DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yüksek, “AKP hükümeti Kürt siyasetinin gücünü zayıflatmak ve dağıtmak istiyor, bunun karşısında da lazım olan örgütlenmedir” dedi.

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DTK, KJA, DBP ve HDP öncülüğünde, Diyarbakır’da düzenlenen, “Seferberlik ruhu ile örgütlenelim, direnerek kazanalım” başlıklı toplantıyı değerlendirdi.

Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye’deki gelişmelerin tartışıldığı toplantının ve toplantı sonucu alınan seferberlik kararına değinen Yüksek’in açıklamaları şöyle:

“AKP hükümeti Kürt siyasetinin gücünü zayıflatmak ve dağıtmak istiyor, bunun karşısında lazım olan örgütlenmedir. Bu dönemde gerekli olan bütün kurumların tek vücut gibi hareket etmesi gerekiyor. Kurumlar ilk önce kendi içerisinde örgütlenmesini yapmalı, koordine etmeli. Bu örgütlenme ile halka yönelmeli, halk örgütlenmeli. Ev ev, sokak sokak, köy köy, mahalle mahalle, şehir şehir örgütlenmemiz gerekmektedir. Şimdi de zaten bunun için bir çalışma başlatılmış durumda. Demokratik Bölgeler Partisi olarak bu çalışmada öncülük edecek. Bütün üyeleri, çalışanları, yöneticileri, eş başkanları içerisinde yerini alacaktır.

DBP OPERASYONLARI

Partimiz için çalışmalar da devam edecektir. Bilindiği üzere partimiz üzerine devam eden baskılar sonucunda tutuklamalar ve gözaltılar devam etmektedir. Bununla beraber partimiz içerisinde boşluklar oluştu biz de bu boşlukları doldurmak için hızlı bir şekilde kongrelerimizi yapacak ve halkın içinde çalışmalarımızı da başlatacağız. İnanıyorum ki bu hamle başarıya ulaşacaktır.

MUSUL, KERKÜK VE ROJAVA

Türkiye Cumhurbaşkanı ve hükümeti Musul üzerine çok konuşuyor, aynı zaman da Suriye ve Rojava üzerine de bu konuşmalar devam etmektedir. Misak-ı Milli’yi gündeme getirdiler ve diyorlar ki; ‘Musul ve Kerkük üzerine hakkımız var’. O köprünün altından çok sular geçti yüz yıl geçti. Eğer Musul, Kerkük ve Rojava üzerine hesaplar yapılacaksa mecburen Kürtlerle oturmak zorunda ve bir ittifak yapmak zorunda. Bunun dışında yapacakları hesaplar herhangi bir başarıya ulaşamaz”

‘KÜRTLERİ TANIMAK ZORUNDADIR’

“Eğer ki Misak-ı Milli’yi gündeme getirerek hak talep ediyorsa Kürtlerin fikirlerini sormalı, Kürt sorununu çözmek zorunda. Kürtleri kabul etmek zorunda, Kürtlerin özgürlüğünü kabul etmek zorunda. İsteklerini kabul etmeli eğer bunları yaparsa o zaman da Misak-ı Milli sınırları için konuşabilir. Hatta bizler de oturabiliriz bu konuyu beraber de tartışabiliriz bundan kaçacak değiliz Kürtleri inkar ederek, haklarını inkar ederek yaparlarsa o zaman işgalci durumuna düşerler. AKP’nin hesabı da işgal etmektir, bu mantıkla yaklaşırsa işgalcidir.”

(Kaynak: DİHA)