeyiz. Biz bu zulmü unutmayız, yok saymayız.

 "Aradan geçen süre içerisinde ne Denizleri unuttuk ne de Denizlere ulaşma sevdamızdan vazgeçtik. Dün idama el kaldıran milletvekilleri bugün farklı şekilde karşımıza çıkıyor. Bugün de savaşa ve yeni ölümlere davetiye çıkarmak için el kaldırmaya hazırlanıyorlar. İdamlara el kaldıranların ruhu bugün Meclis'te yaşıyor. Ama Denizlerin ruhu da bizimle burada yaşıyor.

 

'MHP, NEREDEYSE PARTİNİN ANAHTARINI SARAYA VERECEK'

"Darbe süreci karşısında anayasayı askıya alıyorsunuz ama biz yine de sizin darbenize 'evet' diyeceğiz diyor. Diğer muhalefet partisi de neredeyse partinin anahtarını AKP'ye saraya verecek. Ama Meclis içerisinde muhalefetin de iktidarın da bu kadar halka karşı düşmanlaştığı koşullar içerisinde bir kadın partisine yani HDP'ye ihtiyaç vardır. HDP bir zorunluluktur. Herkesin saray karşısında biat ettiği koşullarda haklı olanın mücadelesini yürütmek tarihsel bir zorunluluktur.

 "HDP'yi Meclis dışına itmeye çalışıyorlar. Siyaset dışına demiyorum; hiç zaman bizleri siyaset dışına itemezler. Bizler Meclis'e girmeden önce de siyasetin öznesi ve alternatifiydik. Bu odağın Meclis'te karşılarına çıkmasını istemiyorlar.

'KAZANACAĞIMIZA İNANIYORUZ'

"HDP aynı zamanda bir kadın partisi olduğu için ezilmez bir demokratik iradeyi temsil ediyor. İşte bu nedenle HDP'yi bu Meclis çatısı altında istemiyorlar. Ama bizler onların siyasi dayatmalarına göre şekil alan bir parti değiliz. Bizim yönümüzü belirleyecek tek güç vardır. Kadınların ve halklarımızın gücü. O güç bize direnin, asla geri adım atmayın diyor. Bizler kadınların ve halkların sesine güvenerek, siyaset yapan bir parti olarak buna yürekten inanıyoruz. Bu zulmü aşarak kazanacağımıza yürekten inanıyoruz."

'KADIN İRADESİNİN TASVİYE EDİLMESİNE İZİN VEMEYECEĞİZ'

"Bu erkek egemen zihniyete eşitliği dayattı ve kabul ettirdi. Bu zemini çürütmeye çalışıyorlar ama bunu on yıllarca verilen mücadele ile bu mevzileri kazandık. Biz kadınlar yaşamın her alanında kazandığımız her hakkı birilerinin lütfü ile değil, dişimiz ve tırnağımızla kazandık. Bu kritik kavşak sürecinde kadınların iradesinin tasfiye edilmesine izin vermeyeceğiz.

 Bizler, sokakta evinde işinde katledilen kadınların hesap sorma gücüyüz. Kadınların iradesi ve temsiliyetiyiz. Emeği görülmeyen, iş yerinde fabrikada eşit ücret alamayan işçi ve emekçi kadınların hakkıyız, emeğiz. Bizler geleceğe yürüyen genç kadınların geleceğe yürüme iradesi ve kararlılığıyız. Bizler konuşamayan, susturulmaya çalışılan kadınların sözüyüz.

'BU DARBEYİ AL AŞAĞI EDECEĞİZ'

"Bu darbeyi al aşağı etmezsek sizler bizden hesap sorun. Kadına dönük darbeye yılların verdiği mücadele ile direneceğiz. Bu darbe kadın iradesine dönük bir darbedir. Ama bizler kadın iradesine karşı başlatılan bu darbeye karşı yaşamın her alanında direneceğiz

"Bunlarda tutacağımız en ufak bir ahlaki değer göremiyoruz. Bir kadın milletvekili kayınbiraderinin cenazesine katıldığı için suçlanıyor. Hani katledildikten sonra cenazesi panzerin arkasında sürüklenen, ölümü resmedilen Hacı Lokman Birlik'ten söz ediyoruz.

Bu suçu işleyenleri güvence altına alanlar, onun cenazesine katıldı diye yengesine dava açıyor ve Meclis'ten atılması için fezleke hazırlıyor. Bu zulmünüz batacak. Böyle bir ahlaksızlığa boyun eğmeyeceğiz.

'DARBE MEKANİĞİ 7 HAZİRAN’DA DEVREYE GİRDİ

"1 Kasım seçimleri yapıldı. Onun arkasında 7 ay geçti. 7 ay sonrasında 1 Kasım sonuçlarına darbe yaptı. Bugün bazıları bu darbeci pratik daha yeni ortaya çıkmış gibi konuşuyor. 11 aydan bu yana söylediğimiz çok nettir; 8 Haziran'dan bu yana saraya dayanan bir darbe mekaniği devreye girmiştir diyoruz. Saraydaki oturup kalkıp, seçilmiş olarak övünür ama seçilenleri Meclis'ten atmak başvurduğu en temel politik yöntemlerden birisidir.

‘SARAY İKTİDARINA YARANMANIN YOLU YOKTUR’

 "Bu darbenin hedefi sadece bizler değiliz. Bizler darbeler karşısında yıkılmamayı, ezilip düşmemeyi öğrendik. Hiçbir darbe bizi yıkamadı. Ama bu darbe sadece bize karşı değil, hepinize karşıdır. Ama sizler darbenin ucunu gördüğünüz de sarsılıp, düşersiniz. İşte bugün darbe ile devrilenler sürünür vasiyettedir. Davutoğlu, 'neyi eksik yaptım' diyor. Bu saray iktidarına yaranmanın yolu yoktur. Saraya karşı yaranılmaz, direnilir. Ama sizde de o yok, direnmiyorsunuz, direnmeyi bilmiyorsunuz.

(Kaynak:JINHA)