Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) 3. Olağan Kongresi "Örgütlenelim, birleşim, faşizmi yenelim" şiarıyla Yeni Sahne'de yapılıyor.

Kongreye HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, Emep İl Başkanı İlke Işık ile Cumartesi Anneleri'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi katıldı.

'OLAĞANÜSTÜ BİR SÜREÇTE YAŞIYORUZ'

Kongrenin açılış konuşmasını zorunlu nedenlerle kongreye katılamayan ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy'un yerine vekili Çiçek Otlu yaptı. Otlu, "Olağanüstü bir süreçte yaşıyoruz. AKP/Saray iktidarı kendilerini hedef alan askeri darbeyi kendi lehine çevirdi. Kendine karşı olan tüm kesimlere yöneldi. OHAL'i iki aydır 12 Eylül'ü aratmayan koşularda yaşıyoruz. Bu darbe süreci 7 Hazian'da başladı. Şu anda seçim zaferini hazmedemeyen AKP iktidarının baskı ve zulmü içinde yaşıyoruz " dedi.

Kürt sorununun dönemin en önemli gündemi olduğunu ifade eden Otlu, "AKP şunu er yada geç bunu anlayacaklar. Zamanı gelmiş bir hareketi hiçbir güç durduramaz. Bunu 7 Haziran'daki kazanımlarımızdan biliyoruz. Suruç'ta 20 Temmuz'da katledilen gençlerimizin düşlerinin hala haykırılıyor olmasından biliyoruz. Ankara'da katledilenlerin cenazelerine katıldığı için tutuklanan Alp Altınörs'lerden biliyoruz. Onuru ayakta tutan Mehmet Tunç'lardan Asya Yüksel'lerden biliyoruz" diye konuştu.

YÜKSEKDAĞ'DAN ESP'YE ÇAĞRI

Otlu'nun konuşması sonrası ESP'nin mücadele tarihine ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı.

Gösterimin ardından ise kürsüye HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ davet edildi. ESP'nin ilk genel başkanı olan Yüksekdağ, kongreye başarılar dileyerek konuşmasına başladı.

ESP'nin gücünü devrimci yenilikten aldığını savunan Yüksekdağ, "Burada bütün yoldaşlarıma sesleniyorum ve yeni bir çağrı yapıyorum. Bir genel başkanı eskittiniz, daha fazla eskitin. Eski bir genel başkan olarak konuşuyorum karşınızda. Yeniliğin gücüyle bütün bir toplumsal, siyasal yaşamımız aydınlatın. İhtiyaç duyduğumuz şey budur" diye konuştu.

'ESKİSİ GİBİ YÖNETİLMEK İSTEMİYORUZ'

Yüksekdağ, bugünün siyasi iktidarının beslendiği tek kaynağın statüko olduğunu öne sürdü ve şöyle devam etti:

"Dayandığı sağlam bir felsefi ve insani zemin yoktur. Baskı ve zor aygıtlarına dayanarak bir halka dayatıyor. Artık Türkiye halkları, işçi ve emekçi kesimler, eskisi gibi yönetilmek istemiyor. Yıllardan beri süren mücadele, çok büyük alt-üst oluşlar aslında bu itiraz ifadesi. Son dört yılanda Türkiye'nin ne kadar büyük alt-üst oluşlar yaşandı. İsyanlar, itirazlar, direnişler… Gezi'den bu güne. Bir ucu İstanbul'da bir ucu Kobanê'de. Çok geniş bir coğrafyada ezilen halklar eskisi gibi yönetilmek istenmediğini, yeni bir yaşam istediğini defalarca ifade ettiler."

'UMUT DİMDİK AYAKTA'

Söz konusu mücadelede büyük bedeller verildiğini de söyleyen Yüksekdağ, "Beraber, omuz omuza yürüdüğümüz yoldaşlarımız aramızdan sökülüp alındı. Sinevizyonda izlediğimiz kardeşlerimiz aramızda değil şimdi. Bu büyük statüko siyaseti tarafından aramızdan alındılar. İnsanlık duygusunu utandıran saldırılar yaşandı. Ama karşısında her şeye rağmen, inancımızı koruduk, hedefimizden bir an dahi olsun kopmadık. Şimdi de inancımıza sarılmalıyız. Bizi hedeften koparmalarına izin vermemeliyiz" dedi.

ESP'nin saldırılar altında ürettiği "Umut dimdik ayakta" sloganını hatırlatan Yüksekdağ, "Bu slogan hem ESP'yi iyi tanımlar, hem de hepimizin eylemini tanımlar. Alp Altınörs'ün, HTKP Başkanı Erkan Baş'ın gözaltına alınırken çekilen fotoğraflarını gördünüz. Ne başımızı eğebildiler, ne kolumuzu bükebildiler" şeklinde konuştu.

BİRLEŞİK MÜCADELE VURGUSU

Yüksekdağ, Kongre'nin "Örgütlenelim, birleşelim, faşizmi yenelim" şeklindeki şiarı üzerinde de durdu. Yüksekdağ, buna ilişkin "Kongre sloganında doğru biçimde ifade edildiği gibi, örgütlenme kanallarını halkımızla birlikte, saflarımızı büyütme iradesiyle sürdüreceğiz. Bütün özgürlük güçlerini birleştirme çabasından vazgeçmeyeceğiz. Sadece kendi alanlarında örgütlenmek değildir bu. Tarihe bir borcumuz var. Sosyalist olmak demek, görevlerini günün ihtiyacına göre değerlendirmek demektir, değerlendiremiyorsa altı boştur. Bu sadece güzel bir söz değil. Tarihsel bir anlam ve eylemdir" ifadelerini kullandı.

İsimlerinde sosyalizm ifadesi geçen partilerin büyük bir güç ve iradeyi taşıması gerektiğini kaydeden Yüksekdağ, "Ben ESP'nin bunu başardığını düşünüyorum" dedi.

HDP İLE BİRLEŞİLEREK KAZANILDI

Yüksekdağ, şöyle devam etti:

"Birleşerek örgütlenmek, bütün işçi, emekçilerin yok edilmek istendiği sürece verilecek yanıttır. Bir taraftan karanlık acımasız günler yaşanıyor. Ama bir tarafta da aydınlık günlerimiz var. HDP çatısı altında yürüttüğümüz mücadele, bütün Türkiye halklarının mücadelesinin birleştiği ve birleşerek kazandığı bir süreç oldu. Bu tarihsel kazanımların altında, HDP çatısı altında birleşen partilerin imzası vardır. HDP çatısı altında birleşen parti ve güçlerle, halklaşma zeminini kazandık bu büyük gücü açığa çıkardık. Bütün imha saldırılarına rağmen bu büyük güç varlığını sürdürüyor. Grev meydanlarında, abluka altındaki direnişlerde, kampüslerde, okullarda bu büyük güç kendini üretiyor.

'BAŞARMAK ZORUNDAYIZ'

"Artık bu yolun çok daha önemli bir kavşağında olduğumuzu görmemiz lazım. Bütün ezilen sınıflara, cinslere, inançlara karşı mücadele ve kazanma görevimizi birleşerek örgütlenmek ve birleşerek başarmak zorundayız. Bu perspektifi kuşanan ESP kongresini selamlıyorum. Acının ve gözyaşının da en fazlasını gördük, ama zaferlerin ve başarıların ad büyüklerini yaşadık. Kötü karşısında direnişçiliğini büyüten, dayanma kapasitesini büyüten bir kolektif güç tarihin dışına itilemez. Karşılıklı dayanışma ve yoldaşlık ilişkisiyle görevimizi yerine getireceğimize inancım tamdır."

Kaynak: DİHA