Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs’ün evine düzenlenen baskın sonrası gözaltına alınmasına ilişkin basın açıklaması yaptı.

HDP Meclis Grubu’nda yapılan açıklamada Yüksekdağ, 15 Temmuz’daki darbe girişimin ardından ilan edilen OHAL’le tüm muhalif kesimlere bir saldırı olduğunu hatırlatarak, Alp Altınörs'ün gözaltına alınması hakkında şöyle konuştu:

‘BİZ 90’LI YILLARIN İŞKENCELERİNDEN ÇIKIP GELDİK’

“Bu vahşetin karşısında dimdik eğilmeden duran tek siyasi parti HDP’dir, siyasi iktidar ‘yola getiremedikleri’ni şiddet ve vahşetle teslim almaya çalışıyor. Bugün şiddet ve vahşet siyasetinde yeni bir perde açıyorlar. Bu perdeyi yeni açanlar bu saldırıları çok iyi bildiğimizi iyi bilsinler. Alp Altınörs ve bizim saflarımızda siyaset yapan sayısız insan bugün şiddet sahnesine çıkanları çok iyi tanır. Alp gibiler, bizler, o 90’lı yılların işkencelerinden çıkıp geldik. Oralardan çıkıp geldiğimiz için o yıllarda 90’lı yılların ekipleriyle siyaset yapanları yenip geçtiğimiz için dimdik durmayı başarıyoruz.

“O yıllardaki uygulamaları aşıp bugüne gelmeyi başardıysak buradan da hep birlikte çıkmayı başaracağız. Bizler tünelin ucundaki ışığı görüyoruz. Bizler bu ışığın hakkımız olduğunu biliyoruz. Başkanlık sistemini kuramayanlar tek adam tek parti suntasını işine geldiği gibi kuramayanlar o zaman korku imparatorluğu kırarız diyoruz. Biz buna izin vermeyeceğiz. Halkımızın yaşam alanlarını kurdukları korku karakollarını hep birlikte yıkacağız.”

‘BİZİ KAYYUMLA SİLMEYİ BAŞARAMAZSINIZ’

Muş’un Bulanık Belediyesi’ne kayyum atanmasını değerlendiren Yüksekdağ, “Kayyum Kaymakamlık tarafından atandı. Bu siyasi iktidarın trajedisidir. Bizlerin bir belediyesine kayyum atarak bizleri yıkmayı başaramazlar. Halkımız o belediyelerde seçilmiş iradeyi sonuna kadar desteklemeyi devam eder. Bizi birkaç yere kayyum atayarak silmeyi başaramazsınız” diye konuştu.

‘KAYYUM ATAYAN KARARLARI TANIMAYACAĞIZ’

Yüksekdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yüz binlerce insanın seçtiği belediye başkanını, Ankara’dan atanmış bir kaymakam görevden alıyor. Bu cümleden bile böyle bir saldırıya biat etmeyeceğimizi dahi çok iyi bilirsiniz. Yüz binlerce insanın seçtiği iradeye kayyum atayan kararları tanımayacağız.

“Seçilmiş halk temsilcilerine dönük işgal operasyonları düzenliyorlar ama kendi oturdukları saraylar da güvende değil. Demokratik mevzilerimize göz dikmişler ve el koymaya çalışmışlar. Direnmek böyle koşullarda haktır ve görevdir. Böyle bir şuursuzluk karşısında bu ülkede direnen insanlar olduğunu göstermek, bir insanlık görevidir.”

‘TÜRKİYE’DE BİR DİKTA REJİMİ OLDUĞUNU İLAN ETTİLER’

Kanun hükmünde kararnameleri (KHK) de değerlendiren Yüksekdağ, şöyle devam etti:

“Ne o KHK’lerinizi ne de atadığınız kayyumları tanıyoruz. OHAL’le birlikte, Türkiye’de bir dikta rejimi olduğunu ilan ettiler. Bugün burada konuşuyorum, yarın olmayabilirim, olamayabiliriz, tutuklanabiliriz. Çünkü OHAL’le birlikte Türkiye bir dikta rejimine dönüştürüldü. Bize kanun diye dayattığı kağıt parçalarıyla bu ülkeyi yönetebileceğini düşünüyor. Bu kanunsuzluğun karşısında boyun eğmek zorunda değiliz.

‘15 TEMMUZ DARBESİNİ ÇAĞIRAN SİYASİ İKTİDARDI’

“Bugün KHK’lerle ve belediyelere kayyum atama kararlarıyla sadece içine düştükleri rezaleti derinleştirirler. Darbe çarkını yine kendi elleriyle hızlandırırlar. 15 Temmuz darbesini çağıran bu siyasi iktidardı. Bakın bu sefer engel olabiliriz, bir kere daha Türkiye’yi bir darbeye götürüyorlar. Bir darbe mekaniğini çalıştırdılar ve bunun karşısında Türkiye’nin daha fazla felakete sürüklenmesine izin vermemeliyiz.

‘BUGÜN YENİLEN SİYASİ İKTİDARDIR’

“Bugün yenilen siyasi iktidardır. Susarsak yeniliriz, karşı çıkmazsak yeniliriz. Susmayan bir halk mutlaka kazanır. Belediyelere kayyum atadınız peki milyonlarca seçmeni ne yapacaksınız? 6 milyon HDP seçmenine kayyum mı atayacaksınız? Sizin kayyumlarınız yetmez. Hepimize bir kayyum atamanız lazım. Ama bu yolla milyonların iradesine asla boyun eğdirmeyi başaramazsınız.”

‘DEMOKRATİK BİR BARİKAT OLUŞTURMANIN ZAMANIDIR’

Yüksekdağ, ‘demokratik barikat’ın altını çizerek, son olarak şunları söyledi:

“Bizler bu koşullar içerisinde bütün demokrasi güçlerinin, ihraç edilen akademisyenlerin, eğitimcilerin, geleceksiz bırakılan kamu çalışanlarının, darbeci ilan edilerek onuru saldırı altında olanların, kadınların, gençlerin ve emekçilerin bugün el ele vermesini bir demokratik barikat oluşturmasını çok önemli buluyoruz. Demokratik bir barikat oluşturmanın zamanıdır.”

Kaynak: JINHA